nereden biliyorsun dersen, kendimden biliyorum. şöyle anlatayım:
güzel araba severim. gittim kendime bir maserati aldım. banka, kredi işlerini nasıl hallettiğimi hiç sorma, anlarım o işlerden. sonra bir villa, bir yazlık olayına girdim. eh, biraz da eğlence lazım, metres tutmayı da ihmal etmedim.
tam kanal istanbul'a cepheli bir arazi kapatacakken, "banka" denilen dış güçler, affedersiniz götümdeki donu bile almaya başladılar. oysa çiftliğime yeni yapılacak üç katlı istanbul tünelinden gidip gelecektim.
sermayeli şirketlerin batmanın eşiğine getirmesine veya batmasına sebep olmuştur. şu ekonomiyi adam gibi yöneten bir profesör koysak bakanlığa... merkez bankası zaten yapacağını yapıyor. adam dün 10 milyar tl ve 6 milyar dolar salmış piyasaya. bu yüzden 7 tl olan dolar 6.30'a çakıldı cidden. yani bu çakılma hükümetin başarısı değil merkez bankası'nın fedakarlığıdır. ama şu anda 6,50'lerde gezip dolanıyor. faizler %24,80 olmuş. enflasyon desen, almış başını gidiyor. yılbaşında zamlar çok yakın. bir an önce uzun vadeli mal stoğu etmemiz lazım. sonuçta yılbaşına sadece 4 ay var.
çok değil yaklaşık bir ay önce bi hayalimi gerçekleştirdim ve kendi şirketimi kurdum. inşaat mühendisiyim yaşadığım şehirdeki en büyük proje olan kamu binasının yapımını bitirdim. çalıştığım şirket devam eden işleri için iş teklifinde bulundu ve kabul etmeyip ayrıldım. tüm enerjimi, ilgimi kurduğum şirketime yönelttim bütün heyecanımla, sevincimle şehrin özel idaresinden ihaleye katılarak bi iş aldım. dört köye doğal arıtma tesisi yapacağım. ihaleden çıkıp işin bana kaldığını öğrendiğim an demir kdv dahil 3.200,00 türk lirasıydı. demir için ayırdığım bütçe beni zora düşürmeyecek hatta %8-9 kârla çalışmama olanak sağlayacaktı. 10 günlük itiraz süresinin ardından daireden sözleşmeye davet tebligatı geldi. sözleşme için gerekli tüm evrakları tamamladığımda gerekli malzeme bağlantılarımı da bi yandan yapıyordum. doların 5,00 5,50 bandına yükseldiği gece kârımın eridiğini biliyordum.
Vakit kaybetmeden sabahına ihitiyacım olan demiri çekmek için arkadaşımın ofisine gittim ve demirin tonuna 4.000,00 türk lirası artı nakliye ödememe karşın demir satışlarının durduğunu piyasanın kapalı olduğunu öğrendim. satışın duracağını da bekliyordum gerçi. devam eden günler malumunuz. yani ben işi aldım henüz daha sözleşme dahi imzalayamadan sadece tek bir kalemden yaklaşık 15 bin liraya yakın zarar ettim. bakın daha hiç bir şey yapmadan. iş kalemlerinin arasında dolara endeksli daha bi çok malzeme var. bana sorarsanız asıl acı olan şey şu; ben kaybettiğim paraya samimiyetle zerre kadar üzülmüyorum yarın sözleşme de imzalayacağım kârı zararı benim boynuma. ancak değil bu ülke insanı dünyanın hiç bi insanı bu durumu hak etmiyor.çalınan gelecek diyoruz ya hep. işte bu can sıkıyor. yarın öbür gün işten çıkarmalar başladığında bu durum daha da can sıkıcı hale bürünecek. alım gücü günden güne düşüyor. akaryakıtı ötv ile tutarlarken onu da dayanamayıp bıraktıkları anda piyasa bi kez daha alabora olacaktır. dış borç kuruşlarla milyar dolarlar olarak vatandaşın sırtına binmeye devam ediyor. ne olacak yani biri bi şeyler söylese bari. önümüz karanlık ama bu günler geçecektir arkadaşlar sular bulanmadan durulmaz. nacizane tavsiyem herkesin bu durumu iyi analiz edip kendini koruyabildiği kadar koruması. tatillerini iptal eden insanlar tanıyorum. değil avrupaya tatil düşünmek şurada bulgaristana bile çıkmak bi hayal olmaya başladı bulgar levası 4 e yaklaştı. dedim ya hiç kimse böyle bi dar boğazı haketmiyor. hakkımızda hayırlısı şimdilik çok büyük hayaller kurmayın derim. ve ben de şimdi gidip avukatımla görüşücem sözleşmeden önce süre uzatımı için belki içeriye bi dilekçe vermek akıllıca olabilir. belki de olmayacak ama işte dedim ya yarın çok karanlık ne olur bilmiyoruz.
