2007 cumhurbaşkanlığı seçimi

entry82 galeri0
    26.
  1. sonunun ne olduğu bilinmeyen bi tosuna geldik lafına bizi usulca yaklaştıran haketmeyen insanların muhtemel bi şekilde başa geçip bilinmez yerlerimizi hedef alabileceği garip vede ihtiras dolu hadise...
    2 ...
  2. 27.
  3. 2007 yılında yapılacak olan genel seçim göz önünde bulundurularak cumhurbaşkanının seçilmesi hiç bir şekilde gidişatı etkilemeyecektir. kafa yapısı çoğu asker ve aydına ters düşen akp hükümeti, yapacağı seçim anketlerine de dayanarak en az bir beş yıllığına daha ülkeyi babasının çiftliği gibi yönetmeye tahminim karşı çıkmayacaktır. bununla beraber köşke çıkaracağı adayı şimdiden belirlemiş ve zamanı gelince neredeyse bütün yetkilerini elinden alacak yasaları hem yasayarak hemde bünyesinden çıkan yürütme organıyla uygulayacak güce sahiptir. köşke deniz baykal'ı çıkarıp devlet töreni dışında yer almamasını sağlamak elindedir kısacası. bununla beraber seçilecek aday akp kökenli ve eşinin başı açık** olursa yetki kısıtlamasına dahi gitmesine gerek yoktur. kasımdaki genel seçimlerden önce ispanyada olduğu gibi bir bomba patlamaz ve halkımız da ters tepki veya kandırıldığını hissetmezse bu hükümetin önümüzdeki 5 sene boyunca tek başına iktidar olacağı gerçeğiyle beraber; muhalefet ama görevleri kısıtlanmış bir cumhurbaşkanı veya kendi içinden, parti tabanına ters düşmeyecek ve icraatları onaylayacak bir cumhurbaşkanı seçmenin bir farkı olmayacaktır. ne bir askeri müdahale, ne bir balans ayarı ne de kriz veya gerginlik yaratacak bir hamle yapmayacak kadar akıllı olan akp hükümeti, kim ne derse desin bildiği yoldan dönmeyecek ve elinde bu güç varken kimselerin dediklerine gebe kalmayacaktır.
    yazdıklarımdan benim bir akpli veya hükümeti beğenen bir kişi olduğum ortaya çıkmasın; ki geçen seçim kendi şahsi şovlarına çok güldüğüm bir adaya oy verdim*, ne de bu sefer akp hükümetinin icraatlarına bakıp oy verme veya vermeme gibi bir alışkanlık edinmeyeceğim. deniz baykalın orada durmaması gerektiği bir türkiye solu olmadıkça gönlümün gittiği yöne oy vermemeye devam edeceğim; sallansa da sallanmasada.
    2 ...
  4. 28.
  5. demokrasi kültürümüzü ciddi şekilde test ettiğimiz-edeceğimiz seçim.
    türkiye cumhuriyetine, kuruluş sürecine, kurucu dinamiklere, örnek alınan modele bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan gerginliği çok daha iyi anlarız ve sonuçları üzerinde analizlerde bulunabiliriz:
    türkiye cumhuriyeti, devletin şekillenmesi sürecinde, esinlendiği klasik batı devlet modelinden farklı bir sürece sahiptir. klasik batı devlet modelinde, devletin şekillenmesinde belirleyici unsur-sınıf, burjuvazidir. oysa türkiye cumhuriyetine bakıldığında; savaştan çıkmış fakir bir halk ve sermaye sahibi unsurların tasfiyesi sebebiyle bu güçten yoksun kalmış bir devlet görmekteyiz, dolayısıyla klasik anlamda bir burjuvaziden