pek bir arada kalmış nesildik aslında, bu bağlamda şanssızızdır biraz da.
bizim yarımız öss yarımız ygs/lys'ye girmiştir. sistem değişikliklerini hep ilk tattık.
ne internetin tadına vardık ne de sokağın, her şeyi yetiştireyim derken çabuk büyüdük. anlamadık.
bizi en şanssız yapan da gençlik dönemimizdeki ülke siyasetiydi herhalde, sizin gibi güzel gençliğimiz olmadı.
biz genelde en güzel çağımızda öldük. ya zorunlu görevden ya da öylesine yolda yürürken, belki de üniversite kampüsünde belki de ekmek almaya giderken. biz sevmeyi, dünyayı yeni öğrenip gelecek hayalleri içerisindeyken öldük; sevdiğimiz takımın maçından dönerken, sevgilimizle sokakta gezerken. biz masumken, korkarken ya da direnirken öldük; bazen vatan sağoldu bazen vatanımızın kolluğu öldürdü bizi.
hem bilgisayarı hem mahalle ortamını çocukluğuna empoze etmiş arada kalmış nesildir. arkadaşlarla hem mahalle maçı yapılır ardından halflife oynamaya falan gidilir. öyle garip bir nesildir.
Her geçiş döneminde olduğu gibi bu nesilde dönemin getirdiği ikilemler arasında kalmış, eski ile yeniyi bir arada sürdürmüş, şanslı bile diyebileceğimiz son masum neslimiz. Sonra bilgisayar icat oldu insanlar bozuldu.