gökhan ın süper oynadığı, ama alex in sakatlanarak ve deivid in kırmızı kartla oyunu terketmesiyle yine de takım düzeninin fazla bozulmadığı, belki de galip gelebileceğimiz bir maçtı. defansa hayran kaldık. aurelio bir numaraydı. carlos ise topla resmen cambazlık yapıyordu. hakem çoğu zmana carlos un ağırlığı altında ezildi. kaybetmediğimiz mükemmel bir oyundu. resmen oynatmadık psv yi.
Maç başladığında suskun ve kırgındım.
Çünkü aklım her şey ve herkesten önce pkknin elinde olan 8 genç bedende ve onların fotoğraflarındaydı.
Dakikalar 21:45i gösterdiğinde hakemin belki de maç boyunca bizim lehimize olan tek düdük sesi çaldı ve maç başladı.
Artık geleneksel hale gelen bir oyun formatında sahaya yayınlan fenerbahçe daha 10. Dakika da 2 net pozisyonu semihin maç eksikliği yüzünden heba etti..
Rakip topa biz ise maça hakimdik.
Çünkü sahanın her yerinde pres yapıyor, kaptığımız toplarla psvyi dengesiz yakalıyorduk.
Mehmet, deniz ve elbette gecenin yıldızı gökhan gönül bu kapılan topların önemli isimleriydi.
Alexin yokluğu maçın sonucuna bakıldığında çok hissedilmemiş gibi gözükse de ayağında top tutan ve topu boş alanlara iyi yayan bir oyuncunun eksiliği kanımca alexsiz 60 dakika boyunca hissedildi. Acaba tümer-deivid değişikliği en azından ikinci yarıya başlarken yapılamaz mıydı diye düşünüyorum ama deividin ilk 2 maç boyunca gösterdiği performans yüzünden galba ziconun yerinde olsam ben de o riske girmezdim diyorum.
Risk diyorum çünkü deivid çok pas hatası yapıyor, topu ayağında çok tutup, oyuna geç sokuyor, biz hızlı çıkmaya çalışırken psv defansının yerine oturmasını sağlıyordu ne yazık ki.
Zaten gördüğü kırmızı kart pozisyonu ise tam anlamıyla bir saçmalık.
Doğru ya da yanlış onu demiyorum.
Topu sağ kanada vermek yerine ısrarla topu sürmesi, üstelik göbeği çok iyi kapatan psv defansının üzerine gitmesi akil bir mantıkla açıklanamayacak bir durum.
Deividin kızarmasından sonra herkes ben dahil- fenerbahçenin oyundan düşeceğini, tüm kontrolün psvye geçeceğini düşündü.
Yanılmışız.
Fenerbahçe en az 11 kişi oynuyormuşçasına iyi top yapıyor, en gerisi ve en ilerisi arasındaki mesafeyi 40-50 metre olarak korumaya devam ediyordu.
Böylece psvye sadece doldur boşalt taktiği kalıyordu.
Son 10 dakikada öyle oldu zaten.
Ve akabinde 90 dakikaya eklenen 240 saniye ve son düdük.
Mutluyuz ve biraz kırgınız.
1 puan, üstelik psv gibi bir deplasmandan iyi oynarak alınması elbette mutluluk verici.
Ama 10 kişi kalınmasına rağmen kaçan pozisyonlar, son vuruşlardaki basiretsizlik, daha açık konuşmak gerekirse o basireti sağlayacak oyuncunun olmaması, 7 kasım 2007ye taşıdı hem bizim hem de psvnin umutlarını.
Ama psikolojik üstünlüğün bizde olduğu çok aşikar.
Psv istanbula son bir şans için gelecek.
Karşısında ise grubun namağlup tek takımı, ve 10 kişi olmasına rağmen kendi evinde bileğini bükemediği bir fenerbahçe olacak.
Hee unutmadan bir de o sahayı onlara dar edecek 55 bin kişi..
Umarım o zamana kadar ülkemiz adına her şey olumlu şekilde ilerler ve alacağımız galibiyet bizi derin acılara gerk etmez...