zevksizdir, zevksiz.
o sakat, bu sakat, top yamuk, teknik direktörler kabız, takımlar garantici, hava sıcak, taraftar yeke, herkesin ağzında bir makamsız zurna, maç saatleri ebesinin şeyi.
87. dakikada sol kanattan yardıran gascoigne'i, üç kişiyi taç çizgisi üstünde ikişer posta aşağılayan denilson'u arar gözlerim. Shearer yok, Weah yok, Del Piero yaşlanmış, Domenech denen mikrop hala kulübede, Cantona tribünde bile değil, maçları da Ömer Üründül anlatıyor. Izdırap ki ne ızdırap. Goller ya penaltı ya kaleciden seken topun tamamlanması.
Var mı futbolla ilgili saymayı unuttuğum tatsızlık? yok bence. sivrisinek vızıltısıysa bir dünya kupasının en belirgin özelliği, ben öyle kupayı kaale almam arkadaş.
Afrikada gerçekleştirilen ilk dünya kupası.Düşününce fazla hafife mi alıyoruz diyor insan.Tarihin en zevkli denilen dünya kupası olan 1986 dünya kupasındada bu kadar gol olmuş.Bence herşeye rağmen ikinci tur maçlarını ve eleme maçlarını beklemek gerekir.
Afrikalılarada beğenmesek bile saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü ilk defa bu kadar büyük bir organizasyona ev sahipliği yapıcak kıta.Evet vuvuzeladan çoğumuz hoşlanmıyoruz ama onlarda kültürlerini tanıtmaya çalışıyor; yani sevmesek bile saygı duymamız gerekir.
Turnuvada göze çarpan takımlara gelirsek.
1)Amerika:Ülke olarak çoğu kişinin sevmediği ama futbol takımı olarak sempati beslenen takım.Seyrettiğimz amerikan filmlerindeki kolej havasını yakalamış gibiler.Bence en az çeyrek finali hakkediyorlar.
2)Şili:Göze hoş gelen bir futbol oynuyorlar.Takımın en büyük yıldızı diyebileceğimiz (bkz: Alexis Sanchez)takımı gerçekten iyi yönetiyor.Onlarda ikinci turu hakkediyorlar ama isviçreyi yenmeleri bile yetmeyebilir ikinci tura çıkmaları için.
3)Gana:Turnuva başlamadan önce 0 puan alacağı konuşulan takım şuan 4 puanı topladı.işleri hala zor ama futbol şansları yanında olmaya devam ettikçe bence 2.tura çıkacaklar.
4)Hollanda:Hollanda'yı buraya yazmamın tek sebebi değişik bir futbol anlayışıyla oynamaları.Sürekli hucum yaparak şerefli bir şekilde elenmek yerine defansı sağlam tutarak belkide kazanırlar kupayı.
Turnuvada hayal kırıklığı yaratan takımlara gelirsek.
1)Fransa:Şüphesiz çoğu kişini aklına gelen ilk takımdır.Gerçi haksız olarak geldikleri dünya kupasından elenmelerine kimse üzülmez.Ayrıca böyle olucağı dünya kupası hazırlık döneminde belliydi.
2)Güney Afrika:Belki çoğu kişinin beklentisi yoktu ama konfedarasyon kupasındaki müthiş performanslarından sonra burda elenmeleri yazık olucak.
3)Portekiz:Ronaldo'yla birlikte turnuvada göze hoş gelen bir futbol oynamasını beklediğimiz ülke.Ama gerçekten hucumda çok eksikler ve her zaman olduğu gibi düzgün bir forvetleri yok.2.tura çıksalar bile orda eleneceklerdir.
4)italya:Her zaman olduğu gibi gene kupaya kötü başladılar ama bildiğimiz italya ritmini yakalar.
Öne çıkan oyunculara gelirsek.
A.Gyan:Gana'nın çok atletik forveti.2 golünüde penaltıyla attı belki ama gerçekten savunmayı çok yıpratıyor.
L.Donovan:Amerika'nın en tücrebili futbolcusu ve takımı müthiş yönetiyor.Bence istemeyerek ayrıldığı Premier League geri dönecektir.
A.Sanchez:Şili gruptan çıkarsa bu adama çıkartacaktır.
