Hangimizin mükemmel amaçları varki hepimiz üretip tüketmeye programlı robotlar gibiyiz. Kendine hobi edin ne biliyim oku, tiyatro-sinemaya git bir alan seç ve o alana odaklan.
Ne güzel işte. Amaçsızlık sana dert olmuş. Sonsuzlukla bile doymayacak olan insana hangi dünya amacından bahsediyoruz? Dünyada amaç edinipte ulaştığın hangi şeyler seni durdurdu? Doymayan insan yine tekrar bir amaç içine girmiyor mu?
Bak buda işin özeti: “derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur.” Yunus Emre.
Hayatın amacı zaten bir amaç uğruna yaşamak değil ki. Şu an dünyada yaşayan 7 kusur milyar insan var. Hepsinin aman aman hedefleri mi var saniyorsunuz? Herkes cristiano ronaldo değil arkadaşlar. Kimse olamayacak da. Çok değil sadece 100sene sonra bizi kimse hatirlamayacak. Bir amacın olmamasından daha acı olan şey bu. Hele 150 sene sonra mezarın bile kalkmış olabilir bu dünyadan. Çünkü artık bu dünyada mezarlara bile yer kalmadi.
Yaşamak için bir amaca ihtiyacımız yok. Zaten bir amacın olması yaşamın doğasına ters bence. Peki ne yapabiliriz bu konuda? Amacı olmadığını düşünen herkes karamsar mi olmalı? Bir köprüye çıkıp intihar mi etmeli? Tabi ki hayır.
Yani en basitinden birini sevmek bir amaç midir? Ama sevdiğin için mutlu olursun ve hayatta amacım yok diye karamsarlığa girmezsin. Birine iyilik yapmak bir amaç midir? Değildir tabi ki.
Her şeyi bir amaca indirgeyerek şu kısa ama değerli zamanı küçümsemeyin. Elinizden geleni sizi mutlu eden her şeyi yapın. illaki sistemin kölesi olmak zorunda degil hiç kimse. Bisikletle dünyayı gezenler var. Örnek alabilirsiniz. Ama yok yatagimdan çıkmayım, zaten amacim yok. Ot gibi yaşamak istiyorum. Hatta ot gibi de yaşamak istemiyorum. Bir eşya gibi olayım diyorsanız şunu da unutmayın. Anathemanin da dediği gibi "israf edilen zamanlar geri gelmeyecek."
35 yaşındayım. hayatta eşim ve kızım dışında sahip olduğum hiçbir şey yok. eşim ve kızımın mutluluğu dışında bir amacım da yok.
bu dünyada bu amaçtan daha kutsal bir şey de yok.
özetle hayata dair çok peşin hükümlü olmayın. 29 yaşına kadar ben de bu cümleyi söylüyordum. allah'ın sizin için yaptığı planları yaşamadan bilemezsiniz.
Sultan mehmet istanbul u aldığında 21 yaşındaydı. Lalalarıyla beraber ekmek elden su gölden yaşayabilirdi ama o ne yaptı elini taşın altına koydu sorumluluk aldı. Bir inancı vardı. Olur ya da olmaz bir şeye inanıyordu. Kendini geliştirdi çalıştı çabaladı ve başardı. Tamam sultan mehmet çok uç bir örnek ama burada alacağınız şey sultanın kendisi değil inandığı şeydi.
Şu yukarıdakiler tamamen şımarıklık.
Sen yaşama amacını asgari ücretle 4 çocuk okutan adama sor. O adamın amacı evlatlarını senin gibi mühendislik okutabilmek.
Bu şımarıklığa devam ederseniz ilerde daha büyük sıkıntılar çekersiniz. Biran önce sirkelenin ve kendinize gelin.
Bu senin degil yasadigin ülkenin ayibi ama lütfen buna kapilma silkin ve kendine gel. cünkü bu cümleyi kuruyorsan sen onlardan degilsin ve hala bir umut var demektir.
22yasindayim. Bazen banada oluyor oyle. Sukrediyorum yinede. Senin yerinde olmak isteyen binlerce kisi vardir bir dusun. Hayat boyle zaten surekli birseyleri kabullenerek yasayacaksin. Bunu degistirmene imkan yok. Ama kabullenmek eylemine bakis acisini degistirebilirsin. Kabullenmek katlanmak demek degil. Kabullenmek bazen farkinda olmaktir, kabullenmek bazen yasiyor oldugunu anlamaktir. Bazen huzurdur. Hic bir amacin olmasa bile nefes alip veriyorsun. Sana verilen bedeni, ruhu tasiyorsun. Rabbine kulluk ediyorsun. Cogu zaman bunu mukemmel bir sekilde yapamasanda. Kendi capinda birisin sende iste neden gencliginin en guzel yillarini sacma sapan dusuncelerle geciriyorsun?
babaannem derdi ki ''uşaam 80 yıldır ha bişey oldu ha olacak diye diye yaşadım ama hiçbi şey olmadi''
hayattan bir şey beklemek ile insanlardan medet ummak arasında hiç bir fark yoktur. bu acziyettir. kendi kendine portakal soymak, havadan binlerce lira yağmasından daha tatmin edicidir.