rodrigo tello'ya sol bekte yazık olduğunu, bobo'nun geri döndüğünü, matias delgado'nun liderlik görevini kaldırabilecek kapasitede olduğunu ve oktay derelioğlu'ndan yorumcu olmayacağını gösteren maç olmuştur..
"10 saatlik yoldan geldim. maçın 2.yarısına güç bela yetiştim ama iyi ki de 2. yarıya yetişmişim" dedirten maç. Beşiktaşımız güzel mücadele, bol adrenalinle birlikte 3 puan hediye etmiştir biz taraftarlarına lakin, Gökhan Zan efendi yine hiç iyi sinyaller vermemiştir. Görünen o ki bu sezon çok gol atan çok gol yiyen bir takım olacağızdır. Çok gol yiyen kısmının gerçekleşmemesini umuyoruz.
beşiktaş'ın 90 dakika iyi top oynayıp şanş ve gökan zan nedeni ile kendi kalesinde 2 gol görüp ardından 3 gol attığı maçtır. bu kadar iyi top oynayan bir takımı kıskananların bol olması normeldir. beyaz ulan
kendi takımının taraftarlarını melek sanan beşiktaşlılarca antalyaspor taraftarına "terbiyesiz" yakıştırması yapılan maç. tabi ben burada stadı sessiz sedasız terkederken yağmur misali üzerimize yağan yabancı cisimlerden, sik kadar beşiktaş tribünündeki sayıca az ama edepçe de niteliksiz beşiktaş seyircisinin tahriklerinden, hakemin bjk forması giymek üzereyken daha pratik yollar keşfetmesinden ve daha birçok şeyden bahsetmiyorum. Koskoca rüştü reçber in kale arkası tribününde taraftarla tartışması önemsiz tabi. Kısaca beşiktaş hakemle maç çevirmiş, şansı da baya yardım etmiştir. asıl terbiyesizliği yapan da açıkça beşiktaş taraftarıdır. kimse oturduğu yerden yorum yapmasın.
doğruya yıldırım demirören'nede beşiktaş taraftarı attı o sopaları suları. maçın ilk yarısında sahaya atılan o sis bombasımıdır artık nedirse hiç sayılmıyor 90 dakika küfürlü tezahurat yapan antalya sehircisi bir melek herzaman ki gibi beşiktaş sehircisi kötü olan. hayatta beşiktaşk ulan
beşiktaşımızın lige iyi bir başlangıç yaptıgı maç olmuştur.
biraz degerlendirme yapacak olursak;
- beşiktaş 95 dakika boyunca iyi mucadele etmiş, bol gol pozisyonuna girmiş, rakibine de bol gol pozisyonu vermiştir.
- beşiktaş defansı ligin ilk maçı için olumlu sinyaller vermemiştir.
- özellikle gökhan zan oyunun başındaki sert futbolu ile bile iri kıyım, yarmakof cinsi antalyaspor forvetini durduramamıştır.
- holosko ilk yarıda yakaladıgı %100 lük net pozisyonları harcamasa şu an güle oynaya bir galibiyeti kutluyor olurduk.
- bünyamin gezer otoriter ve sağlam yönetimi büyük bir tebrigi hak etmiştir.
- defansın büyük handikaplarına ragmen delgado adeta bir maestro gibi oynamış ve zor pozisyonda attığı gol ile takımını ipten almıştır. tebrikler büyük kaptan. bu gemi senle gider!
- maçın başından beri bütün pozisyonlarda eriyen bobo 10 dakikaya 2 gol sıgdırarak takımı bu zorlu musabakada sırtlamıştır.
- nem oranının ve sıcaklıgın bu derece bunaltıcı seviyede oldugu bir maçta 95 dakika canını dişine takarak bu taraftarı utandırmayan takımıma can-ı gönülden tesekkürü bir borc bilirim.
centilmen antalyaspor taraftarına(!) günü güzelliştirmek için ellerinden geleni yaptıkları için tesekkür ederiz.
