bugün

yenilmediğimiz için seviniyorum. yenilebilirdik de. o zaman her şey biterdi. beraberlikle umutları bir sonraki maça taşıdık. yenilirsek o zaman her şey bitecek. diğer maç 7 kasım'da cluj ile. galatasaray forvetleri umut ve burak kendine gelmeli ve hava topları çalışmalı sürekli. her maç 50 tane orta açılıyor. değerlendirin bunları.topun size gelmesini beklemeyin. biraz hareketli olun. orta açıldığı anda ileriye hamle yapın. yardımlaşın, orta sahadan gelenlere top indirin sıksınlar kaleye. elin adamları tek ortayı gol yapıyor. yuh size ya. elmander de olmasa kafayı yiyecem.
galatasaray'ın matematiksel olarak şansını devam ettirdiği ancak mantıksal olarak avrupa kupalarına havlu attığı maçtır.
(bkz: (#17270647)) demiştim demek istemezdim.
Büyük seks oldu.
(bkz: Ünal Aysal)
balçık içerisinde debelenen futbolcuları tarif etmek için kullanılabilir.
ilk yarısını uykulu gözlerle ikinci yarısını da ayık gözlerle izlediğim maç. ikinci yarıya göre yapmam gerekirse danny ve melo bence kötü değillerdi. topun nerede duracağını kestirmek inanılmaz zorken tüm yazarların dannye saydırması çok saçma olmuş gerçekten. sabrinin bitmek bilmeyen enerjisi demişler, sabri zaten 70lerde girdi oyuna. sizin en büyük sorununuz burak ve selçuk inan. selçuğun dün gece hiçbir şey yaptığına şahit olmadım, bari git sorumluluğu alıp penaltıyı sen kullan ama onu da yapmadı. emre çolağa laf atılıyor, adam sayısız güzel orta kesti ama defans içinde sivrilemeyen burak kazması ve umut değerlendiremedi hiçbirini. burak anca boş kalelere yuvarlasn topu.
utanç sahasından dolayı böyle oldu, dedirten futbol maçı.

maçı seyrettik. akılda kalan en önemli olay, topun sekmemesi. bi de yerden çekilen şutun acayip bir şekilde sürat kaybetmesi. top yere çarpıyodu bazı anlarda, ve çarptığı yerde kalıyordu - e bu "patlak" bir topun özelliğidir. "patlak" topla şampiyon klüpler kupası maçı oynanmaz, öyle değil mi?...ama yağmurdan dolayı bal gibi de oynandı işte.

normal şartlarda gs cluj u yenerdi.bence. o sahada top oynanması olayıdır esas üzerinde tartışıması gereken.

top sekmeyince , yerden top oynamak mümkün olmayınca, e sen yerden uzun pas atamazsın. bu durum oyun kurma konusunda tamamıyla sıçış bir durum yaratır. ancak havadan kafa golüyle falan bi şey yapabilirsin ki, gs nin golü de öyle oldu.

esas 100 puanlık soru şudur; kardeşim, neden o sahada futbol maçı oynattınız? devamı da derhal gelir ; o saha yeniydi, altında ızgarası, ısıtma tesisatı yok mu bu sahanın? bozuk mu?...

baksana adam yere düşüyordu, yerde resmen 10 metre kayıyordu. e bu durumda sen mesela messi olsan, cristiano ronaldo olsan, o heriflerin o şaşırtma hareketlerinin hiçbirisi yapılamazdı o sahada. birden durup rakibi ters tarafa ilerletme hareketi mesela ronaldo´nun. yapamazdı dünkü sahada onu, kayıp düşerdi, kendisi kayarak "tac" a çıkardı top sahada kalırdı.

sky sport´taki alman spiker mütemadiyen "bu topla bu sahada adamlar oynanabildigi kadar oynuyolar işte" diyordu. kardeşim sekmeyen topla futbol maçı oynanılır mı?... uzağa pas atamıyorsun, zaten pas atamıyorsun top ortada bi yerlerde "duruyo". bu durumda topla birlikte bir sonraki adamın ayağına kadar top sürmen lazım. e böyle oyun mu olur, taktik mi olur?...

