geçen yıl kadıköy'de oynanan beşiktaş fenerbahçe maçı, hakem bünyamin gezer cisse'ye götünden sarı kart uydurup gösteriyor. sonra peşine bir sarı kart daha ve beşiktaş'ı on kişi bırakıyor haksız yere. rakibine direk dalan lugano'ya sarı kart bile göstermediği maçta yapıyor bunu. bütün takdir haklarını fenerbahçe'den yana kullanıyor ve fenerbahçe maçı 2-1 kazanıyor.
geçen yıl türkiye kupası finali. hakem bünyamin gezer, maç 4-1 giderken fenerbahçe'nin düştüğü durumu hazmedemediğinden olsa gerek, on dakikada guiza'nın kendini atışını çok net görmesine rağmen (kamera açısında tam karşısında olduğu görülüyor), inanılmaz komik bir penaltı kararı veriyor. beşiktaş seyircisi de "fener gol gol gol" diye makara yapıyor hatta alexin penaltısında ve maç 4-2 bitiyor.
son süper kupa finalinde hakem bünyamin gezer maçın başında bilicanın yusufu son adamken indirdiğinin açıkca göründüğü pozisyonda penaltı artı bilicaya kırmızı kart vermesi gerekirken, devam ettiriyor. nihat'ın ceza sahasında iki fenerbahçeli tarafından biçilmesine devam diyor. barajda topu elle kesen sivok'un pozisyonuna penaltı verirken, fenerbahçeli oyuncunun barajda topu elle kesmesine devam diyor...
buraya kadar ki kısım için gerekli atasözü: keser döner sap döner gün gelir göte girer
tüm bu maçların akabinde fenerbahçeli yazarlar şöyle diyordu. beşiktaşlıların yenilgiyi hazmedemeyip hakemi bahane ettikleri maçtır falan.
şimdi...
noldu lan? niye ağlıyorsunuz?
hazmetmek zor mu geldi?
bik bik bik hakem penaltımızı vermedi, gol ofsayttı bik bik...
sizin son galatasaray maçınızda attığınız ilk gol ofsayt değil mi? ikinci golünüz uydurma penaltı değil mi?
çok entry sildiren maç olmuştur. misal;
fenerbahçemizin farklı kazanacağı maç olacaktır. vik vik vik...
netice; enrty anında silindi..
aleksin asist yapmaktan yorulacağı maç olacaktır. vik vik vik..
netice; enrty göz açıp kapanıncaya kadar silindi.
semih'in hat trik yapacağı maç olacaktır. vik vik vik..
netice; fink'in füzesi akabinde oley oley oley nidaları arasında gelen inceman golünden sonra entry ışık hızıyla silindi.
arkasından hakem penaltımız vermedi, gol ofsayt vik vik vik entryleri döşenmeye başlanan maçtır. bildiğin çirkefsiniz lan siz...
rakibe saygı duymayı öğrenemediğiniz sürecede öyle kalacaksınız. ağlayın şimdi. bu entryi de ışık hızıyla eksileyin.
lan üşenmedim sabah sabah 494 tane entry okudum. başlıkta maç başlığı. sonra da bir beşiktaşlı olarak yazasım geldi. Şimdi gelelim maça. ilk yarının 1-20 dakikaları arasında beşiktaş etkili olmuş ama gol atma özürlü beşiktaş özürlülüğünü tekrar göstermiş ve gol atamamıştır. 20-45 dakikalar arasında Alex ile bire bir oynayan finkle emre uğraşmış, alex biraz serbest kalınca fener çok net olmasa da 1-2 pozisyona girmiş ve bariz bir penaltısı verilmemiştir. Fenerbahçe ilk yarı tek kale oynadı diyenler için hatırlatma yapayım inönü stadında kaleleri orta çizgiye yapmamışlar üzgünüm. kıssadan hisse ilk yarı orta saha mücadelesi olarak geçmiş, topla daha fazla oynayan fenerbahçe olmuştur.
Maçın ikinci yarısında ise farklı bir beşiktaş vardı. iboya söyleyecek söz yok. Ne zaman ki onun kadar beşiktaşlı olursunuz o zaman o adamı eleştirme lüksünüz olur. Yaptığı ortalar ve 2 asiste söylenecek söz yok. Aslında entrynin tamamını fink'in golüne ayırsam yeridir. Hani derler ya jeneriklik gol. Aynen ondan işte spor programlarının jeneriklerinde 3-5 sene çevirirsin bu golü. Bobo ise golde kendine yakışanı yaptı ve güzel bir gol attı. 3. gole gelecek olursak buz gibi ofsayttı. Ama hiç gocunmadım.
