gerçekten öyledir unutulmaz. brezilya-türkiye maçını okulun altındaki toplantı salonunda izlemiştik. müdür kral adamdı televizyon koymuştu, ortaokuldaydık peh peh biz büyüdük ve kirlendi dünya kupası.*
yıl 2002 haziran; okulda dersler bitmiş, zaman geçirilmek için gidildiği vakitler. brazilya'ya 2-1 yenildiğimiz maçta okuldan kaçılır, kosta rika ile 1-1 berabere kaldığımız maçta lgs sınavından erken çıkılır, çin'i 3-0 yendiğimiz maçta; müdür bey herkesi idari izinli sayacağını belirterek maçı izlemeye izin verir, 1-0 almış olduğumuz japonya ve senagal maçlarında; camide verilen temel dini bilgiler kursundan erkenden kaçılır, brezilya' ya 1-0 yarı finalda yenildiğimiz maçta hayatla bağlantı kesilir, cümbür cemaat maç izlemek için kampa girilir. son maç olan güney kore'yi 3-2 yendiğimiz üçüncülük mücadelesi ailecek izlenir. hakan şükür için önceki maçlarda söylenenler tek tek yenir, adamın kaliteli oyuncu olduğundan bahsedilir.
imanlılar atamıyordu, imansızlar atıyordu,
koreliler, bize avrupalılardan daha yakındı
rüştü, nerdeyse kaleye çaput bağlamıştı
hasan en karizmatik keldi
collina vardı bir de
unutmak ne mümkün.