yani futbol maçından başka herşeye benzeyen bir futbol maçıydı. en büyük futbol takımları bile ahanda bak, o "uzaylı" dediğiniz barça hadi bi çıksın da öyle sahada bin pas yapsın bakiim..nerde yapıyosun, top gitmiyo ki...

not: gs´li değilim.
öncelikle saha faktörünü geçmek istiyorum. Çünkü eşit şartlarda sonuçta. Ama fark ettiyseniz adamların ayağına çok top gelmedi ama topu bizimkilerden daha iyi sürdüler. Mesela dany. Sen nesin küçük çobanım abe deli oğlanım. Hala geri pas atıyorsun e at ama yerden ne yuvarlıyorsun. Ve stoperler yetersiz galatasaray'da. şöyle ki adamlar küçücük. Tamam semih yine iyiydi (10/10) ama yetersiz. Stoper dediğin ilk başta uzun hızlı ve kalıplı olacak. bak açtığımız ortaları cluj defansı nasıl eritti. O yüzden sonuç istetiğimiz gibi değildi. Bekler yine iyiydi bence. Riera olsun, eboue olsun ve sabri olsun. orta sahaya geldiğimiz de hamit gerçekten 30 dk dahi olsa kendini gösterdi. Tecrübesini gösterdi. Eğer oyunda kalsaydı çok daha olumlu olabilirdi. Kendi içinde galatasaray içinde. Melo ve selçuğa geldiğimizde. Öncelikle ne oldu size? Diye soruyorum. Melocuğum bak örneğin amrabatın önüne düşecek olan topa rövaşata denemen gibi boş hareketleri bırak. Bu takıma bir şey katmaz. Kafa toplarına çıkışların ne kadar iyiyse o kadar kötüydün. Penaltıyı zaten söylemiyorum. Çok yılışıktı. Selçuk o bildiğimiz selçuk yoktu saha da. Ne bileyim biz mi çok gözümüzde büyüttük ama yok öyle de değil. Ama bu sen değilsin. Amrabat ve emre. Amrabat bugün kendi günündeydi diyebilirim. Ama emre bu maçların adamı değil. Ona verilen şansların karşılığı bu değil. Elmander çok şanssızsın. Biz biliyoruz ki gerçekten çok şey katmaya çalıştın ama sakatlanınca ne gelir elden. Burak ve umut size gelince hele umut. Çok zayıf kaldın çok. Hiç ama hiç beğenmedim ve bu birkaç maçtır böyle. Burak yine umuta nazaran iyiydi bence. Gelelim kornerlerin kullanışına o kadar yağmur var ve siz hala 45 dk paslaşarak kullandınız ya o kornerleri birşey demiyorum ben. Ve ortadan açılan ortalar. Gereksiz. Merkezden açılan orta zaten ceza sahasını doldurmak oraya adam sokmak için. E zaten bütün herkes ceza sahasında. Neden merkezden orta açılır? Yanlış değerlendirildi çoğu kez.
Aynı saha şartlarında oynandığına katılmıyorum. Zira Cluj takımı zaten defansif oynayan, rakibin üstüne gelmesini bekleyen ve bulduğu ani toplarla da kontraya çıkan bir takım. Yani hücum gücü sadece kontra; yoksa organize atak yaptığı, topu ayağında dolaştırdığı falan yok. Böyle olunca da saha şartları Cluj takımını sadece hücum yönüyle etkiledi. Zaten ilk golü bulduktan sonra da hücum yapmasına gerek kalmadı. Yapmadılar da. Oysa galatasaray bunun tam tersi bir anlayışa sahip. Ayağa pas yapma olanağı dün hemen hemen hiç yoktu. Defansın arkasına top atmak da imkansız gibiydi. Cluj de zeminden dolayı defansın derinliklerine çakılıp kaldı. Hal böyle olunca tek bir oyun anlayışı benimsendi. Mecburen...