Yıllardır şerefli ikincilik diye götümüzü yırttık kimse kupa vermedi. Millet eliye topu kaleye soktu (nicolas anelka fb-konya maçı), uzatmalarda ofsaytlardan goller attı (2009 sezonu fb-sivas maçı) tarihinde 8 tane yememiş takımlar 8-0 yenildi (sevinmeyin lan liverpool maçı değil gs-ankaragücü maçı) biz hep gönüllerin şampiyonuyuz diye avunduk. hakemin art niyetli olduğuna gram inanmıyorum. Sadece derbiyi yönetecek motivasyonda değildi o kadar. Bu güne kadar hakem hataları bize oldu bir kerede karşı takıma olsun umrumdışı yani. Ayrıca febeli kardeşlerim 90 dakika boyunca alexin frikik vuruşu dışında febenin akılda kalan pozisyonu mu var? ha güzel oynasanız hakem sizi yaksa burda objektif bir şekilde çıkıp söylemeyen çöyü* kanaryalar tepelesin.
Hakedenin kazandığı bir müsabaka olmuştur.
Kazım Kazım'a kapak olan bir müsabaka olmuştur.
2-1 cilere ayarın kralını veren müsabaka olmuştur. 2+1=?
ibrahim Üzülmezin fenerlileri fena üzdüğü müsabaka olmuştur.
Fenerli kardeşlerime geçmiş olsun demeyi kendime bir borç bilir, kadıköy! rövanş! gibi kin besleyenlere 3-4 kadıköy hatırası ile şimdilik kendilerini tatmin etmelerini temenni ederim.
--spoiler--
inönü'de 3 posta atan Beşiktaş sigarasını yaktı. içerken pılını pırtısını toplamış gitmeye hazırlanan Febeye döndü, şöyle bir baktı. Sigarasından uzunca, keyifli bir nefes çekti ve dedi ki: "Paran sehpanın üzerinde. Yine gel."
--spoiler--
(bkz: çarşı)
son yıllardaki en rahat derbiydi bana.
sıfır heyecan vardı maçtan önce.
sanki çoktan almıştık maçı.
fatih terim'in almamak için direndiği ve sonunda avusturya'ya kaptırdığımız ekram dağ gökhan gönül'ü adeta topaca çevirirken, padişah alex fink ve ernst karşısında adeta sahada yok olurken, beşiktaş'ın evlatları serdar özkan ve toraman kazım'ı pataklayarak söylediği sözlerin bedelini ödetirken bizlerinde içimizdeki yağlar eriyordu.
göz gözü görmüyordu belki sisten ama gönül gözlerimiz tetikteydi,
sahada savaşanları gördük biz, mücadele edenleri gördük biz,
inanmış bir takım gördük biz.
hafta içinde diyorlardı daum beşiktaş'ı kendi silahıyla vuracak,
neydi kastedilen orayı es geçelim,
ama beşiktaş fb'yi kendi silahıyla vurdu.
ne miydi o?
rakibin üzerine oynayan ve sinir bozmaya çalışan kazım, emre, baroni gibi adamları tınlamayıp sinirlendirdiler. adamlar top oynayamadı. işte burada büyük hoca faktörü çıkıyor belki de,
psikolojik savaş yöntemleriyle.
üzülmez,
ibrahim üzülmez.
çok da üzdün bizleri
ama bekliyormuşsun sen bir rakibi, genç ismail'i.
öyle bir coştun ki bugün 2 asist, adeta koridora dönmüş bir sol kanatla.
36 yaşındayım ama ben bir karakartalım dedin.
fink dedik, ooo dedik, fenerin anasını mik dedik.
uzak diyarlardan gelen bu genç bizi dinledi.
o neydi lan öyle diye gözleri patlatırken biz tribünde,
volkan topu ağlardan çıkarıyordu.
basına buradan selam olsun,
hani baroni yıkılan adamdı da fink moktan adamdı ya o sebepten.
daha pınarbaşı yapacaktık ama biz,
yok dedi bobo bekleyin önce benden bir selam var sizlere.
aldık selamını bobo.
klasik bir bobo golüydü dönerek vurup attığı kaçıncı goldü bu.
ama nedense fener savunması bundan bir haberdi.
bobo çok babasın, çok harikasııııın diye bağırırken o da bizlere doğru koşuyordu.
inönü'de düğün halayı başlamıştı artık,
damat mı?
vardı olmaz mı?
sen nesin ernst,
seni kim buldu?
nereden getirdi?
kaç ciğerle oynadı, kaç kişilik oynadı bilemedik
ama helal olsun dedik.
diyorsun ya beşiktaş mücadeledir.
sen mücadele ettin.