Eren Derdiyok:isviçre'nin bence en önemli silahı.Gol atamadı belki ama müthiş oynadı gerçekten.Mesutla birlikte Türk milli takımında oynamadığı için üzüldüğüm en iyi futbolculardan.
M.Özil:Alman takımını gerçekten çok iyi yönetiyorlar.Aslen türk olduğu için chelsea ve benzeri kulüblere gitmesi gerçekten hepimizi sevindirir.
Şuanlık bu kadar bir dahaki analize kadar hoşçakalın. **
hiçbir zevk almadığım kupa. biz babalarımızdan duyduk '86, '90 dünya kupalarını, baggiolar, platiniler, gullitler, mükemmel futbol sunuyorlardı o zamanlar. şimdi 32 tane ülkeden adam akıllı bir maç çıkmadı daha. üstüne üstlük o zamandan çok daha fazla yıldız varken.
futbolda birşeyler değişti, ama ne değişti hala anlayabilmiş değilim.
bizim gibi katılamayan ülkelerin gözünden bakıldığında, hiç bir heyecan teşkil etmeyen turnuva olmaktadır.
biz kendi takımımız olmadığından, bari iki güzel gollü maç seyredelim diye ekran karşısına geçerken, maçların çoğunun sıkıcı ve temposu düşük geçmesi "ben böyle dünya kupası'nın" demek zorunda bırakıyor.
şu ana kadar oynanan maçların 19u alt 7si üst olan turnuva. bundan sonraki maçların seyri için önemli bi istatistik. bu kadar az gol tabii ki seyirciyi pek mutlu etmemiştir.
arı kovanının içindeymiş gibi süreklü ses duymak ve bu sese ömer üründül'ün sesini de dahil ederek geçirdiğimiz dünya kupasıdır.
Bunlar da yetmezmiş gibi maçların kalitesi düşük defansif maçlar oynanmaktadır. (bkz: sıkıcı)
Futbol fuarı, açlığın ve yoksulluğun ülkesi Güney Afrika'da başladı. Her yönüyle ticarileşmiş futbolun en büyük organizasyonu, ilk kez Afrika kıtasında düzenleniyor. Böylece, dünya kupası ile birlikte futbol pazarı da dünyasallaşıyor.
19. Dünya Kupası, bugün Güney Afrika'da başlıyor. 11 Temmuz'a kadar sürecek turnuva, 'futbolun sadece futbol olmadığı' bir kez daha hatırlatıyor. Zira, bir ay boyunca stadyumlardan veya ekranlardan taşanlar sadece futbol olmayacak. işin sosyal, ekonomik, siyasal arka planları var. Daha da önemlisi, bir ay boyunca insanlar, farkında olsunlar veya olmasınlar, her yönüyle bir endüstriyel futbol fuarı izleyecek. Dünya kupası öncesinde, anında ve sonrasında ürünler, markalar, sponsorlar, futbolcular, ülkeler; hemen her şey görücüye çıkarılarak pazarlanacak. G. Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela'nın da katılacağı açılış töreni bile, görsel pazarlamanın bir aracı.
Futbol şahane, kar bahane
Şampiyonayı organize eden Güney Afrika, şimdiye kadar 3 milyar dolardan fazla harcama yaptı. Faturanın yarıdan fazlası, FIFA bütçesinden karşılandı. Statların yapımı ve yenilenmesine harcanan büyük meblağların yanında, organizasyonun ulaşım, güvenlik diğer harcamalar da cabası. G. Afrika gibi yoksul bir ülke için bu meblağ oldukça yüksek. Ama organizasyonun ülke ekonomisine katacağı katma değer, kimi iktisatçılara göre daha fazla.
Sözü edilen ekonomik yatırım değil, futbol. 2006'da uluslararası organizasyona ev sahipliği yapan Almanya'nın cebine 7,5 milyar Avro girmişti. Ancak pek çok iktisatçı da, G. Afrika'nın 'karı'nın bu kadar yüksek olmayacağı, 2008 küresel ekonomik krizin etkileri nedeniyle masrafları karşılayıp karşılamayacağının bile belirsiz olduğunu söylüyor.
Tekellerin turnuvası
FIFA'nın turnuvada dağıtacağı miktar, 420 milyon dolara kadar ulaşacak. Bu para, takımların elde edeceği başarıya göre dağıtılacak. Şampiyon olan 30, ikinci olan ise 24 milyon dolar alacak.