Tahminimce şanssızlığımız ilk yarıdaki kale seçimi oldu. ilk yarı Galatasaray defansının sağ tarafının bulunduğu bölge nispeten daha kuruydu. Zaten gollerin ikisi de oradan geldi. Belki kale seçimi ilk yarı galatasaray için bu yönde olsaydı, ilk golü bulup maçı koparabilirdi. Böyle maçlarda atacağınız bir golün önemi, normal maçlara göre daha fazladır.

Cluj maçında zafiyet göstermemiz gereken tek yerde zafiyet gösterdik. Defansa hala bir çare bulunamamış gözüküyor. Dany aynı hataları yapmaktan vazgeçmiyor. Hayır, kendi kalesine attığı golden bahsetmiyorum. Her futbolcu kendi kalesine gol atabilir. Ancak maç genelin-de bile Cluj'ün aklında yokken bile gol atmasını sağlayabilirdi. Her şeyi anlarım ancak topun ileri gitmeyip çakılı kaldığını bile bile geri pas yapmak ne demektir? Neyse ki iki topa da Semih Kaya, Bastos'dan önce müdahale etti. Defansif anlamda Dany ve Semih nerede duraklarını bilmiyorlar. Aksi halde yediğimiz golün açıklamasını başka türlü getiremeyiz.

Galatasaray'ın gruptan çıkması için artık önündeki üç maçı da mutlak olarak kazanması gerekiyor. Tek bir maçtan bile berabere ayrılması gruptan çıkma şansını suya düşürecektir.
Galatasaray'ın şanssız bir şekilde beraberlikle sonuçlanan şampiyonlar ligi maçı http://www.zapkolik.com/4...tigolleri-23-10-2012.html
bahaneler dizisinin 3. maçı.

çok ağır bu söylem belki ama şöyle bir dönüp ilk iki maça bakalım. haldır haldır saldırdığın manchester united maçında adamlar iki kıpırdandığında kalene istedikleri zaman gelmişler. tamam hakem senin penaltını vermemiş, ama golün olduğu pozisyonda da kalecini atmamış** neticede sen bütün maç şuursuzca saldırmışsın, adamlar ellerini kollarını sallayarak gelip gol atmışlar, istedikleri gibi de skoru korumuşlar. hadi o gün hepimiz dedik, galatasaray çok iyi oynadı ama olmadı diye.

ama braga maçını şanssızlık veya beceriksizlik söylemleriyle açıklamak mümkün değil. rakip analiz edilmemiş ki! adamların ön alanı fizikli, fuleli, hızlı adamlardan oluşuyor. belli kapanıp kontra yapacaklar. sen şuursuzca saldır, iç saha maçı diye bastır ve enerjini tüket. braganın ön alanı da diri kalıp ceza kesmek için bekledi ki nitekim yaptılar bunu da. şanssızdık dendi, oyuncularımızın beceriksizliği dendi ama kimse rakibin düzgün analiz edilmediğine ve doğru kadro çıkmadığına işaret etmedi.

cluj maçında da yağmur ve zemin deniyor. peki şöyle bir soru yöneltmek istiyorum ben. aynı sahada adamlar da oynamadı mı? hem de 62 dakika 10 kişi? yani onların ayağı kaymadı, onların attığı toplar suya takılmadı vs. daha ilk 2 dakika içinde adamlar kalene 2 kere gelmişler, üçüncü gelişleri gol olmuş. 10 kişi kalmasalar daha çok kontra arayıp gol pozisyonuna girerlerdi, kötü zeminde gömüldüler. 73 orta yapıp 26 şut çektiğin maçta sadece 1* gol bulduysan adama gülerler. ne zemin, ne şans ne de beceri bunun açıklaması olamaz.

kuralar çekildiğinde "ooo koyarız, geçiririz, kesin gruptan çıkarız" diyen taraftar kitlesinin yüzde kaçı bugün aynı şeyleri söylüyor peki?

