atv'nin şifreli olması sebebiyle ve maç sırasında benim köyde olmam hasebiyle köy kahvesindeki sikindrik, 37 ekran, karlı gösteren, bazen görüntüyü hiç göstermeyen, sesi gidip gelen televizyondan izlemek zorunda olduğum maç.
çek maçı sırasında direkten dönen toplarını gol zannedip "yuh lan 3 oldu, bu maç dönmez dedik" eve gidenler oldu. ses de gittiydi o sıralar. sonra golü atınca spiker dedi de anca anladık 2-1 olduğunu, 3-1 zannederken...
e başla artık da denilen maçtır. az önce atv'de gösterilen sahaya girme görüntülerinde görüldüğü üzere tüm takım fatih hocalarından da hareketle ağızlarından sakızı, kulaklarından ipod'u eksik etmemişlerdir. semih ilk onbirdeymiş bu arada.
Hakkaten kilitlendiler, başka birşey konuşulmuyor, ama doğaldır tabi.
Tek dileğimiz hırdavatların * bizi yenip tüm bu coşkunun ve sarhoşluğun içine etmemeleridir.
Kıçı kırık bir avrupa şampiyonasında alınan başarılara böyle manyaklar gibi sevinmenin, sadece bize özgü bir moronluk olduğunu düşünmüştüm, ancak aynı moronluğu avrupalılar da yapmaktadır, bu yüzden türkiyelilerden özür dilerim.
Neticede milli takımımız yenilse de, avrupanın sekiz takımı arasına girmeyi başardı, yenmek de var yenilmekte, lakin beni asıl sevindiren şey, kafalarına vura vura, moronluklarını söyleye söyleye, söve söve sanırım bizim oğlanların az da olsa aklını başına getirdik. Demek ki bunlar sövmekten anlarmış.
Netice olarak, rüştü; tek bir gol yersen, eşeklerle bir ömür boyu mutlu olasın emi...
başlamasına dakikalar kala heyecanın giderek arttığı maç. kadromuz ise olbileceklerin en iyisi. hamitten çok iyi performans bekliyorum bugün. defansif bir oyun oynarsak hiç şansımız kalmaz. umarım milliler hücum futbolu oynayıp galip gelmesini bilecek ve almanya'nın karşısına çıkacaktır.
tek avrupa şampiyonu olduğumuz 2008 yılındaki çeyrek final maçımızdı sanırım. ne günlerdi.
(bkz: zamanötesinden gelen tanımlar)
(muharrem iffetligul, 12. 07. 2087 02: 56)
hırvatlara düşman bosnalıların ülkelerindeki türk bayraklarını tüketmeleriyle bile sadece bizim değil pek çok türkiye taraftarının da sevineceği maç olması dilekleriyle başlamasını beklediğimiz maç.
eduardo da silva'nin aylar once ayaginin kirilmasi sonucu olasi bir farktan aylar once kurtuldugumuz karsilasma.
fatih terim'in tekrar "imparatore" triplerine girmesi sonucu sansimizin bir miktar azaldigi karsilasma. hirvatistan favoridir, dileriz turkiye kazanir.
karşılaşmayı başka ülke vatandaşı gibi takip etme şansım olduğundan belirtmek isterimki, bu kadar sakat, cezalı ve eksik kadrolu ve taktiksiz bir takım turnuvada bulunmuyor. bu nasıl iştir anlamak mümkün değil. elin 5 milyonluk ülkesi 23 kişiyi getiriyor. o 23 kişi çatır çatır turnuvayı maksimum 2-3 kayıpla bitiriyor. biz daha 4. maçta 6****** eksikle oynuyoruz. finale kadar gitsek demek anca 10 kişi kalacak takım ve tribünden adam oynatacağız. kondüsyoner mi sorun, futbolcuların profesyonelliği mi yoksa çağırılan adamların zaten sakat/formsuz olması mı bilinmez ama her işimizin yarım olduğu kesin. geçen bir yerde okumuştum. maça türkiye hangi taktikle çıkarsa kazanır diye. buradan bende katılıyorum ki: türk taktiği ile! çünkü turnuva boyunca daha bir taktik göremedik. önce golü ye.. son dakikalarda çıkarabiliyorsan çıkar bakalım. neyse.. stress dolu bir yarım saat sonra ekstra stressli minimum 90 dakika bizi bekliyor. haydi aslanlar!