ihracatın büyük kısmının ithal edilen ara malının işlenmesiyle gerçekleşmesinden ötürü artan ihracatın, ithalatı ve dolayısıyla dış ticaret açığını da yüzdesel olarak daha da arttırmasına sebep olacak hedef.
doksan bin kişilik stada otuz beş bin kişi gelmesi gibidir. bakın tamı tamına otuz beş bin kişi stadyumda hazır dersin. ama geri kalan altmış beş bin kişilik yer boştur. ve stad büyük olduğundan, otuz beş bin kişi gelmiş olmasına rağmen o stad bomboş gözükür. bu da böyle bir şey. göz boyamaktan başka bir şey değildir. ithalatın 200 milyar dolara dayandığı şu günlerde bir bakan tarafından halka sadece 136 milyar ihracat hedefinden bahsetmek, sadece halkın gözünü boyamaktır.
yıllar önce 3 ekim 1990 barcelona trabzonspor maçında da trabzonspor, barcelona'ya deplasmanda iki tane gol atmıştı. o zamanlar için bir türk takımının deplasmanda hele hele barcelona gibi bir takıma iki gol atması muazzam bir olaydı. ama trabzonspor yedi tane gol yemişti. 7-2 yenilmişti. şimdi sadece trabzonspor'un attığı gollerden bahsedersek bu başarı gibi gözükür ama yediği yedi tane golü de hesaba kattığımızda deplasmanda atılan bu iki golün hiç bir öneminin kalmadığı ortaya çıkar. iki gol attığımıza sevinmek mi doğrudur yoksa yedi gol yediğimizden dolayı ders almak mı?
