yıllar asırlar geçsede unutulmayacak maçtır. maçı maltepe meydanında kurulan dev ekrandan izliyoruz ana-baba günü. ayakta statda mac izler gibi yırtıyoruz kendimizi. uzatmalar gayet iyiyiz derken rüstü nün bir anlık hatası kafa ve gol. aman allah ım o an hani olur ya insan şok gecirir resmen soka girmiştik. gectim bi arkadasla bi kosede coktuk kaldık.diger arkadaslar napıyor haberim yok:D bi sigara cıkardım yaktım. oturdugum yerden soyle aralardan hırvatistan atagını gordum ofsayt olmus. rüstü kullanıcak.dedim bi kalkayım arkadas hala oturuyor. orta geldi hiç unutmuyorum ellerim birbirine baglı. top sekti .-ulan hadi ne oluyo derken topun saliselik bi anda üst aglara cakıldıgını gordugum anda saga sola kosmaya basladım tanımadıgım bir cocugun sırtına atladıgımda cocugun yüzündeki ifade yide unutamam. kendimi yerlere atıyorum çimlere atıyorum tanımadıgım insanalr kosup sarılıyoruz birbirimize. bütün bunlar bittikten sonra yaktıgım sigaranın sönmüş bi sekilde hala elimde olması dikkatimi çekmişti:D sonra penaltılar ama yüzde yüz olur ya oyle eminiz.hiç yapcagım birsey degildir ama bizim atıgımız penaltılara bakamıyorum. ve sonra rüstü kurtarıyor saatlerce süren eglenceler. hayatımda yasadıgım uefa finali,ceyrek final,2002 dünya kupası vs vs. hiç bir macta yasadıgım sevinci semihin golundeki sevince degismem.
yaşanmış gerçek olaydır.
baba,oğul maç uzatmalara giden maçta yalnız kalmıştır.ve hırvatistan-türkiye maçı izlenmektedir.
baba:dakika 115 bu maç 0-0 bitmez gibi duruyor,yiyeceğiz şimdi bir tane.
oğul:(iyimser bir tavırla)yok ne olacak baba en fazla 0-0 biter hırvatların gol atacağı yok zaten ama biz atabiliriz.
baba:iyi sen izle ben bi çay alayım.
baba 4 dakikalık gecikmeyle gelir ve odaya girdiği sırada spiker"aman Rüştü" diye bağırmaktadır.Hırvatistan klasnicle 1-0 öne geçmiştir.elindeki çay bardağını yere fırlatan babadan enteresan küfürler gelmeye başlar,oğul ise şoktadır.
baba:allah senin belanı versin.ulan gelmişin 45 yaşına hala kaledesin...o.ç.........s......evladı......
oğul:ne yaptın Rüştü aman ne yaptın baba kim temizleyecek burayı..
baba:s*ktir et zaten yeniliyoruz ben yatıyorum,sen hem maça bakıp hemde temizlersin.
120+1 oynanıyordur ve maçı o anda anlatan spikerimiz,2010 yılında murat murathanoğlunun kerem tunçeri vari bağırmasının ilk örneğini "semihhh,semih" diyerek vermiştir.maç 1-1 dir.baba yatmaktan vazgeçmiştir.
oğul:gollll.
baba:goll aslanlarım benim!! ben biliyordum zaten Türkün gücü bu işte..aslanım semih
ve maç biter penaltılara geçilir.5 dakika içinde 70 milyonun sülalesine sıraladığı rüştü artık kahramandır.ayrıca o gece sevinçten geç vakte kadar uyunulmamıştır.baba o gazla yere fırlattığı çayın kirlettiği alanıda temizlemiştir.
bu ve bunun gibi olaylar binlerce ailede yaşanmıştır o gece.ortak değerlerimiz tekrar birleştirmiştir türkü de,kürdüde,ermenisini de...
hırvat bir arkadaşımın bana "hırvatistan tarihinin en acı olaylarından biri"diye açıkladığı maç.semih'i hiç bir hırvat ömrünün sonuna kadar unutmaz diyede ekledi.
120. dakikada tuncayın uzaklardan tribüne gönderdiği şutta bütün ülkenin tuncay'a enteresan küfürler savurduğu maçtır. neyse ki semih golü attı da tuncay'ı kurtardı.
119. dakikada yenen gole rağmen bitti diyip yerinden kalkmamanın bir nedeni varmış meğer, semih in o golü atıp uzak mesafede duran koltuğa sıçrama gibi abuk bir tepkiyle birlikte sessizliği sona erdirmeye yardımcı olması mesela. belki hayatımda ikinci defa penaltıları izlemeye cesaret ettiren bir maç olmuştu, ee o dakikadan sonra kaybedebileceğimize inanmak ayıp olurdu zaten.
bir gün olur ya, olmeden once son istediğimi sorsalar, bu maçın son 2 dakikasını izlemeyi isterim.slaven bilic'in göt olusunu izledikten sonra, gönül rahatlıyla olebilirim.*
119. dakikadaki gol ile yaşanan hayalkırıklığının tarifi olabilir mi?
maçın en ilginç yanı ise gol yedikten sonra dışarı çıkmam, 1 dakika sonra içeriden gelen gol sesine inanmamam fakat akabinde bulunduğum evin, manisa şehrini gören bir tepede olması sebebiyle bir anda tüm şehirden gelen gol sesinin kulaklarıma çınlaması ile içeri koşmamdır.