topluca ispanyol teranelerinden kurtulduğumuz haftanın ikinci maçıdır. Ha şimdi ne olacak çakma katalanlar çakma bayernliliğe falan soyunacak. Ki soyunmaktalar da. Hemen biz bitmedik bak real de yenildi fasa fisosu yapıyorlar. Lan sanki real ben uzay takımıyım, forvetsiz bütün sezonu götürürüm, uzun top muzun top yapmam doğrudan ortadan yardırırım gibi saçmasapan söylemlerde bulunmakta. velhasıl Futbol'un iki büyük ekolünün ülkeleri finalde eşleşmişlerdir. ingiltere ve Almanya. Para hiç olmazsa ispanyollara gidip futbolu nasıl katlederiz gibi saçmalıklarla futbol seyircisine dönmeyecek.
Kralın soytarılarına kapak olmuş maçtır. O değil de ramosa penaltı attırmak nasıl bir özgüven ve angutluk karışımıdır arkadaş. ikerin emegine de mi acımadın hiç morinyo?
son dakikalarda gomez'in kaçırdığı gol ile uzatmalara giden ardından penaltılarla bayern münih'in chelsea'ye 2012 şampiyonlar ligi final rakibi olarak ilan edildiği maçtır.
penaltılarda morinho'nun islam'a sığındığı maç. tabi o da kurtaramamıştır.
o değil de madrid ve bayern'in eşit güçlerde olduğunu öğrendik. oyun tarzları hemen hemen aynı. bu yarı finalden kim çıksa yener demiştim chelsea'yi. taa barcelona maçı olmadan önce. hala diyorum. bayern alır kupayı.
sergio ramos´un kaçırdığı penaltı olayın özetidir. top senin önündeyse ve gol atmak için her türlü şansın varsa, o şansı kullanacaksın ve topu fezaya değil kaleye vuracaksın.
şimdi finalde "bayern chelsea" var. artık öyle maçı da isteyen izler.
isteselerdi futbolu sadece "penaltı" lardan ibaret bi oyun olarak icat ederlerdi. öyle yapmadıklarına göre futbol" oyunu" da goller kadar önemlidir.
"yaratıcı futbol takımları" finale kalamadılar. statik takım oyunu finale kaldı. ve final maçı "bir haber" olma niteliğini aldı.
yani oturup da neyi seyredecez? philip lahm´ın korner çizgisinden robben´ a orta yapıp robben´ın gol atmasını mı?...onu zaten biliyoruz. seyretmesek de olur.
dünkü maçla "champions league" sona erdi. işin bundan sonrasını, "futbol meraklıları" değil, o takımların taraftarları seyreder. "futbol" seyretmek isteyene hitap eden bi futbol maçı olmayacaktır, final maçı.
ancak işin sevinilecek tarafı; final maçına bilet alacaktım, karaborsaya düştüğü için duraksamıştım. iyi ki duraksamışım. biletle maça gitmeyi bir yana bırak, tv´de bile seyretmem ki ben o bayern chelsea maçını. chelsea barcelona maçını seyrettik, chelsea´nin nasıl oynadığını biliyoruz. onu seyretmeye gerek yok ki. maçtan sonra nasılsa bi yerden haberini duyar, "haa demek chelsea / bayern yenmiş, afferim" deriz. başkaca da bi şey olmaz.
iki kere bu champions league kupasını kazanan mourinho´nun "göt " olduğunu söyleyenler bilsin ki, mourinho 3.kere o finale çıkacaktı. yoksa adamın 2 kere yaptığı şey zaten. mourinho göt falan olmamıştır.
isterdik ki en az bir yaratıcı takım finalde bulunsun. öyle olmayacakmış demek ki. fatih terim´in dediği gibi ; "futbol böyledir".
ispanya ligi balonunu söndüren maçtır.
dünkü maçtan sonra bu maçta real madridin elinden hiç birşey gelmemesi ispanya liginin ne kadar kötü bir lig olduğunu gösteriyor. ligdeki hermaçını elini kolunu sallaya sallaya, rekorlar kırarak kazanan bu iki takımın liglerinde şampiyon olamayan takımlara karşı
bu derece zorlanması ispanla ligi için çanların çaldığını gösteriyor.
ligi toparlamadan, zorlu bir lig oluşturmadan barçanında realinde uluslararası maçlarda zorlanacağı aşikar.
ispanyol basınının havasını vakumla alan maçtır. "avrupa kupaları finalleri ispanyol takımlarının kendi aralarında oynadıkları maçlar olacak, ehi ehi ehi" manşetleriyle şımaran gazetelere sağlam kapak olmuştur.
mourinho nun maç sonrasında hızla merdivenden karanlıklara dalması (bkz: yüzüklerin efendisi) kitabında Örümcek (bkz: Shelob)'un Sam dan kılıç darbesi alınca karanlık inine kaçışını( yeni kötülükler yapmak için güç toplamak maksadı ile) hatırlattığı maç.
uzun yıllardır finalde yer alamayan real'in, kendi sahasında penaltılarla dramatik bir şekilde kupaya veda ettiği şampiyonlar ligi yarı final rövanş maçı. lakin hiç bir şey şunu değiştirmez; hala madrid!