söz edemeyiz. işte bu noktada batı modellerinden farklı olarak, cumhuriyeti burjuvazi değil ama askeri elit şekillendirmiş, belirleyici unsur olmuştur. cumhuriyet, bu farklılık nedeniyle çeşitli krizler yaşamış ancak zamanla kendine has yeni bir model ortaya çıkarmıştır. krizler, devlet aygıtını kullunanlarla iktidar aygıtını kullananların farklı görüşlere sahip olduğu dönemlerde ortaya çıktığı bir gerçektir. devlet aygıtını kullananlar, askeri elit dediğimiz kesimdir; kemikleşmiş-kurumsallaşmış bir anlayışları vardır. iktidar aygıtının sahipleriyse seçimden seçime değişmektedir.
    bugün yaşanan krizin sebebi de bu güçler arasındaki farklı görüşlerdir. bugüne kadar bu farklılıklar hep anti-demokratik yollarla çözülmüştür. işte bu noktada, yapılacak seçim aslında türk halkı için çok önemli bir fırsattır. akp iktidarı cumhuriyetin tüm kazanımlarını erezyona uğratmaktadır, toplumda gerginliği tırmandırmaktadır ve belki de cumhuriyet tarihinin en kötü yönetimini göstermektedir; akp durdurulmalıdır . ama bu kesinlikle anti-demokratik yollarla çözülecek bir sorun değildir. zira bugünkü zaten durum 82 anayasasının ve gerisinde de yine darbecılerin eseridir. bu kez sorunu askeri elitin müdahalesi olmaksızın, kitle iletişim araçları kullanarak, demokratik yollarla tepki koyarak çözmeliyiz. bence toplum olarak yeterli demokratik bilince sahibiz!
    0 ...
  6. 29.
  7. iktidara vekalet edecek olan kişinin seçileceği seçim.
    2 ...
  8. 30.
  9. uzun uzun yazınlara, toplumsal çıkarımlar yapmaya mahal olmayan konu. şöyle düşünmek yeter. seçilecek kişi devletin en üst kademesine geçecek ve yetkileri doğrultusunda bir ülkeyi ve milleti yönlendirecek... e o zaman?... yandı mı?..
    0 ...
  10. 31.
  11. büyükanıt'ın açıklamalarından sonra daha bir rahat bakılan seçimdir.
    5 ...
  12. 32.
  13. rte nin cumhurbaşkanı olacağı seçimdir.
    0 ...
  14. 33.
  15. kimin veya hangi gorusun secileceginden ote, ulkemiz icin cumhuriyet tarihinin en buyuk sinavlarindan birini iceren surectir. soyle ki, rte veya ozkok pasa kim secilirse secilsin, su asamada halkin tepkisinin ne kadar dikkate alindigini ve turkiye demokrattir savinin ne denli savunuldugunu anlamamiza meydan verecektir. olaylar gelistikten sonra sapkayi onumuze koyup biz ne yaptik dememek icin atamizin goruslerini ve ilkelerini sonuna kadar savunmaliyiz. bu surec iste bahsettigimiz savunma ve kararliligin ne denli kuvvetli oldugunu gosterecektir. bundan sonra olacaklar ise sadece ama sadece bir baslangictir, sonun baslangici mi aydinligin baslangici mi, bunun kararini cogunlugu aksimizde dusunen kisilerden olusan bir meclisin alacagi kararla verecegiz..
    1 ...
  16. 34.
  17. süleyman demirel'in deyimiyle 3 kasım 2002'de zaten bitmiş olan seçimdir. ayrıca metin uca'nın başbakana "gelin ikimiz de çekilelim ortak bir aday bulalım." çağrısını yaptığı seçimdir.