2009 gelirleri 1 milyar doları aşan FIFA'nın en önemli gelir kalemi, TV yayınları. Bu yıl, kupa organizasyonu ile TV gelirlerinin 2.2 milyar olması bekleniyor. Adidas, Coca Cola, Sony, Visa ve Hundai gibi dünya tekelleri ile sponsorluk anlaşmaları imzalandı. TV yayınlarında, "Advertorial" olarak adlandırılan 60 saniyelik reklam-haber uygulaması ile pazarlamanın yeni yöntemleri de uygulamada. Yani, ekran başında Dünya Kupası'nı izleyecekler, reklama da doyacak!
Gelir dağılımı uçurumu
Güney Afrika'da kişi başına düşen yıllık pay, 10 bin dolar. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu ayda 200 doların altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda. Temel neden, gelir dağılımındaki uçurum. Nüfusun en zengin yüzde 10'u, gelirin yüzde 44,7'sine el koyarken, en yoksul yüzde 10'luk kesim ise gelirin ancak yüzde 1,3'ünden pay alabiliyor. Zenginlerin büyük çoğunluğu, Aparthaid rejiminden kalma beyazlar.
Yoksulluk, işsizlik ve gelir dağılımındaki dengesizliğin zirve yaptığı, toplam nüfusun neredeyse yarıya yakın kısmının yoksulluk sınırında bulunduğu ülkede halk, sıklıkla göçmenlere ve Hint kökenlilere saldırıyor. Yolsuzluk batağındaki hükümet ise bunlara önlem alma yerine merkezi bütçeden büyük paralar harcayarak böylesi bir organizasyona girişti. Böylece ülke içinde ve dünyada G. Afrika'nın pazarlanmasını daha olanaklı kılacak. Ama sorunlar olduğu yerde duracak. Endüstriyel futbol fuarı da bunun için kurulmadı mı?
Yoksullar ülkesi suç cenneti
Yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve daha birçok faktörün birleşmesiyle Güney Afrika, adeta bir suç cenneti. 49 milyonluk ülkede yılda 18 bin cinayet, 50 bin tecavüz olayı yaşanıyor. Günde 50 cinayet işleniyor, her 100 bin kişiden 38,6'sı cinayete kurban gidiyor. Bir önceki Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Almanya'da bu rakam 0,88 oranındaydı.
Suçların yüzde 80'i aile içi ve yoksulluğun çok daha had safhada olduğu kırsal alanlarda işleniyor. Günde bin 500 hırsızlık vakası yaşanıyor. Kupa maçlarını bu ülkede izlemeye gidecekleri uyaran 'Medeni Batı,, hangi güzergahı tercih etmeleri gerektiği, araç kullanırken veya yürürken neye dikkat etmeleri gerektiği konusunda da bilgilendirmeyi ihmal etmiyor. Güney Afrika suç haritasını dikkate alarak, 'yoksulların bölgesinden uzak durun', 'turistik yerleri tercih edin' ayrıntısını eklemeyi de.
Üstü stadyum, altı yoksulluk
Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan G. Afrika'da çelişkiler açığa çıkıyor. Bir yanda yoksulluk, diğer yanda yüzlerce milyon dolarlık gösterişli stadyumlar. Bunlardan biri, Nelspruit'te 110 milyon dolara yapılan Mbombela Stadyumu. Stat, yoksulların devam ettiği bir okulun yerine inşa edildi. Üstelik stadyum en yeni teknolojilere sahipken, civar semtin sakinleri su ve elektrikten yoksun derme çatma barakalarda yaşamını sürdürüyor. 2008'de Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapan Çin de, stadyum inşaatı için yüzlerce evi yıkmıştı.
Milyonluk statta işçi grevi
Turnuva için 5 yeni stadyum inşa edip ve beşini de restorasyondan geçiren G. Afrika hükümeti, 1,5 milyar dolar harcadı. Cape Tovn'daki 66 bin kapasiteli Green Point Stadı, 400 milyonluk maliyetiyle diğerlerini geride bıraktı. Statlara milyar dolarlar yatıran hükümet, inşaat işçilerine ücret zammını çok görmüştü. 70 bin stat işçisi, Temmuz 2009'da sekiz günlük greve çıkarak yüzde 12 ücret artışı elde etti. Yüzlerce milyon dolarlık statları ise, 2002'de bu kupaya ev sahipliği yapan G. Kore ve Japonya'daki gibi sökülmeyi bekliyor.