Bizim iş yeri personel kimlik kartları için ihale açtı bundan 10 ay kadar önce . ihaleyi alan adam ağustos ayında kartların basılarak dağıtılacağını söyledi.
Bu kartların barkot ve çip i ABD den geliyormuş. Yani adam yuzde yüz zarar ettiği için sözleşmeyi tek taraflı iptal etti.
Sonuç: turnike lerden bu hafta itibariyle atlayarak geçtik.
çok değil iki ay önce aldığımız ürünlere %60 civarı kur farkı yansıyınca ithalatımızı durdurmak zorunda kaldık. şimdi sokaktaki o işsiz işsiz dolaşan aç karnını doyuramayan amele varya yediği gevreğin susamını bile ithal etiğimizden habersiz.. reis arkandayız diye nara atıyor.
Bu iktidar döneminde işleri ve kariyeri, kendi çabasından öte iyi giden insanların, iktidar partisi ile benzer özellikleri olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin çok iyi bir pazar olarak tüketiciler haline getirilmesi sürecinde, küresel çapta şirketlerin daha yüksek sayılarla ülkeye girmesi, bazı insanların hayallerinde göremeyecekleri makamlara getirdi ve iş ölçeklerini katladı.
Ama aradan geçen zamanda görüyorum ki, bu tiplerin kendilerinin arkasından gelenlere aktarabilecek fazla bir birikimi yok. Kendinde olmadığı, enerjisini de bu eksiklikten ötürü koltuğu korumak üzerine sarf ettiği için planları yok, idealleri yok, stratejileri yok. Varsa da uzun vadeli değil.
Iktidar da aynısından muzdarip. Ve o insanları bitirdikleri, mobbing manyağı yaptıkları koltuklar artık sıkıştırmaya başladı çünkü o devraldıkları koltuklarda yapabildikleri; emsal şirket ne yapıyorsa taklit, eski şirketinde yaptığını kopya, devlet rantından pay, huzursuz edeni kovala, yıkayıp yağlayanı kolla.
Seviniyorlar demezler mi bir de; ulan içimiz yanıyor ama şu verenimiz yok ki?! Sevinçten değil sinirden tepiniyoruz, sesimiz yüksek çıkıyor mutluluktan değil isyan haykırışından. Ve bunu söyleyen utanmazlar hala top çevirip suçu üstlenmeme çabasındalar.
O zaman işte herkesin beklediği tufan patlar hepimiz altında kalırız. Tufana gemi yontmak deli işi, ama ya patlarsa? Sebep ne mi? Halkbank dün hortumlandı, türk Telekom yıllar önce. Tek sektörü güçlendirmek akıllı işi değildi yıllarca aman dedik ancak ev alıp kredi taksitlerine girdiniz. Şimdi de inşaat şirketleri bankacılık yapıyor. VE HALA biz yanlış siz doğrusunuz öyle mi?
Devlet ve özel sektörün toplam 230 milyar dolar borcu var. Sırf bunlar ödensin diye alınacak dolarlar bile kuru patlatır, bunu deyince hain mi olunuyor; belli kardeşim tablo daha neyin kavgasındasınız.
Ki bu işlerin yolunda olmadığına daha bir sürü kanıt var, yapılması gerekenler de belli. Ama iktidar mevcudu yürütmeye çalıştığı için, ileride ne olur 80 milyona ne fayda eder diye değil, koltukları nasıl sağlama alabiliriz diye düşündükleri ve kaderi kendilerine benzer ve zaten kendilerine bağlı yöneticiler ile ülke dolu olduğu için, tüm yasal etik yolları tıkamak bir rekabet unsuru, bir kötü ile mücadele sayıldığı için.. zaman varken şunu kabul edin, alttan alın ve destek isteyin.birlikte olmazsak sizin makama geldi diye her istediğini yapmayı hak sayan anlayışınız ile olmadı, olmuyor, olmayacak.