    bana göre ise akp'nin kadrolaşma planının önemli adımlarından biridir. cumhurbaşkanlığı makamı da plan dahiline girdikten sonra rektörler istenildiği gibi atanacaktır. birçok kademeye istenilen insanlar çıkartılacak ve bu kararların hiçbiri veto almayacaktır. yarın öbür gün orduda bile kadrolaşabilirler. yaşar büyükanıt'a güvenilebilir evet. ama bunun önüne halk iradesi ile geçilmelidir. kimse seçim anayasal değil, demokratik değil demesin. o meclisi de bu halk seçti değil mi? önemli olan genel seçimler cumhurbaşkanlığı seçimi 5 sene önce yapıldı zaten.*
    2 ...
  18. 35.
  19. aday çıkmamaya devam ederse metin uca'yı 864 rakımlı tepede göreceğimiz seçimlerdir.
    *
    3 ...
  20. 36.
  21. 37.
  22. sonunda aday olma süreci de gelip çatmış olan seçimdir.

    yalnız, bu seçimle ilgili önce yargıtay eski başsavcısı sabih kanadoğlu'nun ortaya attığı, daha sonra ise chp'nin mal bulmuş mağribi gibi sarıldığı meşhur "ilk turda oturumu açmak için 367 milletvekili gerekli" iddasına dayanarak chp'nin anayasa mahkemesi'ne gitme tehdidine dair birşeyler söylemek istiyorum.

    chp, ilk tur oylamada 367 milletvekilinin bulunmayacağından o kadar emin ki, chp sözcüleri her fırsatta, ilk turun hemen ardından chp'nin anayasa mahkemesi'ne başvuracağını ve ikinci tura geçilmeden seçimin iptal edileceğini ve genel seçime gidileceğini iddia ediyor.

    burada kritik nokta şudur: acaba mecliste grubu bulunan diğer parti anavatan, o gün seçime katılmayacağına dair herhangi bir görüş mü ihzar etti? veya grubu bulunmasa bile kritik dört milletvekili bulunan dyp veya yine kritik sayıdaki bağımsız milletvekili veyahut da mecliste birer milletvekili olan diğer partiler (gp, shp, hyp) o gün oylamaya katılmayacaklarını mı belirttiler?

    yoo, hayır. ben yukarıda saydıklarımdan hiçbirinden böyle bir beyan duymadım. peki chp, ilk turda 367 milletvekilinin salonda bulunmayacağından nasıl böyle emin oluyor?

    ne yani, 20 milletvekili olan anavatan (ki o 20 milletvekilinin genel başkan dahil olmak üzere hemen hemen tamamı ak parti listelerinden seçimi kazanarak meclise girmişlerdir.) veya 4 milletvekili olan dyp, o gün oylamaya katılmayarak, siyasi ve ekonomik anlamda büyük krizlere yol açacak chp'nin oyununa mı geleceklerdir? ondan sonra da seçimlerde bunu oya tahvil etmeyi planlayacaklar, öyle mi? peki, meydanlarda sol bir partinin kuyruğuna takılmış olmayı veya chp'ye embedded görünmeyi seçmenlerie nasıl açıklayacaklar ve hangi yüzle oy isteyeceklerdir? öyle birşey vuku bulursa (yani c.başkanlığı seçiminin anayasa mahkemesi'nce iptali), bu siyasi başarının kaymağını chp onlara yedirir mi zannediyorlar?

    açıkçası ben, meclis üye tamsayısı olan 550'den ölüm veya istifa sebebiyle boşalan 7 üyelik çıktıktan sonra kalan 543 milletvekilinden, chp'ye ait 153 milletvekili çıktıktan sonra kalan 390 milletvekilinden en az 367'sinin o gün mecliste olacağını tahmin ediyorum. bu durumda, ellerini ovuşturarak bekleyen kriz tacirlerinin de avuçlarını yalayacağını umuyorum.
    2 ...
  23. 38.
  24. 39.
  25. konuya ilişkin Rektörler komitesi duyurusu:

    "REKTÖRLER KOMiTESi’NDEN DUYURU (5 Nisan 2007)

    Son bir yıldır, ülkemizde, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yoğun bir
    tartışma ve bundan kaynaklanan gergin bir ortam yaşanmaktadır. Bu konudaki
    tartışmaların ağırlık noktası, bu makama tarafsız bir kişinin seçilebilmesidir.
    Anayasamızda, Devletin başı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin
    birliğini temsil etmenin yanı sıra, Anayasal kurumlar arasında dengeyi, düzenli ve uyumlu
    çalışmayı gözetme yetkisi ve görevi de Cumhurbaşkanı’na verilmiştir (m.104/1). Böylesi
    bir işlevin yerine getirilebilmesinin tarafsızlığı gerektirdiği kuşkusuzdur. Tarafsız
    Cumhurbaşkanı, siyasal rejimimizin güvencesidir. Bu bakımdan, milletvekili andında
    (m. 81) yer almayan “tarafsızlık” sözcüğü, Cumhurbaşkanı andında (m. 103) özenle
    vurgulanmaktadır.

