national geographic de ihaleye dahil olmak istiyordu ama son anda federasyon yetkililerinin uyarılarıyla çekilmişler.. yeşil çimler üzerinde gördükleri servet çetin akıllarını karıştırmış onların da..
oha lan an itibariyle cool adam salona girdi, 500 milyon dolar teklif etti bi de babafingoyu çıkardı masaya koydu. yalnız tek şartı, maçları sadece kendi izleyecekmiş; "yayın mayın yok" diyor. vay amına koyim.
cnbc-e -nereden çıkarttı bilmiyorum ama- 354 milyon dolarlık sürpiz bir teklif yaptı.. kurum, ajanslara geçtiği bültende maçları altyazılı yayınlayacaklarını ve hayır manyak olmadıklarını belirtti..
anadolu tv yetkilileri, ''1.600 tl + 200 kilo kuru kayısı pestili'' teklifiyle taşak geçilmesi üzerine mola kararı aldı.. 4 saattir moladalar.. battaniyeye sarılıp uyumuş olabilirler..
türk telekom ve digiturk masasında oturan şahısların karakter tahlilini yapacak olursak;
türk telekom:
masada iki kişi bulunmaktadır, bize göre sağda kalan gözlüklü bey ve karşı masaya "aha şimdi ...nıza koyduk" bakışı atan ve bize göre solda duran adam.
sağda duran, işini hiç geç kalmamaktadır. tam bir görev adamıdır. yaptığı hatalar nedeniyle oluşan takıntılarından dolayı, zaman zaman anksiyete krizi geçirmektedir. şirket arabası kullanmaktadır ve gözlüğünü 4 senede bir (ya da ihaleden ihaleye) değiştirmektedir.
solda duran, her arabasından inişinde şoförüne bir şey söylemedikten sonra, mütamadiyen saçlarını arkaya doğru şöyle bir eliyle atmaktadır. ilkokul ikinci sınıfta kazandığı kompozisyon yarışmasıyla (ki kompozisyonu annesi yazmıştır) lise hayatını bile geçirmiştir. egoları hafiften patlaktır. sırf arkadaşlarına "nası koyduk ama" demek için orada bulunmaktadır.
digiturk:
masada 3 kişi bulunmaktadır. bize göre solda kalan, hafif uzun saçlı amcamız, ortada sürekli teklif yapan dublaj sanatçısı sesli abimiz ve sağ yanında duran gözlüklümüz.
solda duran, her akşam eve gittikten sonra bir parmak viski içmeden ferahlayamamaktadır. gençliğinde gördüğü halüsünasyonlar sebebiyle psikolojik tedavi görmüştür. içinden hep "bu gençlik nereye gidiyo cavit" gibi düşünceler geçmektedir. dalgınlık son yıllarda baş gösterir olmuştur. dalıp dalıp gitmektedir.
ortada duran, "kovuldun" diye bağırması için işe alınmıştır. garip hobileri vardır ve yeri geldiğinde bir kaplan kadar vahşi olabilir. pikniğe gidince mangalı yakan karakterdir. çocuklarına tam bir asker disipliniyle yaklaşmaktadır. o "duygusal" halini gören olmamıştır, gördüğü varsayılanlar ortadan kaybolmuştur.
sağda duran, işte o, bu filmin sonundaki sürprizdir. filmlerde görülen mahalleyi çaktırmadan öldüren kişi budur. birazdan bıkıp "500 milyon" deyip masanın üstüne çıktığında, altında sadece don olduğu görülecektir. tam bir çılgındır. oscar adayı olacaktır. patlama beklenmektedir.
olay tv son anda ihaleye 1.700 tl + aylık 150 tl sodekso ile dahil oldu.. digiturk ve telekom yetkilileri çok gülüyorlar gerçekten ama gerçekten hiç hoş değil..
kabaca d-smart, digitürk ve trt nin katılmasını beklediğimiz ve üç yıl süreyle süper ligin maçlarını yayınlıcak olan kanalın belirleneceği ihale olarak tanımlayabiliriz. ancak bu ihalenin şartnamesine federasyon öyle bir madde koymaya çalışıyor ki gerçekten akıllara durgunluk vericek bir hadise. ne diyor federayon; maçlar şifresiz kanalda yayınlanamaz diyor. peki buna gerekçe olarak neyi gösteriyor; statlardaki seyirci sayısının azalıcağını öne sürerek böyle bir karar vermeye çalışıyorlar.