Futbol motivasyonu para basıyor
Fenerbahçe'nin eski başkanlarından Hasan Özaydın, Fenerbahçe maç kazandığı zaman, ertesi gün ülkedeki işgücü verimi artıyor; demişti. Aslında bu sözler, diğer takımlar için de geçerli. Tabi tersi durum da. Fenerbahçeli taraftarların, 17 Mayıs 2010 pazartesi günü daha az efor sarf ettikleri, istatistiki verilere de yansıdı. Hollanda merkezli sermaye tekeli ING Bank da, konuyla ilgili bir araştırma raporu yayınladı. Eğer kupayı Hollanda kazanırsa, 700 milyon avroluk üretim artışı öngörülüyor. Hangi kapitalist istemez, kupayı kaldırmayı?
Kadın bedeni ticareti
Almanya'da 4 yıl önce düzenlenen Dünya Kupası'nda, bedenini satmak zorunda bırakılan 40 bin kadın bu ülkeye götürülmüştü. Rakamın, Güney Afrika'da 100 binin üzerine çıkması bekleniyor. Almanya'da, çok sayıda kadının, mafya tarafından kaçırılarak bu işe zorlandığı belirtiliyor. Alman devleti, kadın bedeni ticareti için yol kenarlarında barakalar gibi 'altyapı' bile hazırlamıştı. Güney Afrika'da sorun daha farklı. AIDS oldukça yaygın. 49 milyonluk ülkede 5 milyon HIV taşıyıcısının olduğu tahmin ediliyor. G. Afrika da bu alanda 'altyapı' hizmeti olarak, mobil klinikler kurarak, ücretsiz sağlık taramaları yapılıyor. Bu konuda çalışmalar yürüten Johannesburg'taki Witwatersrand Üniversitesi'ne bağlı olarak çalışan Üreme Sağlığı ve AIDS Araştırmaları Birimi (RHRU), FIFA'yı da eğitim materyalleri ve prezervatif dağıtımını yasaklamakla suçluyor.
Futbol ve kadın ticaretinin iç içe geçmesi üzerine yapılan eleştirilere FIFA Başkanı Sepp Blatter, Fuhuş ve kadın kaçakçılığının uluslararası spor federasyonunun sorumluluğu olmadığı, yanıtını vermiş, FIFA'nın görevi değil, FIFA'nın görevi futbol, demişti. Blatter, kadın futbolcuların maçlarına reklam verenlerin ilgisinin artması için futbolcuların daha açık ve kadınsı formalar, daha dar şortlar giymelerini önermişti.
Bahis ve şike zirvede
Bahis sektörünün sadece Türkiye'deki yıllık resmi cirosu 2,8 milyar dolar civarında. Dünya Kupası'nda da kim şampiyon, kim gol kralı olur, hangi maçta kim kazanır, skor kaç kaç olur gibi sayısız kombinezonda bahisler oynanıyor. Bu resmi kumar sektörü de mafyanın elinde. Büyük paraların döndüğü sektörde şike de kaçınılmaz. Tüm dünyada bahis sektörünün 1 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Büyük bölümü yasadışı yollardan oynandığı için gerçek rakamlara ulaşmak mümkün değil. Bahislerin 227 milyar doları futbol maçları üzerine oynanıyor. Bahis ve şike skandallarıyla ilgili olarak geçtiğimiz haftalarda Avrupa ve Türkiye'de çok sayıda kişi gözaltına alındı. Eski milli futbolcu Fatih Akyel'in de bulunduğu çok sayıda kişi tutuklandı. *
ispanya elendikten sonra herhangi bir takimin sampiyon olmasi mumkun, sirbistan - fildisi sahilleri kadar garip bir final macina bile gebe bir organizasyondur. tabi brezilya, arjantin gibi takimlar da kotu oynayarak kazanabilir. *
takımların vuvuzelaya alıştıklarından mı futbol oynamayı hatırladıklarından mıdır bilinmez gol ve pozisyon sayısının artmasıyla birazda olsa çekilir hale gelen turnuva'dır.