galatasarayın bu kadroyla, bu yönetimle diğer türk takımları gibi edirne'den dışarı çıkmamasını istememize neden olan maç. bir zamanlar, avrupa fatihi takımının taraftarlarıyız diyerek maçlarını daha bir keyifle izlerken şimdi içinde bulundukları bu durum, geldiğimiz noktayı düşünüp üzülmemize neden olmaktadır. adam zaten beraberlik için sahaya çıkmış. neymiş efendim psv den söz almış psv bordeaux'u diğer maç yenecekmiş. geçin siz bunları. önce kazanma inancınız olsun da başka takımlardan sonra medet umun. şimdi fatura geretse çıkar büyük ihtimalle. onu yargılamadan önce şöyle bir düşünmek lazım. bu canaydın kaç teknik direktörü harcadı diye.
senin beraberlik amacıyla maça çıktığın takımın adı galatasaray. ya sen bu takımın büyüklüğünü bilmiyorsun ya hiç dayak yememişsin. biz ki real madrid, milan maçlarını iple çekerdik zamanında, istediğimizi alırdık alamasakta maçlardan sonra başımız dik dururdu. sen bu takımı, lyon hariç hiçbir takımı 5 para etmeyecek fransız liginin sıradan bir takımına karşı beraberlik için oynatamazsın. tamam, başındaki yönetim tarihin en beceriksiz yönetimi olabilir ama yenileceksen de galatasaray'a yakışır biçimde yenilirsin. türkiye liginde şampiyon olmuşsun olamamışsın bu taraftar için artık bunlar ikinci planda. bu taraftar avrupada kupalar görmüş ve alamadığı tek kupayı istiyor. bu kadroyla bunun olmayacağını zaten biliyoruz ama istanbul deplasmanına gelen anadolu takımları gibi oynatmanı kabul edemiyoruz. zamanında 5-0 yenildiğimiz chelsea maçından sonra bile başımız daha dikti. bu iş bu sene şampiyon olsak bile seninle devam edemez. giderkende o bayıldığın cihan haspolatlı ve inamoto'yu da yanında götür lütfen. bu taraftar kendi içinde para toplayıp o ikisinin bonservis parasını kulübe öder, yeter ki gitsinler.
galatasaray'ın 3 gol yiyerek atlattığı maç. adamlar biraz daha saldırsa 7-1 falan bitebilirdi. galatasaray'ı mahalle takımınına çevirme yolunda hızla ilerleyen bu yönetim istifa etmedikçe değil avrupa'da, türkiye'de bile başarı beklemek hayal olur.
cihan haspolatlı 'nın bordeaux lehine oynadığı müthiş oyunuyla kaybedilen maç.ulan bi kalas diksek oraya adamlar arada çarparda engellenir ama sen kalas bile olamazsın.
takımlarımızın avrupa kupası maçlarında aldığı her yenilgide antrenörlerinin suçlanması, camianın büyüklüğünü anlayamamış olmalarından dolayı aymazlık içinde görülmeleri kabak tadı vermeye başlamıştır artık. sanki bordo karşısına real madrid ayarında bir takım çıkarmış gerets de, böyle yetenekeli bir kadroyu iyi oynatamamış. kumaş bu, türk futbolunun son dönemdeki kalitesi belli, temposu belli. uzun süreden beri şampiyonlar liginde ya da uefa kupasında üst tura çıkan neredeyse yok gibi, üst tura çıkmaktan geçtim sıradan takımları bile yenemiyorlar, öyleyse niye mucize bekleniyor. antrenör olarak ali gitse veli gelse ne olacak. hiç birşey de olmadı nitekim. bu yüzden antrenörleri günah keçisi yapmanın alemi yok.
'olsundur nolacaktır galatasaray nasıl olsa uefa ve super kupayı kaldırmıştır gerisi hikayedir gelecek hiç önemli değildir biz 2000 yılında tarih yazdık artık bu saatten sonra hiç bir şey yapmasak bile bir asır bu başarıya yatarız gelecek gelecek mi umrumuzda değil klübün borcumu var yahu ne olacak uefa kupasını kaldırdık' düşüncesindeki galatasaraylıların daha bir çok örneklerini göreceği maçlardan sadece bir tanesi.*