    Anayasamız, Cumhurbaşkanı seçme yetkisini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
    tanımakla birlikte; seçilecek olanın, varsa partisi ile ilişiğinin kesileceğini, milletvekili
    sıfatının sona ereceğini öngörerek, Meclis’in Cumhurbaşkanı seçme yetkisinin çerçevesini
    de çizmiştir. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına ve partilerüstü konumuna yönelik bu
    çerçevenin, geçmişe ve geleceğe dönük temenni ve ölçütleri de içerdiği kuşkusuzdur. işte
    bu nedenle, Meclis’in Cumhurbaşkanı seçme yetkisini ve görevini bu doğrultuda özenle
    kullanması Anayasa’nın amir hükümleri gereğidir.

    Anayasamız (m.105/3), Cumhurbaşkanı’nın cezai açıdan yalnızca “vatana
    ihanetten” sorumlu olabileceğini öngörüyor. Bu makama aday olacak kişilerin, geçmişte,
    sorumluluk doğurabilecek bir suçlandırma veya şaibe altında olmamaları da büyük önem
    taşımaktadır. Bu doğrultuda, adayların, özgeçmişinin yanı sıra, başta laiklik ilkesi
    olmak üzere, Cumhuriyetin değiştirilemeyecek niteliklerini ve bunun ayrılmaz
    parçası ve temeli olan çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş olmaları da Anayasal
    bir zorunluluktur.

    3 Kasım 2002 seçimleri, 1950’den bu yana yapılan genel seçimler içinde, en
    adaletsiz sonuçlar doğuran bir seçim olmanın ötesinde, %45 oranındaki geçerli oyun
    Meclis’te temsil edilmemesi nedeniyle, aynı zamanda bir temsil zafiyeti de yaratmıştır. Bu
    temsil zafiyetinin Cumhurbaşkanlığı makamına taşınmaması için, Cumhurbaşkanı
    seçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir uzlaşmanın gerçekleşmesi de
    kaçınılmazdır.

    Öte yandan, Anayasamızın 102. maddesinde, “nitelikli toplantı ve karar yeter
    sayılarını” belirleyen özel hüküm, Cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma sağlanabilmesinin
    hukuki çerçevesini oluşturmaktadır. Yeter sayılara ulaşılamaması halinde ve dolayısıyla
    da Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde, “derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi
    seçimleri yenilenir” hükmü de, uzlaşamamanın yaptırımıdır ve sorunun çözümü de
    halkın hakemliğine sunulmaktadır. Bu bakımdan, Anayasamızın 102. maddesi, hukuki
    yorum yöntemleri ihmal edilmeden, sağduyu ile değerlendirilerek varılacak uzlaşma,
    gelecekte Cumhurbaşkanlığı ile ilgili meşruiyet tartışmalarını da gündemden kaldıracak
    bir emsal oluşturacaktır. Bu aşamada, içinde bulunduğumuz son derece gergin ortamın,
    daha da endişe verici boyutlara tırmanmaması için, laik, demokratik, hukuk devleti ve
    çağdaş bilime inanmış bir Cumhurbaşkanının seçilmesinde, hepimize sağduyu ile
    uzlaşıcı sorumluluklar düşmektedir."
    1 ...
  26. 40.
  27. o olamaz, bu olamaz, su olamaz, oburu de olmaz, hele oteki hic olmaz soylemlerinin doruga ulastigi secimdir..
    kim ne derse desin, bu secimde de halkin bi oyu olmayacak, 2002 yilinda sectigi vekillerin oylari konusacaktir.. merakla beklenmektedir sonucu da ayrica..
    1 ...
  28. 41.
  29. guvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere gore rte de ibre aday olmamaya donmustur.