maçın başında ki olayları görmezden geldik diyelim. maçın içerisinde ki o sopalar ve pet şişeler şeref tribününe tabi ki (beşiktaşlılar) dışında statda pek şeref tribününe laik insan varmıdır tartışılması gerkir ,yıldırım demirörene nasıl atıldı onu geçtim şeref tribününden dahil pet şişe atılan takımdı melek hatta ,50 metrede yabancı cisim olimpiyatları yapılsa tribünlerde altın madalya alırdı antalya sehircisi. (bkz: bu lig için kesinlikle fazla şerefliyiz biz)
2. yarısına baktığım kadarıyla 2 takım da hazır değil. antalyaspor 2-0 öndeyken ayağında top tutması gerektiğini bilmiyor mudur nedir anlamadım. beşiktaş'ın defansı da evlere şenlik top adamların içinden geçiyor fifa2007de falan olurdu hep gerçekte de oluyomuş tabi gökhan zan gibi oyuncun olursa her yerden geçer bi de milli takımda oynamaz mı bu adam ah ulan ah.
antalyaspor'un 2. yarı pozisyonları da vardı kötü olsalar da şu ilerdeki mustafa denizli deyimiyle saçları enteresan olan adam iyi gibi duruyor. direkten dönen topun 3. gol olarak kendilerine dönmesi şanssızlık biraz da. ali tandoğan yerdeyken eline koluna 2 kere çarpıyor penaltı mı değil mi bilmem de ben olsam çalardım heralde tarafsız bakamıyorum buna.
edit:erman hoca penaltı demiş bence de penaltı bi daha bakınca top tandoğan'ın dizinden gelmiyor da antalyalı oyuncudan gelirken elde kalıyormuş.
tarihi kara kartal'ın 3 puanı 3 golle 3 cesetlele kazandığı maçtır.
şehir merkezinde gezen yüzlerce antalyasporlu taraftarı dövüp, onlarcasını bıçaklayarak yoğun bakımlık hale getirmişlerdir, 3 de ölünün olduğu söylenmektedir...
beşiktaş'ı ve çarşı'yı içtenlikle tebrik ediyorum
çünkü;
bana da 7-8 kişi dalıp, beni linç etmişlerdir.
ağzımın, yüzümün kan içinde olduğunu görüp olaya müdahale etmek isteyen çevik kuvvet ekibine de sallamalarla, sopalarla güzel bir dayak çekmişlerdir...
bravo çocuklar, tebrikler...
koçum siz şehrin girişinde taraftarı elinizde çiçek demeti, kurupasta ve limonata'yla mı karşıladınızda adamlar size saldırdı diye sormak isterim.
belirteyim ki taraftarın yaptığını savunmuyorum ama sen ne kadar evsahibiysen onlar da o kadar misafir.
öncesinde ve sonrasında; delikanlı (!) çarşı'nın kendini taşlayanları değil de, gücünün yeteceğini bildiği suçsuz insanları; durup dururken dövdüğü, antalya formasıyla dolaşmak suçunu işleyen insanları ise kestiği, bayanlara bile hakaret edip, bayların formalarını çıkarttırdığı maçtır.
çarşı nın ne mal olduğunun belli olduğu maç olmuştur. Daha stad çıkışında kafamızı uzatırken yediğimiz bira şişesinin haddi hesabı yoktu. sik kadar beşiktaş taraftarı polis kordonuna alınmış ama süper zeki antalya emniyeti antalya taraftarını bu çapulculardan nasıl koruyacağını hiç düşünmemişti. adamlar da bunu değerlendirip yapılmadık magandalık bırakmadılar. bize antalya da deplasman seyircisi muamelesi reva gören emniyete teesüflerimi iletirken inönü de hesabı kesmek(tabii ki saha da biz sizin gibi değiliz) dileğiyle entry me son veriyorum.
analizi çok derinden yapılsa sayfalar sürebilecek maçtır. öncelilkle taktik olarak genel bi değerlendirme yapacak olursak beşiktaş'ın sol bekte sıkıntı çekeceği gözükmekte. o bölgede oynatılan tello ben hücumcuyum diye adeta bağırıyor. aydın da geleceği çok parlak bir oyuncu olmasına rağmen bu maçta istediğini yapamadı ve ertuğrul hoca tarafından doğru bir değişiklikle oyundan alındı. yediğimiz gollerde ise tamamen bireysel hatalar mevcut. ligin ilk haftası olmasına da bakılırsa beşiktaşımız 2-0lık mağlubiyetten 90+5 e kadar fiziki mücadelelerde çok diri, koşan ve iyi hazırlanmış bir ekip olduğunu gösterdi. beşiktaşımız enine oynayabilen bir ekip değil, aşırı dikine oynayan bir takım kimliğinde. 3 kulvarda mücadele eden bir takım için de yedek kulübemiz de gayet kuvvetli. bugün oyunun gidişatını değiştirebilmeleri bunu gösteriyor olsa gerek.
bir de aklıma stadın zemini takıldı. yahu o sahada 3 ay maç yapılmadı hiç mi bakım yapılmamış? daha ligin ilk haftasında böyle olursa o stadda sezon bitirilmez.
