felekten bir gece geçirmemize sebep olan maç.mezuniyet balosunda halay çekmemiş bendenizi sokak ortasında hiç tanımadığım insanlarla halay çektirtmeyi başarmıştır.bundan iyisi şamda kayısı.
tek kelimeyle mucize. 118.dakikada herkes yıkılmışken semih'in golüyle tüm türkiye ayağa kalktı.bundan sonra yenilsek de çoğu kişiye koymazdı. o son dakikalarda gelen golle elenmenin acısı bir başka oluyor nitekim biz bu acıyı semih sayesinde 4 dakika yaşadık.penaltılara geçildiğinde rakitic'in kaçıracağını ilk penaltılardan önce anlamıştım o kadar kötü oynadığı bir maçta birde son dakika golü eklenince 20 yaşındaki rakitic moralman çöktü. açıkçası rüştü'ye pek güvenmiyordum ama beni utandırdı. modric'in kaçırdığı penaltıda maç seyrettiğim yerde herkes dondu çünkü modric topa güzel vurmuştu ve kamera açısından top tam köşeye gidiyormuş gibi görünüyordu spiker dahil herkes top reklam panolarından döndükten 1-2 saniye sonra anlamışlardı kaçırdığını.bizimkiler ise arda hariç güzel vurdular arda sakat yere vurdu ama öyle ya da böyle gol oldu. önemli olan da bu zaten. 3 maçtır öyle destanlar yazıyoruz ki her maçtan sonra artık bundan fazlasını yapamayız diyoruz. ama millilerimiz her maçtan sonra bir destan daha yazıyor. tarihimizde ilk defa yarı finaldeyiz. artık bundan sonra elensek de çok önemli değil ama buraya kadar gelmişken yeni bir destan niye yazmayalım.
öğleden sonra çıkan görev gereği, manisa'nın dağlarında yetişmek için resmen off-road yaptığım maçtır. yetişemeyince manisa ilçelerinden birinde bir kahvede izlemek zorunda kaldığım maçtır. hırvatların golü sonrası bağıra bağıra küfür ederek kahveden çıkıp arabaya hareketlendiğim maçtır. tam kapıyı açarken atılan gol sonrası avazım çıktığı kadar bağırmama, hiç tanımadığım bir ilçede konvoya katılmama, arabanın kornasını bozmama sebep olan maçtır.
bir spikerin dediği gibi, artık maçlarımızda sahaya marslılar inse şaşırmayacağım maçtır.
ayrıca maç bitimi ağlayan hırvat futbolcu srnc'tir. ağla tabi.
inanılmazlar oluyor. ne zamandır check-up yaptırmayı düşünüyordum. gerek yok .mına koyim. şu maça dayanan bedende hiç bir hastalık yoktur. şu dakkadan sonra kurşunla bile ölmem gibi geliyor bana..
çılgın türklerin mucizenin bokunu çıkardığı maç. artık almanları nasıl eleriz şahsen bilmiyorum. 10-0 'dan mı maç alırız 4 kişi eksik oynarız da mı alırız bilmiyorum. çıta yükseliyo çünkü ..
Marca : Türkler'den bir mucize daha! Bu takım izlenmeyi kesinlikle hakediyor. Son üç maçlarını da son anlarda çevirebilmeyi başardılar. Bunun altında şanstan daha çok inanç yatıyor!
Simunic: Hayatım boyunca bir daha böyle bir drama yaşamak istemiyorum!
Bilic : Modric turnuva boyunca maestro gibi oynadı, iki takımı da kutluyorum. Türkler'in şansı yaver gitmeye devam ederse ve vazgeçmezlerse finale ulaşabilirler. Onlarda belki yeterince kalite yok ama başka birşey var ve bu da futbolda ihtiyacınız olan şey.
The Sun: Hadi öncekiler neyse de bu gerçekten inanılmazdı! * Artık Türkler bildiğiniz gibi, herşey bitene kadar bırakmıyorlar. Daha nereye kadar devam edecekler?#!
Bild: Herşey bitti mi? Türkler varken bu soruyu sormayın, onlarda işe yaramıyor çünkü.
allah'a şükür etmemiz gereken maç, bunu başka bişey ile açıklamam mümkün değil.allah yardımcımız oldu, dualarımızı kabul etti. türkiyem çok saol. allah'ım sana binlerce kez şükürler olsun.
bbc'nin bu mac sonunda milli takımımız için kullandıgı "b-sinifi filmlerdeki ne kadar öldürülürse öldürülürsün, geri gelmeyi hep beceren canavarlar gibiler" cümlesi olayı bitirmiştir. basımı yastıga mutlu koymamı saglayacak macların belkide en büyügü olmustur.
tüm türkiye yi yürek birliği çatısına toplayan maçtır bu!