şimdi fenerbahçe nin kadıköyde oynadığı bir maçın en ucuz bileti 50 tl. ayda 2 maç oynasa eder 100 tl. yemek, yol vs. masrafları hiç saymıyorum. peki digitürkün aylık ücreti nekadar? yer yer değişkenlik göstersede ortalama 40 tl diyebiliriz. peki bu paraya kaç maç izliyo vatandaş? 12 maç. ayda 100 lira verip stadyumda maç izleyen adam bilmiyor mu 40 liraya evinde sıcak sıcak daha fazla maç izleyebiliceğini. elbetteki biliyor ama buna rağmen gidip stadyumda izliyorsa sen bu maçları şifresizde versen bu adam stada gider orada izler maçını bunu görmek için kahin olmaya gerek yok.
hee ozaman da diyorlarki büyük takımın seyircisi düşmez ama küçük takımlar 5 liraya bilet satıyo onların maça gitmesi evde seyretmesinden daha ucuz. eğer şifresiz verirsek anadolu takımlarının seyirci sayısı düşer. bre ahmak adam sen zaten anadolu takımlarının maçlarını tvden vermiyosunki. şifrelide olsa şifresizde olsa ancak büyük bir takımla oynadığında canlı veriyosun onun haricinde bu adam takımının maçını izlemek için yine stada gitmek zorunda. yani neymiş büyük takımlarında küçük takımlarında seyirci sayısı düşmezmiş.
sırf bu şifreli yayınlar yüzünden 20 yaşının altındaki çoğu genç takımının maçlarını izleyemeden büyüyor. her spor programında klişe bir laf konuşulur yetenekli sporcu yetiştiremiyoruz diye. işte bunun en büyük sebeplerinden biridir bu. birzamanlar bütün ülkeye hükmeden futbol bugün sadece belirli bir kesimin tekeli altına girmiştir. van'da, sivas'ta, konya'da düşük gelir seviyesine sahip bir baba 10 yaşındaki oğlunu koltuğunun altına alıp tuttuğu takımın maçını izleyemez duruma geldi. e siz bu çocuktan nasıl yetenekli bir sporcu olmasını bekliceksiniz.
14 yaşında kas erimesi rahatsızlığı olan bir çocuk tanıyorum anadolunun bir şehrinde düşük gelirli bir ailenin çocuğu. beni her gördüğünde hareretli bir şekilde futbol konuşmaya başlıyor. hayatında hiç izleyemediği ve muhtemelende doya doya izleyemiceği harry kewel'in ismini söylerken heyecandan sesi titreyen bir çocuk. onun gibi yüzlercesi hatta binlercesi var. kimse ama hiçkimse bu çocukların aşık olduğu takımlarını izlemesini engelleyemez.
bugüne kadar şifreli kanallarda verdiniz tamam çünkü kluplere çok büyük bir maddi gelir sözkonusuydu, o parayı şifresiz kanallar karşılayamıyordu, o gün için doğru bir karardı. peki bugün? kimse sırf şifresiz yayınlanıcak diye o kanala bedava verin demiyor. ama adamlar senin şifreli kanalından daha fazla para veriyorsa yada ihaleyi alamasa bile ihale bedelinin daha yüksek olmasını sağlıyabilecek durumdaysa ve sen de bu adama ihaleden önce şifresiz yayınlayamassınız arkadaş diyip bu adamları yıldırmaya çalışıyorsan ben bu işte art niyet ararım. zeki, çevik, ahlaklı sporcularımız var ama onları izleyemiyoruz. çünkü yeterince ahlaklı yöneticilerimiz yok malesef. çekin ellerinizi sporumuzdan çekinde şu ihaleyi adam gibi adam, ahlaklı insanlar alsın, onları izleyelim tuvalet kağıdıyla ağzının suyunu silen rantçıları değil.