gol okadar güzeldi ki kalp krizine, yüksek tansiyona,ses tellerinde rahatsızlık yaratabilecek düzeydeydi. fenerimiz deplasmada puanını almayı bildi ve üst tura çıkmak için önemli bir adım attı. inanarak söyleyebiliriz ki fenerbahçe'miz bu sene apayrı ve yüreğiyle oynuyor.
uzun bir aradan sonra nadir de olsa ilk defa sopcast'de adam gibi yayinlanan mactir. ayrica yarim sayfa dolusu alternatif linkte cabasi. Her macta bu tur goruntuleri bekleriz sopcast'den.
berabere biten maçtır bu sayede hem edu psikolojik olarak az da olsa rahatlamış hem de yaptığı hataları daha rahat bır şekılde değerlendırme ımkanı bulmuştur.
roberta carlos'un sınırları zorladığı maç. sanki sahada herkes ağır çekimde oynuyor bi o normal, atari oyunu gibi bi orda bi burda. nası bi insanmışsın sen yahu.
edu'nun çıkışı ve yasinle kazım'ın girmesiyle arabadan kaçan kanaryalar gibi oynamayı bırakan fenerbahçe'nin tekrar aslanlar gibi kükremeye başladığı maç olmuştur bu son dakikalarda...
iki takımın birbirine birer gol ikram ettiği maç. önce cska savunması alex'e bir orta yaptı, bunu gören edu dracena'da "gelen tabak boş dönmez" hesabı cska'ya bir gol hediye etti. ondan sonrasında ise bu kadar seri forvetlere karşı hata yapacağı zaten belli olan fener defansının bir de penaltı yapması 5 dakikada maçı 2-1'e getirdi.
maçın en başından beri cska'nın gol atacağı belliydi aslında. adamlar hem hızlı hem de dikine oynuyorlar çünkü. ama ilk yarı hem şans hem de roberto carlos'un olağanüstü kademeleri sayesinde fener üstünlüğü ile geçildi. şu an ise 72. dakika ve maç 2-1.
valla ne yalan söyleyeyim fener'de bu defans, cska'da bu wagner love olduğu sürece fener'in maçı alması çok zor. ya zico şapkadan aylardır çıkaramadığı tavşanı çıkaracak ya ada bu akşam inter'de psv'yi yendiği takdirde bu grup yeniden başlayacak.
fenerbahçe'nin adam gibi futbol oynamaya başlaması için 2 gol yemesi gerektiğini gösteren bir başka karşılaşmadır. bir de o kezman'ı satsak artık biz köle tacirlerine filan.