çocuk yaşlı kadın erkek demeden tüm caddelerde kornaları çaldırarak herkesi ayağa diken, polislerin camdan sarkanlara sesini bile çıkaramadığı, coşkuyla sevinçle de kutlansa her yerde olduğu gibi yine anormallerin konvoycuları güldürür gariplikler sergilediği, tarih yazan bir maçtır bu!
şu saate kadar konvoyların devam ettiği, küçük büyük her şehirde tüm caddelerin inlediği, arabası olmayanın yayan, arabası olanın da kornalarla kutladığı bir zaferdir bu!
ben şimdiden söyleyeyim; bal dediğin bu kadar olur artık. almanya nın karşısında bal olmayacak! ama kötü oynama günü de burada sona ermiştir türkiye yarı finalde kötü oynamayacak. ve eğer o maça da bu zamana kadarki gibi allah yardım ederse, almanya da türkiye nin altında kalırsa kupa bizim olacaaaaaaaak! bu iş finale kalmayacak, finale gelirsek kupa bizim olacaaaaaak!
sevin türkiye, bir rekor daha kırdık!
semih şentürk ün golü ile 1 dakkada maç nasıl çevrilir sorusunu bizlere öğreten yegane maçtır. semih in o golüyle hem hırvatların morali bozuldu, hem biz morallendik, hem hatalı gol yiyen rüştü kendine geldi. bütün şartlar ve rüzgar aleyhimizeydi. belki hırvatlar o golü atmasa, maç 0-0 penaltılara gitse herşey değişik olurdu. ama biz buyuz, biz türk üz, turco yuz. iş gurur meselesi oldu mu kimseyi tanımayız.
yalniz espn sunucu ve yorumculari rustu'ye acayip giydirdiler. ta ki kurtardigi frikige kadar. hatta emre asik'in kafasindan sekip hakan balta'nin uzaklastirdigi sacma sapan pozisyonlarda felan rustu'nun nasil kaleyi bu kadar kolay terkedip geri donmedigini konustular. golde de dedikleri cikti zaten. arda turan'i "turkish golden boy" diye tanittilar. mehmet topal'i begendiler ama uluslararasi maclardaki tecrube eksikligi siritiyor dediler. tuncay icin buyuk topcu dediler. nihat icin terimin en onemli kozu dediler. genel olarak milli takimin kondisyonuna hayran kaldilar. bir turlu bitmiyor enerjileri dediler.
ne de olsa amerikali olduklari ve futboldan oole cok da anlamadiklari icin hirvat golunden sonra "good bye turkey, good bye european championship" dediler. amma semih takinca onlar da kendilerinden gecti. bar bar bagirdilar, turnuvanin en renkli takimi iyi ki gelmisler dediler. sonunda da "turklerin bitmeyen enerjisine, coskusuna ve yenilmezligine selam olsun" dediler, yeminle abartmiyorum aynen boyle dediler.
isyerindeki brezilya asilli arkadas ise "what a heart you guys have! you fight like lions" dedi.
Maç anında birçok tepki verdim, gerek entry konusunda saçmalama, gerek bağırma, gerek ağlama.
Bu maç için gerçekten söylenecek hiçbir şey yok. inanılmaz şeyler oldu o 120+2. dakikada. Keza penaltılarda da öyle.
Önce isviçre maçı, Arda Turan mucizesi. Sonra Çek Cumhuriyeti, Nihat Kahveci insan üstü işler yaptı. Şimdi de Hırvatistan, Semih Şentürk'ün sihri. Sihir resmen.
maç için mantıklı bir yorum yapılacaksa bu ancak 119. dakikaya kadar geçerli olacaktır. evet türkiye çok kötü oynadı. hatta o kadar heyecana o kadar yürek hoplamalarına rağmen bazen böyle kendimi anlamsız televizyona bakar buldum. hırvatistan ise beklendiği gibi kaçırma rekorları kırdı. o direkten dönen top yetmedi, dönen topta tamamlanamadı. peki sonra ne mi oldu? orasını kimse bilmiyor. bilemeyecekte.. elin alman'ı hırvat'ı çek'i yanımda maçın skoruna inanamıyor ben nasıl inanayım? ayrıca çek cumhuriyeti maçında 2-0'dan sonra umudu kesip odasına çekilenlerdenim. yani o geri dönüşü hayatım boyunca içimde bir ukte olarak yaşatıcaktım. ama bugünki geri dönüş en can alıcısıydı. teşekkürler milli takım.