şimdi özet geçelim;
bir yanda tarihinin en iyi başlangıcını yapan takım; fb
bir yanda tarihinin en kötü başlangıcını yapan takım; beşiktaş.
puan farkı mı?
4.
işte böyle de büyük takım beşiktaş.
paslarla oleyleri çekerken,
dalganın belini kırarken
bu sefer incemandan bir selam geldi tribünlere,
hem fenerlilere bir pay lazımdı ağlasınlar diye nooofsayytt nofsaaytt.
ha tamamdır koç,
geçen senelerde inönüde attığın gollere say, semihin faulden golü, guizanın ofsayttan golü, anelkanın dışarıdan çevirdiği top, kezman faulle attığı gol.
okey mi?
yessir.
tamam o zaman şimdi kim kaldıııı?(bkz:
kazzzzzzzzzzzzım.
kim kimi parçaladı len kazım?
kazım 8 taş değil de,
var mısın senle 3taş yapalım?
varımmmm diyoooooooooooor...
peki ya beşiktaş ne diyor?
şampiyonluk için yer tutmaca yapanlara selam ediyor,)
burada bende varım diyooooooooooooooor..
şerefimizle, hakkımızla,
yüreğinize sağlık karakartallar.
olmuş ya.
inönü'de bir derbi izlemeyeli 7 ay olmuş.
fener derbisinden aylaar geçmiş.
ne de çabuk zaman uçmuş.
önceki 2 sezonun şampiyonluk umutlarını gömdüğümüz derbilerin dejavusu mu olacak derken son 100'de deparı atıp ipi de göğüslemişiz.
şampiyon da olmuşuz.
sonra ne olmuş.
yerle bir olmuşuz.
demişler büyükler,
beşiktaş öldü bitti.
demişler ki bu bir -fact- beşiktaş tarihinin en kötü başlangıcını yaptı.
demişler yine ki bu da bir -fact- fenerbahçe tarihinin en iyi başlangıcını yaptı.
al bu maçı aradaki fark = 4 puan.
bu mudur tüm bu yaygaranın sebebi, gazetelerde atılan dev puntolu kriz başlıklarına ödenen mürekkep paralarının yürek acısı.
böyle de büyük takımmış beşiktaş. en kötü başlangıcıyla rakibinin en iyi başlangıcının arasında bir elin parmakları kadar puan farkı varmış. bunu da gördük.
başkan bize karşıymış.
üzerimize adam salarmış.
yeri gelir stada sokmazmış.
mavi önlüklü yıllardan beridir mekan edindiğimiz yere bizi kimlikle çağırırmış.
hevesimizi sıfırlarmış,
bir zahmet gelmeyin mesajını balon balon yollarmış.
öyleymiş böyleymiş.
ama engel değilmiş hiçbiri.
burasıı beşiktaş alayınaaa gider uğraşma bizimle g.t oğlanı fener diye tribünden haykırmaya.
veya ekinler dize kadara artık 500'lere varan kıta sayısına yeni ekler yapmaya.
dedik ya buymuş kopan yaygara, 2 maçla kapanacak puan farkı içinmiş.
o zaman birdirbir oynuyoruz.
birinci için oradayız.
inönüdeyiz.
rakamlar, sistemler, oyuncular, cezalılar hak getire.
ne zaman istatistik gördük biz derbilerde?
ya da ernst acaba yıkanmamış ayva yer mi? toramanın topukları yine şişer mi? bobo yine nezle olur mu? tabata da yine sivilce çıkar mı?
çok da dert değilmiş bunlar.
ne var ne yok saldır ulan beşiktaş!
inönüde yap bir güzellik bize,
doyamam doyamam sana demeyelim bu sefer sitem etmeyelim,
her zaman heryerdeyi söyleyelim sana.
zaferi yaşamış taraftarın en keyifli anında,
dönüşte ait olduğumuz yerde yd nin atamayacağı yerde,
dolmabahçe yolundayız.
daum'a göre takımımın kaybetmesinin tek sorumlusu yere yatmayan emre'nin olduğu müsabaka. elbette mağlubiyetin tek sorumlusu budur. lakin dos santos'un göbekte oynamasını da dunga istemiştir. özer'in 72 dakika gelmeyecek olan ilk sevgilisini bekleyen sap erkek gibi kenarda durması da allah'ın emridir. emre'nin oyundan alınmasının ardından, mehmet topuz'un göbeğe, kazım denen hippienin sağ kanada kaydırılmasına ise istanbul ticaret odası izin vermemiştir. yoksa suçlu ne teknik heyet ne de yönetim. tamamen dış mihraklar! "one point mooo" felsefesiyle buraya kadar. yersen....
edit: bjk'yi de hem futbol hem seyirci olarak tebrik ederim. hakeden kazandı.
