galatasaray' ın rezalet oynayıp attığı dört golün beşini de(!) hakem sayesinde bulduğu karşılaşmadır. şöyle azıcık defansı iyi, çok azıcık orta sahası iyi ve daha da çok azıcık ofansı iyi bi takım galatasaray' ı sikertir. göçertir, delirtir; oğlum en iyisi bana oradan bi çay getir!
bak görecesin, gassaray denen bu osuruktan oyuncu topluluğu bi iki haftaya kalmaz ööle bi hale getirilcek ki ben bile şaşırcam da ööel kalakalcam tv başında. yaaa, korktun mu şimdi pis cimbomlu!!!
not: öff bee, ne pis yazdım. ben bile hayranlar kaldım kendime.
edit: gelen eksilerden anladığım kadarıyla anlaşılamadı herhalde bu entry. işbu entry buram buram ironi kokmakta olup çok fena koyu bir galatasaraylı tarafından yazılmıştır.
mustafa sarp ın milli formayı giyebileceğini, uzun yıllar sonra serbest vuruştan goller atmaya devam ettiğimizi, zaman zaman kötü oynansa bile pres ve disiplinin daimi olduğunu, arda turan ın 90 dakika diri kalabildiğini ve son dakika da dahi harika çalımlar yaparak ceza sahasına girebildiğini, milan baros un nasıl çalıştığını didindiğini ve her topa girdiğini ancak bazen beceriksiz bazen ise şanssız olabildiğini, elano nun mor forma ile sert ve isabetli vuruşlar ayrıca çok net paslar atabildiğini ve nevizade gecelerinin ali sami yen e çok yakışığını idrak ettiğimiz müsabaka olmuştur..
galatasaray'ın üç dört ay sonra oynayacağı muhteşem futbolun sinyallerini vermeye devam ettiği maç. rijkaard'ı ve sistemini, oynatmaya çalıştığı futbolu biliyoruz. elimizde bir şablon var. her maç takım futbolunu orasından burasından çekiştirerek bu şablona daha fazla uyuyor galatasaray, her maç üzerine koyuyor. mesela bu maçta defanstaki pas trafiği daha bir olgunlaşmıştı, savunma yerleşimi daha sağlamdı. zaten zan ve servet kendilerini geliştirdikçe sarp da daha fazla oyuna müdahil olabildi ve yıldızlaştı.
goller, güzel organizasyonlarla gelmiyor fazla. gelmez bir süre daha, zaten o bahsettiğimiz şablona en son oturacak konu da üçüncü bölgedeki pas trafiği. takım, şimdilik topu ayağında tutarak, takımın boyunu kısaltıp rakibi dar bir bölgeye sıkıştırarak ve sürekli önde basarak nihayetinde bir şekilde bireysel yetenekleri ile golleri buluyor. pas trafiğindeki aksaklıklar ve son pas - şut tercihleri de ezbere yerleştirildiğinde maç kurtaran duran top golleri bonus olacak, belki bir gün beşiktaş'ın gol rekoru kırılacak sami yen'de. bizim geleceğe yönelik gördüğümüz ışık budur. belki beklediğimizden daha uzun sürer bunların gerçekleşmesi ama rijkaard'ın yeterince kredisi var.
anelka'nın elle attığı golün diyetinin bi 50 yıl daha süreceğine beni inandırmış karşılaşma.
-kocaeli maçında nonda serdar'ı biçer, "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-milan baros konya'ya 5 metre ofsayttan gol atar, "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-servet trabzon'a smaç basar, eliyle gol atar, bütün hakem yorumcuları "bu gol değil kol böreği" görüşünde birleşir; "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-milan baros eskişehir maçında eliyle düzeltir, gol atar; "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-lincoln sarı kartı olmasına rağmen korner direği ile serenat yapar, kart görmez; "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-yine milan baros kale sahasında kaleciye kung-fu yapar; "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
-galatasaray haksız penaltı ile olmayan korner ile gol atar; yine "ama anelka da elle gol atmıştı" olur.
örnekler uzun uzadıya çoğaltılabilir.
allahtan anelka elle bir gol attı, yoksa bu gs taraftarının hali nice olurdu... anelka o maçtan sonra 3 takım değiştirdi, bilmem farkında mısınız? biri çıksın, söylesin nedir bu anelka'nın elle attığı golün diyeti? hayır, peşinen ödeyelim kurtulalım.
erman toroğlu tarafından faulle alaksı yok barosun hareketi dikine topa bu sırada souleymanou hata yapıyor diyerek sanırım en büyük yanıtı vermiştir bazılarına.
ayrıca hakem kötü bir maç yönetti çıkması gereken çok kart vardı. en azından 2 penaltı vardı.
erman hoca bu konuda baroş çok kandırmaya yönelik hareket ediyor diyip hakem önyargısını da koymuş tabi ortaya. ama penaltı olarak düşünülen iki pozisyonun biri tartışılabilir diğeri ise tartışmasız penaltıdır. o pozişsyondaki hareketi bir hentbolcu yapsa 2 dakika cezası alır o denli yani.
galatasaray 4 atar rakip köy takımıdır, galatasaray kayseri'yi dörtler bu kadar kötü kayseri görülmemiştir. lan ne skim iştir bu, galatasaray hiç bir şey oynamadan 4 5 atıyor. anlayan beri gelsin!
maç sonunda ne yaparsa yapsın galatasaray ın başarılı görülmeyeceğini öğrenmiş olduğumuz maçtır. varsın olsun galatasaray basit başarısız takım olsun size göre. sizin başarısız kötü olarak gördüğünüz takım ilerde sizin üzerinizde başarı sağladığında halinize daha çok gülün. küçük başarısız gördüğünüz takımlara yeniliyorsunuz. bu daha çok acı veriyor olmalı.
4 gol atarak yenmemiz galatasaray'ın becerisi değil kayseri'nin berbat olmasıymış. bu cümle oruç bozdurur kardeşim. hiç mi izlemiyorsunuz yoksa hakikaten fanatikliklik bu mu ? her şekilde galatasaray bu maçı hakketti. tobol'u yendik rakip kötü dediler antep maçında belli olacak dediler, antep'i yendik denizli dediler, denizliyi yendik kayseri dediler, kayseriyi yendik yine takıma bok atıyorlar. eğer saha içerisinde kondisyon açısından rakip takımdan daha iyiysen, hem topla daha çok oynama fırsatın olur hem de karşı takıma daha az alan verip, pozisyon bulmalarını minimum seviyeye indirirsin. belki de galatasaray'ın oynadığı takımlar bu yüzden size kötü geliyordur ya da bir dakka fenerbahçelisindir ?
Fenerlilerin hakemin tarafli olmakla sucladigi bir mactir. Objektif degerlendirilirse aslinda hakemin galatasaraydan yana olmadigi mactir. baros un dusuruldugu pozisyon dun gibi aklimda *
