119. dakikada hırvatların golü geldikten sonra pek çok kişi gibi televizyonun başından ayrıldım. lakin gel gör ki kader beni geri çağırdı, terliklerimi unutmuştum, motoru bozabilirdim. salona geri dönerken önceden kafamda kurulu olan bir cümleyi babama söylemek ve "haklısın lan" cevabını almak istiyordum. içeri girdim ve: "eee her zaman son dakikada atacaksın diye bir şey yok. son dakikada eleneceks..." ve tam bu sırada gol geldi. semih eliyle sus yapıyordu ve bana yaptığına adım gibi eminim. "sustum abicim"
maç boyunca bütün ümitlerimi kaybettiğim, ama o son dakikalar da kalemizle buluşan gol ile asık olan suratımı gözyaşıyla bulamak üzereyken semih'in golü sevinçten uçmama sebep olmuştur.
semihin golü türkiye için maçın bitmediğini göstermekteydi. penaltılar da herkes sonuçtan emindi, dualara sarıldık ve maçı aldık.
misirin baskenti kahirede riyab adli toplu konut sitesinde dev ekranda el cezire kanalindan 20 cilgin turkle izledigimiz ve mac sonrasi riyab meydanini taksime cevirdigimiz mac olmustur.mac sonrasinda bizden turk bayraklarini isteyen ve dalgalandiran misirlilar bile en az bizim kadar bu sonuca sevinmislerdir.demem odur ki yurt disinda milli mac izlemenin zevki bambaskadir.bu takim bize bu guzellikleri gurbette tattirmistir ki varsin final oynamasin hic onemli degil.Turk ve musluman olmanin gururunu ve mutlulugunu hic bu kadar hissetmemistim.ayaklariniza ellerinize yureklerinize saglik aslanlarim..
ahmet çakar'ın takımımız için "okunmuşuz" yorumunu yaptığı maçtır.
her kim ne derse desin, maçı asla bırakmadık. 120 dakika topun peşinden koştuk. bu çok önemli!
penaltılarda çuvallamadık. allah'ın yardımıyla ve bileğimizin gücüyle bu maçı kazandık!
Tarihin en unutulmaz maçlarından biri olmuştur. Yalnız zafer kutlamasının abartılıp atılan silahlarla 7 kişinin yaralanmasına, bir kişinin ise ölümüne sebebiyet vererek mutluluğumuzu kursağımızda bırakmıştır.
kalp yüzünden acı çekmekti. korkmaktı öleceğim diye...
geçecekti.
'normal' zaman olsa, vücuttaki tüm erkeklik hormonlarını hissederek yapılacak şekilde yan masanın tanınmayan taş gibi kadına tüm güçle sarılmaktı...
ama 'normal değildi'.
bütün enerjiyi ne harekete, ne nefese, ne de görmeye harcamaktı...
kendinin de duyamayacağı şekilde "gol ulan gool!!!" diye bağırmaktı.
neyin ne olduğunu anlayamamak, bir süre sonra tepkisizleşmekti...
ne sarhoşluk, ne bayılmak ne de ölümdü.
kimin hediyesi olduğu bilinmese de; bir an için her şeyi unutup dünyanın hatta, var olsa da olmasa da, evrenin en tepesinde bulunmaktı...
ve yine ordan bir kaydırak misalı, tarifsiz bir hazla ay ve yıldızların arasından gözü kapalı bir çocuk gibi gerçek dünyana kaymaktı.
haber sitelerine yorum yazan bazı andavalların başarıyı allah'ın müslümanın yanında olması gibi gudik nedenlere bağlayabildiğini gösteren tuhaf maçtır. bilic'e türk ya da müslüman olmayı önereni bile gördüm (bkz: oha) dravdan sarı kartlarla küfür dağarcığını yoklatan hakemiyle, semih'in golü ve isabetli penaltılarla el kol hareketi yaptırmasıyla inanılmaz ve unutulamayacak karşılaşmadır. yalnız, şu havaya ateş açan orospu çocukları engellenemeyecekleri ya da o kurşunlar herhangi bir yerlerine girmeyeceği takdirde bu başarının devam etmesini isteyip istemediğim konusunda şüpheye düşüyorum.
diş ağrısı, boyun ağrısı, baş ağrısı, elektrik zammı, benzin fiyatı, ev kirası, bastıran sıcaklar, küresel ısınma, su sorunu, ülkenin gidişatı gibi bütün dertleri unutturan, insanın içini yaşama sevinciyle dolduran, sevinç sırasında sokaktaki herkesin birbiriyle akraba olduğu maçtır.
dünyaca ünlü ingiliz kanalı bbc'ye yanlış haber girdiren maçtır. klasnic'in golünden sonra alt yazıyla "almanya'nın yarı finalde ki rakibi hırvatistan" haberi geçmiştir, ama o altyazı takriben 30 saniye sonra hem ingilizlerin hem de hırvatların elinde patlamıştır.
acayip rahat izlenmeye başlayan, gittikçe gerim gerim geren, uzadıkça uzayan maç.
penaltılar için dakika sayarken gelen şok, sönen hayaller, bozulan moraller. televizyonu kapatmaya davranan elleri iteklemek, "hayır daha bitmedi" deyip susturulan ev ahalisi. saniyeler için de gerçekleşen mucize, alkışlamaktan avuçları patlatmak, boğazı mahvetmek...
kabustan komediye dönen film misal, masal gibi ama aynı zamanda da rüyaymış hissi uyandıran, hatırladıkça gözleri yaşartan acayip maç.
sevinmeyi beceremeyip de 7 can daha yakanlara da haram olası maç aynı zamanda.