aşşağılık kompleksi, 4-4-2, koordine ataklar, slaven bilic'in bizim imparatora çektiği hareket, semih'imin nefis borusu, olic kazmasının boş kaleye atamadığı top, rüştünün harikalar yaratarak gol olmasına müsaade ettiği top, balta'nın semih'in kafasına yolladığı top, hamit'in bazukaları, modric denen fırlamanın harika oyunu vs vs vs.
bi dünya şey sayabilirim ama 120+2 de gelen golle dünyadan uzaklaşmış, kendimi sokaklarda şort, tişört, terlikle kıçımı yırtar vaziyette bulmuş ve bu entry'i girerken yurtta olduğumun farkına vararak uyanmışımdır uykudan. yok lan rüya falan değilmiş! bildiğin maçmış, döşemişiz boruyu, yollamışız hırvatları evlerine. yani ne söylenir, ne yazılır ki bunun üzerine? oynayan, oynamayan, idman asan, okeye kaçan, play station oynayan, avusturyalı hatunları kesen tüm topçularımıza teşekkür ediyorum. böylesine bir gece daha yaşattıkları için bana. ilerde çocuklar, torunlar sorunca anlatacağım mükemmel bir anı daha kattıkları için hayat belleğime hepsini alınlarından öpüyorum! hakkında atıp tuttuğum, bok attığım fatih hocaya da teşekkür ediyorum. önlibero çıkarıp forvet alarak ''biz kupayı kaldırcaz kardeşim!'' dediği için. rıdvan' a da teşekkür ediyorum. evde babamla maç izlermişcesine samimi olduğu için! melih şendil' e de teşekkür ediyorum. gooooooooooooooolllll diyerekten ağzını, avazını patlatığı için. yurdun yanındaki kasetçi abiye de teşekkür ediyorum. tahtası eksik manyaklar gibi zıplayıp, dans etmemi sağlayacak şarkıları çaldığı için. ve allah'a da teşekkür etmek istiyorum. var olduğu ve bana bu mükemmel günü yaşamamı sağlayan ömrü verdiği için!
kendimden geçercesine ''ağlamak istiyorum sayın seyircileeerrrr, bu zafere şapka çıkarcaksınız şapkaaaaa'' diyerek haykırmak istiyorum. ve güzelim entry'mi manidar bir iç anadolu sualiyle noktalayıp cevaplamak istiyorum:
-adamı naparlaaar hacı abiiii????
-s.kerleeeeeeeeer!
teşekkürler türkiye. her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan.
türk milli futbolcuların "mucize vardır" tezini yürekleriyle ve inançlarıyla ispatladıkları maçtır. bundan sonra mucizenin adı türk milli futbol takımı olsun!
maç sonrası ankara...
galibiyetin dakikasında korna sesleri gelmeye başladı, güzel bayrağımız araba camlarında, ellerimizde ne de güzel dalganıyordu.
kırmmızıı! beyaaz! en büyük! Türkiye sloganları ve çığlıklar birbirine karıştı.
ankara/ bahçelievler
normalde yanyana gelse piyasa yapacak olan arabalar o coşkuyla yalnızca tezavhurat yaptı, cinsiyet ayrımı kalmadı, yalnızca sevinç, coşku ve tüm yüzlerde gülümseme vardı.
türkiye bunu hak etmiş mi, sonrası nasıl olur, kötü mü oynamışız kimsenin umrunda değildi bu. yalnızca türk olma gururu vardı, bir kere daha ders vermiş olmanın coşkusu.
siz bakmayın semihe, o sus işareti bize değildi*
ama en güzel manzara öndeki arabadaydı. damat arabayı kullanıyor, gelin sunrooftan çıkmış bağırıyor, duvağı ile bayrak aynı yöne gidiyor, etrafa gülücükler saçarak el sallıyor.
iyi geldi bu türk insanına, hala bir sürü insan seviyormuş türkiyeyi. son zamanlarda korkmaya başlamıştım.
teşekkürler aslanlar.
kırmızı! beyaz! en büyük! türkiye!!!