Sosyalist düzen eleştirisinden ziyade çatır çatır dine ve dindarlara göndermeler yapan bir kitaptır. Hatta dinlere fazla mahal verirseniz muhtemelen bu tarz bir düzen zamanla oluşacaktır.
Orwell' ın dediği gibi, gelecekte kitapta bahsedilen durumlar gerçekleşmeyebilir ama benzerleri olacağına sizi temin ederim.
orwell kadar taş düşsün başınıza.
her yıl ergenlerce hortlatılan başlık.
big brother is watching you yani, sana tanıdık geldi mi tatlişçim?
(bkz: big brother is watching you)
Sosyalist düzen eleştirisidir; toplum sadece okunmak istenen haberleri okur, başka güç tanımaz, tuvaletler yan yanadır, herkes aynı kıyafeti giyer ve aynı düşünmeye itilir. Seks yasak ve büyük bir ayıptır, hatta bilim adamları seks olmadan üremeyi bulmak için çalışmalar yapmaktadır.
Bunlara karşı çıkmak isteyen bir takımı ise eziyetlerle büyük abiyi sevdirmeye çalışılır, en sonunda başarılı da olunur.
Fena değildir ama muazzam da değildir. Orwell'i sevmem, fazla ilgi görmüş bir kitaptır.
adeta günümüz muz cumhuriyetinin birebir tasviri olan romandır.
hükümetin teleekranlarla, hoperlörlerle, baktığınız her yerde big brotherın porpaganda yapıp goldstein i lanetlemesi.
her musbetin kaynağının goldstein hainin gösterilmesi.
aksini düşünenin düşünce polisi tarafından tutuklanıp yargılanmadan yıllarca hapis tutulması.
George Orwell‘ın bir erken uyarı kitabıdır. tabii bu uyarıyı bizim dikkate almadığımızı mevcut duruma bakılınca görebiliyoruz.
faşizm mi istiyorsunuz? alın okuyun ve sonra içinde bulunduğunuz ülkenin şartları ile karşılaştırın bakın sonuç ne çıkıyor?
“Kimsenin iktidarı sonradan bırakmak amacıyla ele geçirmediğini biliyoruz. iktidar bir araç değil, bir amaçtır. Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar. Zulmün amacı zulümdür. işkencenin amacı işkencedir. iktidarın amacı iktidardır.”
“Hükmetmek, acı çektirmekle ve aşağılamakla olur. Hükmetmek, insanların zihinlerini darmadağın etmek, sonra da dilediğin gibi yeniden biçimlendirerek bir araya getirmekle olur.”
Dilin değiştirildiği, kelimelerin kaldırıldığı, insanların her daim izlendiği ve hatta kitapların yok edilerek geçmişin dâhi değiştirildiği bir korku ütopyası.
"Hayvanlar ve proleterler özgürdür" gibi bir ifade geçiyor kitapta. O ifade beni çok etkilemişti. hayvanların devrim Yapma ihtimali ile ploreterlerin devrim yapma ihtimali aynıdır sonucu çıkıyor.
...Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Cahillik Güçtür… Winston cebinden bir yirmi beş sent çıkardı. Madeni paranın üstünde de küçük, okunaklı harflerle aynı sloganlar yazılıydı; öbür yanında ise Büyük Birader’in yüzü görülüyordu. Büyük Birader’in gözleri paranın üstünden bile sizi izliyordu. Paraların, pulların, kitap kapaklarının, bayrakların, posterlerin, sigara paketlerinin üstünden… her yerden. Hep sizi izleyen o gözler ve sizi sarıp kuşatan o ses. Uykuda ya da uyanık, çalışırken ya da yemek yerken, içeride ya da dışarıda, banyoda ya da yatakta… kaçış yoktu. Kafatanızın içindeki birkaç santimetre küp dışında, hiçbir şey sizin değildi...
bizim ulke kitap sevdalisi olsaydi su anda bu kitap toplatiliyor olurdu. Kitap direkt olarak ulkece varacagimiz noktayi anlatiyor. Allahtan kitapla isi yok bizim ulke insaninin da rahat rahat okuyabiliyoruz.
ozellikle o tarihte savastiklari avrasya devleti ile sadece 4 sene once ittifak halinde olmalarina ragmen sanki ezelden beri savasiyorlarmis havasi verilmesi ve insanlarin buna inanmasi bana birilerini acayip animsatti.
4 senesine kadar uyuyor amk o derece benziyor yani.
