buraya gelmeden önce başka sözlüklerde de bu konuya uzunca hatta lüzumsuz derecede değindim. kanaatim şu, türk halkı genel manada korkaktır. çıkarına,parasına dokunulmadığı sürece harekete geçmez. istiklal harbi diye anlatılan savaş ittihat ve terakki'nin b takımının gerçekleştirdiği bir olay. çok zorlanıyorlar. halk savaşmak istemiyor,yorgun ve bıkkın. ancak istiklal mahkemelerinde ''önce asılması, tanıkların sonra dinlenmesi'' gibi garabet yöntemlerle milleti cepheye sürebildiler. aradan geçen bir asır, bu toprakların insanlarında aşırı bir egoizm,egosantri,bencillik,korkaklık ve çıkarcılık oluşturdu. ne köylü ne kentli ne islam ne gavur ne insan ne homo sapiens milyonlarca amaçsız,boş gözlerle evden işe işten eve giden, televizyondaki maskaralıklara, maskaralaşmakla karşılık veren, elindeki iletişim aracının kölesi olmuş bir güruh. yine uzattım. sözün kısası, ekonomik anlamda ciddi bir buhran olmadan, bu yığın birbiriyle savaşmaz. tanıyarak dışlarlar ve kendi yaşam alanlarına çekilirler. öyle de oluyor. sadece yerleşim birimleri manasında değil. izlenen sanatçıdan,dinlenen müziğe ve takip edilen komedyene kadar, alt kültürler,hizipler ve sosyolojik anlamda cemaatler oluşuyor. bu halimizle klasik manada cumhuriyetimizin 100. yılını görebileceğimizi düşünmüyorum. parçalanmanın kanlı olanı toprakların bölünmesi olsa da asıl dramatik olan gönüllerin ayrı düşmesidir. bu başarıldı. ama falan tarih veya iç savaş diye isim koymak doğru değil. de facto bölünmüş bir ülkenin atomlarına ayrılması için tarih bakalım bize tetikçi olarak hangi hadiseyi verecek ?