türk telekom ve digiturk masasında oturan şahısların karakter tahlilini yapacak olursak;
türk telekom:
masada iki kişi bulunmaktadır, bize göre sağda kalan gözlüklü bey ve karşı masaya "aha şimdi ...nıza koyduk" bakışı atan ve bize göre solda duran adam.
sağda duran, işini hiç geç kalmamaktadır. tam bir görev adamıdır. yaptığı hatalar nedeniyle oluşan takıntılarından dolayı, zaman zaman anksiyete krizi geçirmektedir. şirket arabası kullanmaktadır ve gözlüğünü 4 senede bir (ya da ihaleden ihaleye) değiştirmektedir.
solda duran, her arabasından inişinde şoförüne bir şey söylemedikten sonra, mütamadiyen saçlarını arkaya doğru şöyle bir eliyle atmaktadır. ilkokul ikinci sınıfta kazandığı kompozisyon yarışmasıyla (ki kompozisyonu annesi yazmıştır) lise hayatını bile geçirmiştir. egoları hafiften patlaktır. sırf arkadaşlarına "nası koyduk ama" demek için orada bulunmaktadır.
digiturk:
masada 3 kişi bulunmaktadır. bize göre solda kalan, hafif uzun saçlı amcamız, ortada sürekli teklif yapan dublaj sanatçısı sesli abimiz ve sağ yanında duran gözlüklümüz.
solda duran, her akşam eve gittikten sonra bir parmak viski içmeden ferahlayamamaktadır. gençliğinde gördüğü halüsünasyonlar sebebiyle psikolojik tedavi görmüştür. içinden hep "bu gençlik nereye gidiyo cavit" gibi düşünceler geçmektedir. dalgınlık son yıllarda baş gösterir olmuştur. dalıp dalıp gitmektedir.
ortada duran, "kovuldun" diye bağırması için işe alınmıştır. garip hobileri vardır ve yeri geldiğinde bir kaplan kadar vahşi olabilir. pikniğe gidince mangalı yakan karakterdir. çocuklarına tam bir asker disipliniyle yaklaşmaktadır. o "duygusal" halini gören olmamıştır, gördüğü varsayılanlar ortadan kaybolmuştur.
sağda duran, işte o, bu filmin sonundaki sürprizdir. filmlerde görülen mahalleyi çaktırmadan öldüren kişi budur. birazdan bıkıp "500 milyon" deyip masanın üstüne çıktığında, altında sadece don olduğu görülecektir. tam bir çılgındır. oscar adayı olacaktır. patlama beklenmektedir.
son zamanlarda izlediğim en sıkıcı ihale. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. hatta o kadar sıkıcı ki, yarısında çıktım salondan. vakit ve nakit kaybı. *
ihaleye bir şekilde katılıp 500 milyon dolar diye bağırma hissi uyandırıyor insanda... lan nasıl olsa bizden çıkartacaksınız verin parayı da şu ızdıraptan kurtulalım. Ders çalışamıyorum ihaleyi kim alacak diye merak etmem yüzünden.
türk telekom'un aranın bokunu çıkardığı ihale olmuştur.
bir gidiyorlar gelen yok. karşındaki ekibin yaşlılıktan ölmesini bekliyorlar sanırım. taktik bu.
kazananın parayı çıkarmak için yapması gereken zam değil, indirimdir. herkesin alabileceği makul bir fiyattan abonelik açsınlar, şu an 800 bin olan lig tv abone sayısı 10 milyonu rahat geçer. buna da sürümden kazanmak denir.