artık yazarlar sittin sene uğraşsa, uludağ'ın diğer sözlükler tarafından taşak oğlanı olarak görülmesine engel olamayacaklardır, işte böyle bir rezalettir.
çok iyi oldu, çok da güzel oldu tağam mı. hadi hayırlı işler zall.
gidecek yerim mi var? diye bi şarkı vardı açıp dinleyesim geldi. ayrıca zihin gücü ile gelişmeler butonu yakılamıyormuş. rezalet mi değil mi, özür mi delil mi? bişey söyleyin da.
sürekli bir şeye muhalif olan, sürekli diğerlerinden farklı olmaya çalışan yazarların işine gelmiş rezalettir. ulan insanlık kalmamış. şu atıp tutanlara 1 gün su vermeyin bak bakalım ne oluyor... tabi tuzunuz kuru, karnınız tok bilgisayar başında k.çınızı yaymış yazı yazıyorsunuz... düşündünüz mü onları? ama nerde...
hiç bir şey değilde reklamdaki hitap şekli insana kendini kötü hissettiriyor. sözlüğün bitti yere geldik diye bir başlangıç yaparak mizah yaptığını sanan ama daha başlangıcında sıçan bu reklam bir de sonuna napalım! eklenerek ''sıkıyorsa itiraz edin'' gibi bir mesaj vermiştir. ben bura biraz dikdatörlük mesajı alıyorum açıkçası. yardımdır veya başka bir şeydir elbette görmeden inanmak sazanlık olur ama biraz daha hoş sunulabilirdi. Sanki arkadaya reklam verilse biz görmüyoruz o logoyu ya da şimdi böyle bir hareket sonucunda herkes koşarak vodofone almaya gidicek. unutmadan birde mesajda yazan başka bir şey aklıma geldi: ''isterseniz şimdi bizi arayıp sövebilirsiniz üstelik sadece iki kontöre''. Bu ne biçim bir üslup bu ne saygısızlık bu ne yüzsüzlük anlamış değilim. reklamı alana diyen diyeceğini demiş ama reklamı hazırlayana da biraz yüklenilse iyi olur. ''kapattık kardeşim parasıyla değil mi'' gibi ve cidden acınası.
reklamdan önce yapılması gereken duyuru sonradan yapıldığından dolayı karmaşa oluşmuştur. şayet daha önceden yazarlar bilgilendirilseydi kaos ortamı ya oluşmazdı ya da az bir karışıklık çıkardı.
90 dakikalık bir film'de yaklaşık 30 dakika reklam izleniyor ve insanlar bunu gayet normal karşılıyor.reklamlar olmasa tv kanalları ayakta kalamaz.o çok sevdiğimiz dizileri, filmleri, eğlence programlarını izleyemeyiz.
fakat buna karşılık,
günlerce, aylarca hiç bir karşılık talep etmeden yazarlarına kesintisiz hizmet veren uludağ sözlük, gelirini haiti'deki deprem mağdurlarına yollamak şartıyla 1 saat'lik reklam almış ve bazı yazarlar bu duruma isyan etmiş.
şimdi burada ayıp eden yazarlarmı yoksa uludağ sözlükmü? merak edilesi bir durumdur.
vodafone'un medya satın almasını yapan insanların, irrite edeceğini nasıl düşünemediklerini aklım almıyor. tam anlamıyla negatif bir prestij kurum için. ha dersen ki mesaj ulaştı, o yeter bize. diyecek bir sözüm yok.
iyiden iyiye boku çıkmış olan sözde rezalet. demek ki insanımız o kadar asosyal, o kadar işsiz ki sözlüğün 1 saat kapanması resmen bunların hayat damarını tıkıyor, saldırganlaştırıyor. uludağ sözlük sayesinde mi nefes alıyorsun lan sen, başka işin gücün yok mudur? çık gez arkadaş, gezmem diyorsan da internette milyonlarca site var, sözlük yoksa git onlara takıl, 1 saatliğine katlanabilirsin değil mi? hele hele yaş ortalaması bu kadar düşük bir ortamın bu derece sözlüğe, internete bağımlı olmasıdır asıl rezalet. vodafone bana verse parayı ben tüm gün kapatırım sözlüğü zall olsam. 1 tane web sitesinin bakım amacıyla 1 saat kapatıldığını farz edin, sanki kapanan site de amazon.com falan. 14 bin yazarı varmış*, okur desen bu sözlükte yok zaten. nedir lan bu anlamsız ayaklanma?