Bu kriz ile 90lı ve 2000li kardeşlerimiz tasarruf nasıl yapılır yapılmazsa nelere sebep oluru öğrenecek. Aslında bu kriz 90 li yıllarda yasananinin devamı bana göre. Üstü beton ile kapatıldı beton bitince tekrar hortladi. Doğa anayi ne kadar kapatırsan kapat doğa olayı ile kendi varlığını hissettirdiği gibi düşünün. Tek farkı ekonomi insan kontrolü ile doğru ya da yanlış kontrol ile seni iyi ya da kötü yapabilir kontrolü insandadir. Ama doğa öyle değil.
Ne yazık ki piyasada kendini hissettirmektedir. Bugün banka da çalışan bir memur arkadaşımla görüştüm. Piyasanın allak pullak olduğunu ve çok esnafın kepenk kapatmaya hazırlık yaptığını söyledi.
Bundan 4 ay önce bir takım elbiseyi esnaf 415 e maal edip 715 TL ye satarken, şimdi bu takım elbisenin geliş fiyatı 827 TL ye çıkmış.
O kriz bu krizse iyi, ama bu sadece buz dağının görünen kısmıysa allah sonumuzu hayretsin. 2019-2020'nin ayak sesleriyse daha bir şey görmedik demektir.
Hazır halen ucuzken 10 kilo un, 10 litre yağ, 4-5 saat giden güneş enerjili led lamba, harici şarj cihazı min. 10.000 mahlık (bunu sirkette sarj etmek şartıyla) minimum 20 paket makarna 10 paket margarin tuz şeker 1 adet küçük tüp polar battaniye termal içlik termal çorap tuvalet kağıdı detarjan gibi malzemeleri 3 aylık periyotta taksitle ödemek şartıyla alacağım. Tavsiye ederim.
Herşey psikolojik. Kriz falan yok denmişti önce. Daha sonra kriz var dendi. Kriz apaçık ortada. Açlık seviyesindeyiz. Hatta açlık seviyesinin altındayız. Rakamlarla hep ifade ediliyordu. Artık 7 den 70 e çalanlar çırpanlar hariç bu durumu yaşıyoruz. Zengin çok zengin , fakir de çok fakir.
yıkıp geçmiştir...
özellikle ekmek zammından sonra durumu herkes anlayacaktır...
ekmek zammını sürekli erteleyemezsin ne de yakıt zammını...
ekonomi açık ifadeyle kendi kuralları olduğunu hatırlatmıştır.
insanlar şunu anlamak zorunda ;bize gök yüzünden para yağmıyor,petrolümüz yok,araplar karşılıksız kimseye zırnık vermez, bu lale devrinin bir bedeli olacaktı...
yapılan her harcamanın bir bedeli var ödenmek zorunda...
ekonomik ve soyal politikalar ve siyasal kararların yarattığı konjonktürel krizdir bu kriz. sadece dolar endeksli bir durum değildir. çevresel faktörleri çok geniş olduğu için delik deşik olmuş bir teknenin su almaya başladığında, biri kapansa diğerinden su girdiği için çaresizce yardım gelmeden geçmeyecek bir krizdir. o yardım nedir orası büyüklerimizin bileceği iştir. ama şu bir gerçektir ki türkiye cumhuriyeti dolarla alım satım yapılan ithal mallar minimuma indirmeli, rusya japonua çin kore gibi ülkelerle ticaretini arttırmalıdır. batıdan gelen bu kaos ortamı bu şekilde çözülebilir. maalesef kafamız ithalatla şu sıralar çalıştığı için 2.adım da yerli üretimin desteklenmesidir. hayvancılığın tarımın yapılması için alınan gübre ve yemler bir önceki cümle içerisinde bulunan ülkelerden alınırsa en azından maaliyetler biraz da olsa düşer ve yerli malın üretimi dağıtımı artmaya başlar. maalesef bu toplum iddia milli piyango at yarışı gibi kumar alışkanlarından dolayı bir gün ya da yarın köşeyi dönebilir para kazanabilir psikolojisine alıştırıldığı için de yoksul olduğunu kabullenemiyor ve kabullenemediği için de olduğu konumu sorgulamayıp hesap soramıyor. burada da devreye siyasal etkenler devreye giriyor. hesap sormalısın ki devlet senin için daha çok şey yapmaya çabalasın. günün sonunda bu ortamda ayakta kalanlar parası olanlar büyük şehirlerde 2019 sonlarına doğru rahat bir hayat yaşamaya başlayacak. ama şehirden köye göç sayısı 2019 da oldukça artacağını ve suriyelilerin de bu krizden dolayı evlerine ya da farklı ülkelere kaçmaya çalışacağı krizin diğer sonuçları olacaktır.
umarım çabuk atlatırız bu dönemi. bu günlerde sıklıkla söylediğim gibi birlik olmalı ülkemize sahip çıkmalıyız.
