adı sır gibi saklanan ünlü bir şarkıcının da konuk edileceği rivayet edilen zirve. mekana ' tavla, tavla beni tavla ' diye iddialı bir biçimde girebilirmiş.
zirve mekânı mavi cafe-bar olarak tayin edilmiş olup saat 17:00 itibari ile start alacakwtır. ilerleyen saatlerde ortaköy sahili veya tophane'ye kapak atılabilecektir ihtimal ki.
mekan nevizade'de olup ara kat için rezervasyon yapılmış ve sigara konusunda da sıkıntı yaşanmayacağı taahhüt edilmiştir.
mekanı bulamayacağı kanısında olan yazarlar 16:30 ile 16:45 arası galatasaray lisesi'nin önünden toplanacak ve mekâna kadar kendilerine eşlik edilebilecektir.
tipik zigon zirvesi işte, ibne saat 8'den önce gelirse ben de bir bok bilmiyorum arkadaş.
sabahın köründe izmir-istanbul uçuşu, arkasından iş toplantısı ve eğer kısa sürerse kalan zamanda zirvede olacağımdır. çok içirip uçağı kaçırtmayın ama bak ! bi daha gelmem yohusam.
ilk 1 saatinde soru sorulmadıkça konuşmayacağım, kimseyi tanımamamın ve herkesin birbirini tanımasının verdiği ezikliği sonuna kadar yaşayacağım, 1 saat sonra düşen çenem sonunda kovulacağım zirvedir.
zigonun iki birayla, nickini systemerror gibi hatırladığım yazarın içmeden kafasının güzel olduğunu düşündüğüm zirvedir.* muhabbetin en can yerinde bırakmak zorunda kaldığım zirvedir ayrıca. elinden öper demiş zigonum, harbiden el öpüldü, şaşkınım. süper organizatör, süper insanlar, kısa zamanda tekrarlamalı en çekirdeğinden.
system error abazan muhabbetleriyle, zigonsehpa kendisiyle uğraşılmasıyla, poisonx ve dance with wolves polis taklidiyle,
nickini hatırlamadığım nilüfer ve gökhan misafirperverliğiyle, poisonx'in kız arkadaşı konuk severliğiyle, tusususuzu sakin halleriyle, ultracan ısparta anılarıyla, porsuga kar yagdi geldiğinde bizde yarattığı suskunlukla, arkun güler yüzüyle,
yanımıza gelip kızları korkutan arkadaş arkasında bıraktığı leşleriyle aklıma kazındı.
gelenlerle, uğrayanlarla, bir arkadaşa bakıp çıkanlarla, yürüyenlerle, yorulanlarla, konuşanlarla, susanlarla...
gene güzel bir organizasyondu kendi payıma.
sabahtan öğlene kadar birkaç ciddi adamla konuştuktan bir kaç banka müdürü ile kaba tabirle taşaklarımızı kıyasladıktan, bir kaç konut finansman çalışanının "bize de konut kredisi gönderin" ısrarlarından sonra apar-topar eve geçmek ve sevgilimi almak durumundaydım (evet, bu bir ilk oldu katıldığım sözlük zirveleri arasında). aynı zamanda da gidilecek mekânı arayıp gerekli bilgilendirmede bulunmak ve zigonsehpa totoşu arayarak gelecek yazarların organize olmasını da sağladıktan(öyle yapmaya çalıştıktan) sonra eve zor attım kendimi.
oradan zirve mekânına geçip de katılımcı yazarları elimden geldiğince organize etmeye çalıştım ve sonunda zirvemiz başlamış swangel ve sevgilime karşı "kadın-erkek ilişkisi üzerine çıkmazlar" konusunda oldukça çetin bir savaş verip bana göre yanlış bildikleri, bilinçaltının işleyişi dolayısı ile aldandıkları birkaç hususta örneklerle açıklamalar yaptım. bu tartışma esnasında neredeyse bütün enerjimi tüketmiş olacağım ki yemek faslımızın akabinde "yeniçeriler halkın haklarını koruyordu" diyen porsuga kar yagdi'ya dönüp de "kime göre, neye göre" sorusunu sormaktan, bu anlamda bir münazaradan uzak durdum.
bir de bu esnada yanlis hata imzalı bomba bir beyan var ki o anda konu tamami ile değişti zaten:
"nuri abiler öldü"
tusususuzu, buny ve dances with wolves ile masanın bir ucunda kendi halimizde sevişirken, bir yandan da ultracan ve arkun'un samimi muhabbetlerine kulak kabartıyor, uzakta kalmış olmaya iç geçiriyordum.
o sıralarda last dance of mary jane'in 70'lik rakı vaadi kulağıma ulaşıyor o sıra zigon'un parlayan göz bebekleri eşliğinde zirvenin bu ayağı tamamlanma aşamasına geliyordu.
sonrasında bir hastalık gibi olduğunu gördüğüm, manzarası karşısında mest olmayanı ise şimdiye dek görmediğim cihangir parkı faslı başlıyor. huzur kaçırma potansiyeli olan park sakinleri de sözlük yazarlarından ufak çaplı nasibini alıyordu.
velhasılı belki de can sıkıcı detaylara karşın güzel olmuş bir zirve der, zigon'a da teşekkür ederim kendi payıma.
unutmadan system error'un "sen ne yiycen" ve "ne yiycen" sen şekilli durmaksızın yinelediği soru cümlesi de derin ve tamiri nâmümkün bir tahribata sebep olmuştur katılımcı yazarlar üzerinde.