şimdi gelelim tribünlere. yahu bu antalya seyircisi ankara bursa taraftarına mı özenmiş? bu beşiktaş düşmanlığı nedir? daha maç başlamadan sokaklarda saldırmalar falan... iki tane şansa gol attınız şarkılar, türküler, tezahüratlar falan iyiydi de beşiktaş gol atınca mı bi tarafınıza battı? başladınız hemen hepiniz o....u çocuğusunuz, s..lmiş beşiktaş falan... bu ne biçim düşmanlıktır?
son söz olarak beşiktaşımızın euro 08 deki türkiye-çek cumhuriyetini anımsattığı maç olması bizi yine heyecanlandırmıştır.
beşiktaş adına yenik duruma düşülse de, cehennemi sıcakta bile oyun disiplininden kopmadan, üstelik paniğe kapılmaksızın ki bu geçmiş sezonlara nazaran not edilebilecek en önemli artı olarak göze çarpmıştır, maça asılmanın kazanılan üç puandan çok daha sevindirici olduğu maçtır. yoksa bir çok açıdan eski tas eski hamam. ertuğrul bey taktik ve kadro teşkili açısından hala bıraktığımız yerde. eşek yükü parayla transfer ettiğin yabancılardan sadece biri sahada. anasının kuzusu gökhan zan yine rakibin en etkili oyuncusu, bobo tek santrfor oynayamam ben diye bas bas bağırıyor, teknik ekip dışında herkes duyuyor görüyor, ertuğrul bey derin uykularda. bir de antalya şehrimizin kendini rezil ettiği maç olmuştur. seyircisinin sabır ve disiplinle küfür etmesi, performansını şeref tribününde olay çıkararak taçlandırması ve sahanın kel taraflarını biçilmiş çimlerle örtmeye çalışması ile. aferin diyor önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
89. dakikadaki top içeri girse antalya maçı 3-2 alırdı, direğe çarpıp dışarı gitse 2-2 biterdi. direğe çarptı, içeri döndü 3- 2 oldu. (bkz: bobo). hakeden kazandı.
maçın sonuna doğru anons gelmiştir. ''maça en az 5 dakika uzatma eklenmiştir''. melih'le oktay ultrazekalıları ise bu olayla dalga geçmişlerdir. sonra toplumsal mesaj olarak da ''bu anonsların daha ilk maçlardan sıkı tutulması gerekir, geçen sene çok sorun oldu'' tarzı konuşmalar yapmışlardır. sonuç olarak reji melih'i uyarır ve ikisi de bunun yeni kural olduğunu öğrenir ve melih yine ultrazekasıyla ''maç heyecanından unutmuşum'' tarzı geyik yapmıştır. yani kabaca öyle artistlik yapmayacaksın arkadaş. morardınız mı.****
her iki takımın da kazanmak için istekli olduğu, fakat tecrübesi ve yüksek kazanma arzusu ile beşiktaşımın galip geldiği, kartalın açılış müsabakasıdır.
geçen yıldan farklı olarak, beşiktaş ileride pozisyon yaratabiliyor, tehlike doğurabiliyor, üstelik bunları sadece duran toplarla değil futbol oynayarak ve riske girerek yapabiliyor. geride sol kanattaki boşluklarsa temel handikaptı; toraman'a ilk 11'de şans verilebilirdi. defansta giunti ve zago gibi isimler olsa, önümüz daha açık olurdu muhtemelen, fakat yine de ileriki haftalar için umudu korumak lazım. defanstaki tutukluğu bir an önce aşabilsek, başarılı bir sezon çıkartabiliriz gibime geliyor.