şimdi sevgili galatasaray taraftarı, size birkaç bir şey söylemek istiyorum. bu dediklerimi ister beğenin, ister beğenmeyin, istiyorsanız da bana sövün ama gerçek budur.

bir kere geçen seneki kadro ve performans veriminin inanılmaz altında takım. bunda tomas ujfalusi'nin sakatlığının ve felipe melo'nun formsuzluğunun çok büyük etkileri var tamam. hadi johan elmander de maksimum verimli bir hazırlık dönemi geçiremedi önceki sakatlığından vs dolayı. ama o çok şereflli türk basınının fatih terim korkusundan dolayı yazmaya çekindiği birçok şey var. çünkü fatih terim tabu, taktik bilgisi eleştirilemez vsvs.

ujfalusi savunmayı toparlayan adamdı. semih kaya'nın tek hamlesi var. ilk hamlesi başarısızsa ikinci hamleyi yapana kadar gol oluyor. ujfalusi bu yüzden önemliydi çünkü kademeye hemen gelebilen ve alanı daraltabilen adamdı. ne cris ne de dany nonkeu bu tip oyuncular değil. hele dany hiç değil. dany'nin tek artısı çabukluğu ama pozisyon bilgisi yetersiz ve fabio bilica ayarında risk alan bir adam.

felipe melo formsuz çünkü bütün hazırlık dönemi boyunca yattı. yanında oynayan selçuk inan'ın da performansı düştü o yüzden. ama selçuk'un form düşüklüğü milli takıma ve abdullah avcı'nın onu oynatmamasına bağlandı! hamit altıntop'un son bir sene içerisinde yaptığı maç sayısının zorlukla iki haneli sayılara ulaştığı* bilinmesine rağmen süperstar havasında getirildi ama ne kadar verim alındı? nordin amrabat var bir de transferi olay olan. amrabat'ın yetenekleri tartışılmaz ancak net bir şekilde açık alan oyuncusu ve savunma yapmayı o kadar da sevmiyor. dolayısıyla da orta sahayı yer yer eksik bırakıyor. geçen sene emre çolak, melo-selçuk, engin baytar'dan oluşan orta saha deli dana gibi bastığı için top hep ön alanda galatasaray'da kalıyordu. bunları göz ardı etti herkes ve kimse de ağzını açıp laf söyleyemedi.

3 maç ardarda kaleye gelen her top gol oluyorsa, sen rakip kaleye 500 kere gidip ancak 1 gol bulabiliyorsan senin ne savunman, ne de hücumun doğru düzgün işliyor demektir.

ama siz rüya takımsınız dimi? evet. hıhı.

2 hafta sonra cluj deplasmanına da aynı mentalite çıkıp yenilirse de susacak mısınız?
ş.ligi tarihine geçecek bir maçtı. böyle bir saha böyle bir zemin ve böyle bir oyun pek rastalnmamıştır bu turnuvada. lig maçı olsa çoktan ertelenmişti ancak ş.liginde kolay kolay maçı ertelemiyo hakemler.

Selçuk inan ; çok severdim kendisini. fakat bu maçta taraftara yaptığı haraket sonrası soğur gibi oldum. 91841984 maçtır her korneri paslaşarak kullanmaları üzerine taraftar tepkisini göstermiştir. akabinde bu korner taktiği her zamanki gibi işe yaramamış ve top kaybedilmiştir. taraftar tepkisini arttırmış " al işte .mk hep aynı b.ku yapıyonuz" diye isyan etmiştir. bunun üzerine selçuk tribünlere dönüp " ne var .mk karışmayın bakın dalganıza asabımı bozmayın" dercesine tribüne el kol hareketleri yapmıştır. bari bi ön direk organizasyonu bişe yapın. boş boş pas verip top kaybediyolar. sene başından beri aynı hikaye. ezberledik artık.
bayramimizi eksik birakan mac olmustur.