    pesin edit : eger aday olursa guvenilir kaynak ile ozel olarak gorusulecektir!
    2 ...
  30. 42.
  31. iktidardaki akıl oyunları nedeniyle bir bilmece haline gelmiş son durumdur. ilüzyonist başbakan rte 25 Nisan saat 24:00 'a kadar şapkadan çıkaracağı şeyi beklememizi söylemiştir . Aynı numarayı başbakan seçilirken de yaptığı için şapkadan kendisini çıkarması en muhtemel sonuçtur. Seyircinin dikkatini dağıtmak için de diğer çömez ilüzyonistler ile irtibat halindedir.
    2 ...
  32. 43.
  33. seçim falan değildir, çankaya'ya demokratik seçimle belediye başkanı bile çıkartamayan rte tarafından yapılacak atamadır.

    türk siyasi tarihi açısından, beş yıl önceki seçimde (ki bush'un babadan kalan abd'sinde bile dört yılda bir yapılır bu seçimler) %34 oy alananın, padişah gibi yetkilere sahip olduğunun işaretidir bi de.
    4 ...
  34. 44.
  35. metin uca'nın da aday olduğu seçimdir.
    0 ...
  36. 45.
  37. resmi olarak, akpli ersönmez yarbay'ın aday olduğu seçimdir. ersönmez yarbay'ın aday olması ise, partisinin cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda izlediği politikaya tepkidir. tek adam zihniyetine başkaldırmıştır.
    1 ...
  38. 46.
  39. çok affedersiniz ama tam orospu olmuş seçimdir...
    tam türk işi, işi son ana bırak sonra da yarım yamalak yap...
    ne akp ye yaramıştır, ne de türkiye ye...
    bu ne lan dünyanın her yerinde seçimlerden aylar önce adaylar çıkarlar milletin karşısına, evet orada da tepki gösterenler, istemeyenler olur ama adaylar aylarca kulis yapar, medyada, meydanda kendilerini anlatır... bizimkilerin sikinde mi bu! şark kurnazı ya anasını satıyım hepsi, aklınca oldu bittiye getirecek...
    ne oldu şimdi? ne milletin tanıdığı, güvendiği ne de meclisin uzlaşabildiği bir isim cumhurbaşkanı olmayacak. biraz hafızalarınızı yoklayın bakalım, ahmet neclet sezer gerçekten olumlu ve tam bir hukuk adamı ama onun da bir zaafı vardı. cumhurbaşkanı olmadan bir gün önce rüyasına görse cumhurbaşkanı olacağını inanmazdı; nitekim cumhurbaşkanı oldu ama amaçsız, amacı olmadığı için cumhurbaşkanlığı gibi bir iradeyi de tam istendiği gibi kullanamadı. yine aynı senaryo, yine aynı dümen.

    (bkz: turk gibi başlayıp akp gibi bitirmek)
    3 ...
  40. 47.
  41. dün itibariyle rte nin aday olmayacağı anlaşılması üzerne paranoyak ve komplo teorilerine yatkın benimde ordan buradan okuduğum sığ köşe yazılarından okuduklarıma dayanarak bir teori ürettiğim seçim kelimesinin aşırı demokratik kaçtığını düşündüğüm tekel rejim seçimidir.
    öncelikle şunu açıklayayım seçim iki ya da daha fazlası arasında birinin yönünde verilen karara denir.siyasi anlamda da algılarım bundan farklı olduğunu söylemiyor ama bu seçim(!) iki somut şey değil de bir somut bir soyut yani iktidar partisinin adayı ya da hiçbiri şeklinde alternatifsiz yapılıyorsa bunun temelinde bir problem var demektir.
    daha sonra teorime geçelim.rte "şaşırıcaksınız!" demiş adayla ilgili.Aklıma hemen aa ya verdiği röportajla hilmi özkök geldi hemen,görev süresinde iktidar partisinin laiklik ve irtica gibi unsurlarına vurgu yapmayan eski genelkurmay başkanı.büyükanıtın deyimiyle "ordunun başkumandanı" sıfatını eski bir genelkurmay başkanından biri taşıyamaz sanırım ve de iktidar partisinin önünde engel oluşturmazdı.
    diğer bir teorimde marjinal bir kadının cumhurbaşkanı olmasıdır.bu belki de akp tabanını rahatsız edecektir ama makul düşünürlerse işe yarayacağını görebilirler.çünkü nimet çubukçu ya da prof. ....(adını hatılayamadım seçimden sonra dedi demişti dersinizi) hem uluslararası imaj olarak,hem de özde kadınların siyasetteki rolü açısından göstermelikte olsa gerçekten faydalı olacaktır.
    erdoğanın olmama nedenlerinin de saymakla bitmeyeceği aşikardır.
    (bkz: tarih gösterecek biz ötesine hazırlanalım)
    0 ...
  42. 48.
  43. bugün gazetelerden birinde yazıyordu abd'de 2009 yılında seçilecek olan başkan adaylarının şimdiden belli olduğunu, fransa'da da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin adaylarının 1 yıldır bilindiğini, aynı durumun nijerya için bile geçerli olduğunu.

