ümit karan'ın acilen oyundan çıkarılması gereken mücadele. forvette kimse yok. bir kewell çalışıyor, şut çekiyor. onun dışında bir ayhan, biraz sabri azda olsa arda isimlerini duyuyoruz. son olarak maçın galatasaray açısından kahramanı hala servet çetin. maçın 3te2si bitti, skor 0-0. haydi cimbom haydi diyoruz son olarak.
galatasaray taraftarlarının, haluk ulusoy un federasyon başkanı oldugu ve maçların geceyarısı telefonları ile ertelendigi güzel günleri özlemle anmasına neden olmuş 90 dakika.
galatasarayımızın beyni lincoln'un olmamasından dolayı beraberlikle sonuçlanan maç. baros da cabası tabii.
iğrenç bir rüzgar vardı. bazıları de sanctis'in topu iyi kullanamadığını yazmış. sen çık o sahada yürüyemezsin bile aslan.
mac baslarken degindigim gibi ruzgar nedeniyle tatsiz tuzsuz gecmis, basladigi gibi bitmis mac. umit karan beni gonderin diye adeta yalvariyor sanki. yonetici abiler lutfen kirmayin su cocugu. hazir dubai' den izlemeye de gelmisler. verin gitsin.
galatasaray'a laf sokmak için götünden element uydurma ustalarını yine klavye başına geçirtmiş maç. gerçi onlar için fark etmiyor, her durumda "galatasaray hölölölölö hebele gübele bıssıırtasyyy" diyebiliyorlar onlar.
telafisi olan mactir. beni hic sasirtmadi. sakatlar, cezali baros yuzunden falan degil. kotu oynayan cimbom diri, fizikli rakibiyle boylesine ruzgarli bir sahada maci berabere tamamladi. fizikli rakibe havadan oynarsan hele bir de ruzgar siddetliyse surpriz degil. buyutulecek bir sey yok. buyutulecek sey ise havadan dan dun oynarken kardes siz napiyonuz yerden oynayin diyen biri olmamasi. ayrica lincolnsuz cimbom hic zevk vermedi orasi kesin.
puan kaybının hoş karşılanmadığı maç. maçı izlemedim, ama sanırım gene stratejiyi oturtamamış bir galatasaray var. adamlar senden fizikliyse yerden oynarsın, hava rüzgarlıysa degaj çekmek neyin nesi? birilerinin uyarması lazım, ister oyun kurucu rolündeki oyuncun, ister kaptanın ister teknik direktörün. ilk değil bu maalesef.
Ankaraspor'un futbol oynamadan, skibbe'den 1 puan aldığı maç olmuştur. Cassio Lincoln, Milan Baros ve Mehmet Topal'ın olmayışı galatasaray'ımız açısından büyük kayıp olmuştur. Ancak buna rağmen arda turan'ın, cassio lincoln'ün yerinde, harry kewell'in sol kanatta, aydın yılmaz'ın ise sağ açıkta başlayacağını bekliyorduk.. Ama yine futbol özürlüsü bi skibbe, defalarca deneyip, defalarca verim alamamasına rağmen volkan yaman, hakan balta ikilisini aynı anda ilk 11'de oynattı ve zor geçecek maçı neredeyse "imkansız" derecesine getirdi. Ayhan Akman, Emre aşık yine çok kötüydü. Bunlara formsuz ve yetersiz volkan yaman, sol bekte fazla sırıtmayan ancak sol açıkta ve oyun kurucu bölgesinde resmen batıran hakan balta'da katılınca orta saha tamamen çöktü.. Ümit Karan resmen hâyâl kırıklığıydı.. Bu performansı ile yedek kulubesinin değişmez elemanı olması muhtemeldir.. Harry Kewell ve ARda turan ne kadar mücadele etmiş olsalar da yeterli olmadı... Söylenecek ve anlaşılan şudur ki; bu maçın telafisi vardır. yine anladık ki; galatasaray'ımız, skibbe kişisine extra large`'dır.
9 eksik, 22 kasım 2008 ankaragücü fenerbahçe maçı sonrası fenerbahçe ile dalga geçmek... * ama her şeye rağmen galatasaray kazanabilirdi. kimse çıkıp da galatasaray'ın kadrosu kötüydü diyemez. galatasaray'ın kadrosu iyiydi fakat hava kötüydü. bu kadro, bu havaya yenik düştü. nasıl bir rüzgarsa mına kodumun, de sanctis topu rakip yarı sahaya geçirdi mi seviniyorduk 2. yarı.. gol olmuşcasına meksika dalgalanması yaşanıyordu kahvede...
galatasaray'ın kadro yapısı bu tür hava ve saha şartlarına uygun değil. galatasaray bu tür havalarda oynamaz, oynayamaz... rüzgar olmasa galatasaray kazanırdı. tabii halamın taşakları olsa amcam olurdu. orası ayrı mevzu. uzun lafın kısası;
galatasaray, teknik ve taktik hatadan dolayı değil hava ve saha şartlarından dolayı puan kaybetti. teknik ve taktik hatalar da vardı elbet ama, devede kulak...
at gözlüğü takarak, servet çetin'in çizgi üzerinden çıkardığı topa "gol" diyenlerin at gözlüğünü çıkararak bu videoyu izlemesi gereken maç. zira at gözlüklerini çıkarmadan izlerlerse hala "gol" derler. at gozluklerini cikarin...
FANATiK BiR FENERBAHÇELi OLARAK söylemeliyim ki galatasaray'ın net bir penaltısının verilmediği ve servet çetin'in topu (ne yazık ki) çizgiden çıkardığı karşılaşmadır. 2000'li yılların zirve mücadelesi veren iki takımı * ankara'dan istanbul'a şampiyonluk yolunda aldıkları ağır darbelerle geri dönmektedir.