türkiye'nin gol yemeden gol atamadığını gösteren maçtır. hırvatların golü öncesi akıl kalan bir atağı olmayan türkiye'nin son dakikalarda yemesine rağmen son saniyede atması artık bunun mucizeyi bile aştığını gösteriyor.
eğer türkiye kupayı böyle kazanırsa türk mucizesi diye bir deyimin ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu düşünüyorum.
şans ve direkler bu maçta da bizimleydi hatta maçın genelinde iyi oynayan yine biz değildik. ama dediğim gibi tuhaf bir şansımız vardı ve maçı penaltılarla da olsa aldık.
artık bu saatten sonra bu turnuvada türkiye kimle oynarsa oynasın türkiye yenilir düşüncesi içinde olmayacağım. türkiye iyi oynarsa herkesi yenebileceğini gösterdi.
son olarak ise 96'nın rövanşında eğer maç 1-0 bitseydi bizim bu hırvatlara karşı ezikliğimiz ömür boyu sürerdi. ama semih türk milli takımının makus talihini ve turnuvayı kazanma ihtimalini ortaya koydu. artık bu maçı unutup almanya'yla olan maçımıza bakıcaz.
ulan yoksa bu türk milli takımı istediği saniye gol atabilecek güçte de, rakiplere kıllık mı yapmak istiyor diye düşünüyorum.
bizim açımızdan harika belki ama rakiplerimiz açısından düşünürsek turnuvanın en gıcık takımı türkiye.
tersi olduğunu düşünsenize, 118. dakikada gol atıyor nihat mesela, sonra 120'de yiyoruz, sonra arda, semih falan hep kaçırıyor eleniyoruz. inanılmaz bir şok.
ben hala inanamıyorum. önce 0-1'den 2-1 sonra 0-2'den 3-2, şimdi de 120. dakikadan sonra maç çevirmek.
sırada ne var??
hırvatistan'ın süper oynayıp harikulade taktiğiyle neredeyse kazanacakları karşılaşmaydı ama o son 30 saniyeyi hesaba katamamışlardı.
biliç: olm hasta etmeyin beni ya 90'da gol atacaksınız ya da 120'de yoksa bu türkler ağzımıza sçar.
- hocam 30 saniye filan kalsa.
biliç: ne bilim yea neyse tamam atın, 30 saniyede oyalarız maçı.
- oyalarız hacım sen rahat ol ehee eheee
saha kenarında her zaman sinirden çıldıran fatih hoca bile sakindi bu gece, onun rahat hareketlerinden mi etkilendim bilmiyorum ama; "nasıl olsa golü atar turu geçeriz" gibi bir düşünce ile sakin sakin seyrettim maçı 119'da gölü yiyene kadar tabii ki, tam "buraya kadarmış" moduna girmişken mucize gerçekleşti ve turu geçen takım biz olduk. sergen yalçın geçen maçı yorumlarken, "havaalanına gittik geri geldik" demişti sanırım bu maçın tarifi için bu yorum bile az kalır.
kim ne derse desin tanrı'nın varlığını kanıtlayan bir maçtır. 30 saniye kaldı diye maçı izlediğimiz alandan gidiyorken birden bir gol sesi 10 dk önce üzüntüyle geçtiğin bir yoldan bağıra çağıra sesini kısılana kadar şarkı söyleyerek geçmek hiç bir tesadüfün açıklayamayacağı kadar yüce bir olaydır.
nası bir takımdır anlamadığım olaydır. insan mısınız siz türk milli takımı yoksa cidden reklamda ki gibi robotmusunuz gol yiyince oynamaya kurulu.. çok sevindik tabi ki bu maçla. yarı finaldeyiz, semih iyi oyun çıkarmıştır ancak yarı finale çok eksik çıkmamıza neden olan maç olmuştur. yinede çok iyiydi beee!!! *
(bkz: kırmızı ulan)
oha lan artık dedirten, ne kadar sans olmadıgını savunsamda birazcık sans ile kazandıgımız mactır.*
ayrıca dısarı cıktıgınızda "headshot" yemenize yol acabilirdir.
'Amacimiz imkansizi mümkün, mümkünü kolay, kolayi da zarif ve zevkli yapmanin yollarini bulmaktir'demis Dr. Feldenkrais.iste imkansizin mümkün olabildiginin acik örnegi bir mactir heycanla izledigimiz!(yalniz silahlar yazik ki hala durmadi,umarim kötü bisey olmaz).