beşiktaş taraftarının, kendi takımıyla antalyaspor'u çocukların babalarını kıyasladıkları gibi kıyasladıklarına tanık olduğumuz maçtır. aynı zamanda ödleklerin asla kazanamayacağını da gözler önüne sermiştir.
bir güruh insanı ağlatan karşılaşmadır. ne kadar kolay di mi üç kuruşluk çapınızla mikilmiş beşiktaş diye bağırmak, otobüsleri taşlamak, yüz yıllık bir kulübün başkanına saldırmak, daha toprağı kurumamış federasyon başkanımızın saygı duruşunda küfretmek, sonra da bunlara tepki olarak taraftardan iki sopa, takımdan da üç gol yiyince kaka çarşı, bok çarşı demek.
07 gençlik midir, akrep midir nedir; siz daha portakalda vitaminken çarşı deplasman yapıyordu ama kendine düzgün davranılan yerlerden nedense helallik isteyerek ayrılıyorlardı. açın bir bakın bakayım geçen seneki haberleri. ama siz büyük takımların üzerinden isim yapmaya çalışan bazı takımlar gibi davranmaya çalıştınız. hiç mi düşünmediniz o futbolcuların bunları görüp gaza gelebileceğini. ama doğru; kendi yönetimini bize para verin yoksa küfür eder stadı kapattırırız diye tehdit eden bir gruptan bahsediyoruz. yani içinde takım aşkı olmayan, sadece rant peşinde koşanlardan.
bari önce bunları değerlendirin de sonra her şeyi çarşı yaptı, kaka çarşı demek gibi bir aymazlığa düşmeyin.
bu alemde iki büyük var:
biri 70'lik rakı, diğeri de beşiktaşk...
maçtan önce vahim olayların yaşandığı karşılaşma ama bunlara değinmeyeceğim. bunları sık sık yaşayacağa benziyoruz, antalyasporlar aramızda hiç bir sorun yokken hatta istanbuldaki maçlarda antalyaspor seyircisi misafirperverce ağırlanmışken bu saldırıları neden yaptılar, bunun bilinç altı/üstü sebepleri nedir bunları iyice düşünmek etüt etmek lazım? bursa dışında bize düşmanlığını mantıklı bir sebepler açıklayacak takımlar hangileridir acaba? bütün düşmanlar birleşiniz demekten başka bir şey düşmüyor üstümüze. ama ilerde daha kötü, büyük olaylar yaşanırsa bunun sorumlusu beşiktaş taraftarı olmayacak, beşiktaşa karşı kötülük tohumları eken o iki kanka klüb olacaktır. bir taraflarına kına yaksınlar diyorum. umarım kocaeli-eskişehir-bursa-ankaragücü maçlarında ortam daha fazla gerilmez.
futbola gelince:
-antalyaspor çanakkale geçilmez oynamasına rağmen beşiktaşımıza 10 un üzerinde pozisyon vermeyi başardı, tebrik ediyoruz kendilerini.
-antalya seyircisi güzel küfür ediyormuş, bakalım kaç maç ceza alacaklar..
-dakika 30 dan 75 e kadar yallah cinler yalah kış kış cinler kış kış demekten ses tellerim acaip yoruldu ama maçı çevireceğimiz aşikardı, bir an olsun inancımızı yitirmedik galibiyet konusunda..
-gökhan zan ne milli takıma ne de bize yakışıyor. ayağı yere sağlam basan güçlü forvet oyuncuları bu adamı resmen maymun yapıyorlar. keşke sezon başında hazır imza atmayacam havalarına girmişken bu adamı iyi bir bonservisle yollasaydık. oysa beşiktaşlı sanırdık kendisini.
-holosko 2. golde yaptığı orta dışında çok sönüktü ama bir serdar özkan vardı ki antalya defansının çalım manyağı yaptı.
-bobo her zamanki gibi gollerini sıralamaya devam ediyor, zaman zaman sahadan kaybolsada golünü yazmasını biliyor.
-sivok takıma yakışmış.
-cisse dikine oynadı bu maç, fena değildi.
-rüştü zaman zaman önlibero gibi oynadı maç 2-2 iken çok kritik bir kurtarış yaptı. seni seviyoruz.
-tello zaten adamım benim.
-önümüzdeki maçlara ve mevzulara bakıyoruz
-hadi hayırlısı..
