bahçelievler 7. cadde'de bir ağacın yoldan geçen bir aracın üzerine devrildiği haberini aldıktan sonra nasıl bir havada geçtiğini merak ettiğim maç.
asaş stadı'nın yerini de gözönünde bulundurursak o havada havadan oynamak imkansızdır, yerden oynarsın. uzaktan şut çekemezsin. bbu iki durumda da galatasaray yarıyarıya kilitlenmiş demektir.
aklını kullanıp alan savunması yapan bir takımı bu havada yenmek için çok çok teknik adamların olması lazım tabi rakibinin de kasap olmaması.
ayrıca aydın'ın olması da fazla birşey değitirmezdi bu havada kanat akını yapmak çok anlamsız olurdu. zirveyle giderek açılan farkı inşallah kapatırız. bu kadro bu güce sahip. skibbe'den memnun olmayanlar olabilir ama bu adama sabır gösterilirse bu adma büyük başarılara imza atacak demedi demeyin. kadro zenginliğini kullanma açısından tebrik ediyorum kendisini.
kewell ve arda dışında kimsenin galibiyeti düşünmediği,skibbe nin yine oynayanları çıkarıp oynayamayanları ısrarla sahada tuttuğu, ümit karan ın şut özürlü olduğunun bir kez daha ortaya çıktığı,bazı oyuncularımızın fizik bilgilerinin* 0 olduğunun anlaşıldığı maç.yine fener puan kaybeder biz de seviniriz tutar biz de puan kaybederiz.
FANATiK BiR FENERBAHÇELi OLARAK söylemeliyim ki galatasaray'ın net bir penaltısının verilmediği ve servet çetin'in topu (ne yazık ki) çizgiden çıkardığı karşılaşmadır. 2000'li yılların zirve mücadelesi veren iki takımı * ankara'dan istanbul'a şampiyonluk yolunda aldıkları ağır darbelerle geri dönmektedir.
at gözlüğü takarak, servet çetin'in çizgi üzerinden çıkardığı topa "gol" diyenlerin at gözlüğünü çıkararak bu videoyu izlemesi gereken maç. zira at gözlüklerini çıkarmadan izlerlerse hala "gol" derler. at gozluklerini cikarin...
9 eksik, 22 kasım 2008 ankaragücü fenerbahçe maçı sonrası fenerbahçe ile dalga geçmek... * ama her şeye rağmen galatasaray kazanabilirdi. kimse çıkıp da galatasaray'ın kadrosu kötüydü diyemez. galatasaray'ın kadrosu iyiydi fakat hava kötüydü. bu kadro, bu havaya yenik düştü. nasıl bir rüzgarsa mına kodumun, de sanctis topu rakip yarı sahaya geçirdi mi seviniyorduk 2. yarı.. gol olmuşcasına meksika dalgalanması yaşanıyordu kahvede...
galatasaray'ın kadro yapısı bu tür hava ve saha şartlarına uygun değil. galatasaray bu tür havalarda oynamaz, oynayamaz... rüzgar olmasa galatasaray kazanırdı. tabii halamın taşakları olsa amcam olurdu. orası ayrı mevzu. uzun lafın kısası;
galatasaray, teknik ve taktik hatadan dolayı değil hava ve saha şartlarından dolayı puan kaybetti. teknik ve taktik hatalar da vardı elbet ama, devede kulak...
Ankaraspor'un futbol oynamadan, skibbe'den 1 puan aldığı maç olmuştur. Cassio Lincoln, Milan Baros ve Mehmet Topal'ın olmayışı galatasaray'ımız açısından büyük kayıp olmuştur. Ancak buna rağmen arda turan'ın, cassio lincoln'ün yerinde, harry kewell'in sol kanatta, aydın yılmaz'ın ise sağ açıkta başlayacağını bekliyorduk.. Ama yine futbol özürlüsü bi skibbe, defalarca deneyip, defalarca verim alamamasına rağmen volkan yaman, hakan balta ikilisini aynı anda ilk 11'de oynattı ve zor geçecek maçı neredeyse "imkansız" derecesine getirdi. Ayhan Akman, Emre aşık yine çok kötüydü. Bunlara formsuz ve yetersiz volkan yaman, sol bekte fazla sırıtmayan ancak sol açıkta ve oyun kurucu bölgesinde resmen batıran hakan balta'da katılınca orta saha tamamen çöktü.. Ümit Karan resmen hâyâl kırıklığıydı.. Bu performansı ile yedek kulubesinin değişmez elemanı olması muhtemeldir.. Harry Kewell ve ARda turan ne kadar mücadele etmiş olsalar da yeterli olmadı... Söylenecek ve anlaşılan şudur ki; bu maçın telafisi vardır. yine anladık ki; galatasaray'ımız, skibbe kişisine extra large`'dır.
puan kaybının hoş karşılanmadığı maç. maçı izlemedim, ama sanırım gene stratejiyi oturtamamış bir galatasaray var. adamlar senden fizikliyse yerden oynarsın, hava rüzgarlıysa degaj çekmek neyin nesi? birilerinin uyarması lazım, ister oyun kurucu rolündeki oyuncun, ister kaptanın ister teknik direktörün. ilk değil bu maalesef.
telafisi olan mactir. beni hic sasirtmadi. sakatlar, cezali baros yuzunden falan degil. kotu oynayan cimbom diri, fizikli rakibiyle boylesine ruzgarli bir sahada maci berabere tamamladi. fizikli rakibe havadan oynarsan hele bir de ruzgar siddetliyse surpriz degil. buyutulecek bir sey yok. buyutulecek sey ise havadan dan dun oynarken kardes siz napiyonuz yerden oynayin diyen biri olmamasi. ayrica lincolnsuz cimbom hic zevk vermedi orasi kesin.
galatasaray'a laf sokmak için götünden element uydurma ustalarını yine klavye başına geçirtmiş maç. gerçi onlar için fark etmiyor, her durumda "galatasaray hölölölölö hebele gübele bıssıırtasyyy" diyebiliyorlar onlar.
mac baslarken degindigim gibi ruzgar nedeniyle tatsiz tuzsuz gecmis, basladigi gibi bitmis mac. umit karan beni gonderin diye adeta yalvariyor sanki. yonetici abiler lutfen kirmayin su cocugu. hazir dubai' den izlemeye de gelmisler. verin gitsin.
galatasarayımızın beyni lincoln'un olmamasından dolayı beraberlikle sonuçlanan maç. baros da cabası tabii.
iğrenç bir rüzgar vardı. bazıları de sanctis'in topu iyi kullanamadığını yazmış. sen çık o sahada yürüyemezsin bile aslan.
galatasaray taraftarlarının, haluk ulusoy un federasyon başkanı oldugu ve maçların geceyarısı telefonları ile ertelendigi güzel günleri özlemle anmasına neden olmuş 90 dakika.