Öncelikle beşiktaş ın ve beşiktaşlıların tebrik edilmesi gereken maçtır.
3-0 yenilmemize rağmen söylüyorum gerçekten derbiden keyif aldım. Ne seyirci yüzünden, ne futbolcular yüzünden oyun durmadı. Devamlı top oyunda kaldı. 67 nci dakikaya kadar Rüştü'nün hafif sakatlığı dışında maç uzun süre durmadı. Futbolcular çirkeflik yapmadı, kendilerini yere atmadılar, taraftarlar da fiili müdahelede bulunmadılar. Hakem de avantaj kurallarını güzel oynatıp, trafik polisi gibi düdük çalmayınca televizyonda sadece maçı seyrettik ve de keyif aldık. *
böyle maçlarda genelde maçı en çok isteyen taraf kazanır, yine öyle oldu. 7 puan geride olan beşiktaş ın maçı Fenerbahçe den daha fazla isteyeceği aşikardı.
Fenerbahçe maça çok tutuk başladı. 15.dakikadan sonra toparladı iyi pas yapmaya başladı. ilk yarının geneline baktığımızda Fenerbahçe topa daha hakim bir görüntü çizse de bariz bir üstünlük kuramadı beşiktaş karşısında. Çünkü beşiktaş taktik gereği ilk 15 dakika saldırıp golü bulup rahatlamak istiyordu. gol gelmeyince gücünü ekonomik kullandı ve Fenerbahçe rahat top dolaştırmaya başladı defans ve ortasahada. Ancak Lugano ve Önder in ortasaha yuvarlağına yanaşmayıp geriden oyun kurmayı Christian, emre ve bazen de alex in üstüne yıkması Fenerbahçe nin hücumda diri kalmasını engelledi.Böylece fenerbahçe alan daraltamadı ve etkili pozisyonlara giremedi. Buna karşın Gökhan ve Roberto Carlos un sık sık ileri çıkıp rakibi tedirgin edişi, Beşiktaş ortasahasında zaafiyete neden oldu. Beşiktaş bu yüzden ilk yarı rahat top yapamadı.
ikinci yarıda ise Fenerbahçe maçın ilk yarıdaki gibi rahat geçeceğini düşündü. Düşük tempoyla devam etnek istedi. Ancak ikinci yarının tamamında beşiktaş çok iştahlı oynadı. ikinci yarının başında golü bulup ardından 2.yi de atınca, Fenerbahçe demoralize oldu. Emre sakatlanıp çıktı, arkasından da kazım ın kırmızı kart görmesi takıma havlu attırdı.
Maçın skorunun oyuna orantılarsak, sadece 2. yarı için beşiktaş 3-0 lık bir skoru haketmiş gibi görülebilir. Ancak ilk yarıda da başa baş geçen bir oyun var ortada.
hakem ile ilgili birşeyler söylersek; ilk yarıda Gökhan ın düşürülüşü penaltı. Beşiktaş ın 3. golü ise ofsayt. Buna rağmen bir şey söylemiyorum hakeme çünkü bu iki pozisyon dışında gayet iyi maç yönetti. Oyunu düdüklerle durdurmaması çok önemliydi. Zaten bir de rakibiniz maçı haketmişse, hakem hatasından yakınmak ayıp olur diye düşünüyorum.
Taraftarlar için bahsedecek olursak; beşiktaş taraftarı takımlarıyla orantılı bir performans sergiledi. ilk yarı tutuk, ikinci yarı ateşliydiler. Fenerbahçe taraftarı ilk yarıda sesini bazen çok iyi duyurdu. Maçtan sonra fenerbahçe taraftarı takımını çağırdı tribünlere, alkışladı, bağırlarına bastı.orada olmayı isterdim. Helal olsun.
Futbolcular da tokalaşarak koridora beraber girdiler. işte derbi bu be!
fenerbahçeli olarak söyleyebilirim ki beşiktaş ın savunması gerçekten güzel, 3.gol ofsayttı. ve beşiktaşlı taraftarları da tebrik ediyorum hakikaten. hakem falan demiyorum bakın gayet net yendiniz tebrik ederim kendi adıma. fenerbahçe kötü oynadı ve kaybetti. geçmiş olsun cümlemize.
edit: maç sonuna yaklaştıkça demirören yeter diye bağırıyorlar. bu da ayrı bir konu. tebrikler.