    gel gelelim ülkemizde işler pek böyle yürümüyor. 25 nisan tarihinde adaylık başvuruları sona eriyor. metin uca aday oldu, sallayan yok zaten. ersönmez yarbay'ın adaylığı var şimdi, sallanacağı yok zaten..

    25 nisan son gün, daha sonra 16 mayısa kadar iş bitmiş olacak, arada kalan sürede seçim yapılacak, bunun asıl önem ihtiva eden anlamı "25 nisan'dan sonra yeni bir aday olamayacak". anlaşıldığı kadarıyla 24 nisan ya da 25 nisan'da akp grubunun daha doğrusu padişahımızın seçtiği kişi "tek aday" olarak önümüze sunulacak.

    aday açıklandığı an süre dolduğu için adaylık süreci bitmiş olacak, böylece biz önümüze konulan tek seçeneği peşinen kabullenmiş olacağız. tabii ki halkın cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde olaya müdahil olma gibi bir hakkı yok, ama seçmiş olduğu vekiller de aynı halk gibi bu adayı benimsemek ve seve seve seçmek durumunda kalacak.

    şimdi oldukça garipsenmesi gereken bu süreç hakkında tayyip erdoğan'ın dediklerine bakıyoruz, ne demiş? "sürpriz olacak"

    dincilik konusunda tayyip'ten daha iyi olduğunu her an haykırabilme potansiyelini barındıran arınç ise; "her şey oldukça normal, süreç çok iyi işliyor"

    aday olma süresinin dolmasına yaklaşık 3 gün kaldı, aday ortada yok. gayet normal. zaten arınç'ın söylediği gibi "yeni türkiye"ye hazırlansak iyi olacak, az zamanımız kaldı ne de olsa..

    pek sevdikleri kapitalizmin beşiği, ağlayan yaratığın yaşadığı, kendilerine örnek aldıkları amerika'nın, avrupa'nın en önemli ülkelerinden fransa'nın ve afrika aslanı nijerya'nın başkanlık seçimleri pek sürprize açık değil, eğlencesi yok, merak edecek bir şey kalmamış gördüğümüz kadarıyla, süreci iyi işletebildikleri de söylenemez, hiç normal değiller ayrıca!
    3 ...
  44. 49.
  45. hala adayların kesin olarak açıklanmamış olması nedeniyle, millete açık açık 'sen kimsin lan' denmekte olduğunu düşündürten seçimdir. muhtemelen körlerle sağırlar yine birbirini ağırlayacak ve bizim son ana kadar ruhumuz duymayacaktır. türk halkını insan yerine koymayan bu anlayışı 'oy verip de vekil yapanlar utansın'dır!
    2 ...
  46. 50.
  47. milli savunma bakanı vecdi gönül akp tarafından bugun yada yarın aday gosterilecektir ve seçilecektir.*
    edit: an itibariyle hipotezim çürümüş görünüyor.ama belli mi olur bi sürpriz olur belki..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük