Hala statlarda askeri bir disiplin altında kutlanılan bayram.. konserler, açılışlar, festivaller vs veren Muhafazakar olarak tanınan siyasetçiler sayesinde halkın içine girmeye başlamıştır. Kemalistlere kalsaydık hala sadece uygun adım statlarda yürümeye devam ediyorduk. Her okulda düzenlenen bayram törenlerinde ''hazır ol, rahat ol'' emirlerinden bıkmıştım. Üniversite öncesi çocuklara allah kolaylık versin. Dayanmak zor iş.
büyük, asil, şanlı, göz kamaştıran, örnek alınan, hayranlık duyulan, hala her coğrafyada saygıyla anılan ve bizlerin gurur duyduğu bir destanın ve devrimin başlangıcıdır.
türk milleti'nin zincirlerini kırma girişiminin başlangıcı olan milli mücadele'nin ilk adımının atıldığı günün her sene idrak edilmesinin 90. sıdır.
türk milletine kutlu ve mutlu olsun.
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
stadyumlarda genç kızlara zorla mini etek giydirilip, bedenlerinin devlet büyüklerine ve seyircilere teşhir edildiği gündür. amacı nedir bu teşhirin asla anlayamadım ama körpecik bedenlere ve ruhlara bu zorbalığın yapılmasından da hep içten içe tiksindim.
çok daha fazla yazılabilir hakkında, samsun hakkında yazılabilir, bandırma vapuru hakkında yazılabilir, vahdettin'in atatürk'e verdiği görevlendirme belgesi yazılabilir, osmanlı'nın unutulması ve yardımlarının karşılıksız bırakılması yazılabilir, vahdettin'in hain ilan edilmesi yazılabilir.
Ama her iki durumda da bir 'gençlik bayramı' olarak tarif ediliyor 19 Mayıs'ta kutladığımız bayramın adı.
Eğer bir 'gençlik bayramı'ndan söz ediyorsak, bayram; gençliğin karşı karşıya olduğu sorunlar temelinde bu sorunların ele alındığı, ele alınmamışsa gençliğin bu sorunların çözümünün gündeme alınması için etkinlikler düzenlediği, bir gündür gençlik bayramı. Daha doğrusu bayram bir vesile olarak değerlendirilirse anlamlı olur.
Peki 19 Mayıslarda neler konuşulup tartışılıyor?
Gençliğin; eğitim, sağlık, barınma, işsizlik, kültür, ana dilde eğitim hakkı (Kürt gençlerin) gibi sorunlarının tartışıldığını duydunuz mu hiç 19 Mayıslarda?
Peki nasıl kutlanıyor 19 Mayıslar!
En başta ülkeyi yönetenler nutuklar atıyorlar. Bu nutuklarda ne gençliğin sorunları var; ne de gençlere bir gerçekçi ve ciddi bir gelecek vaadi. Türkiye'nin 19 Mayıs 1919'dan beri nerelerden geçtiğine vurgu yapıp; 'halinize şükredin' demeye gelen bir tablo çizdikten sonra geçlere; 'Daha çok çalışın; sorgulamayın, büyüklerin dediğin yapın yeter'; 'Daha ne istiyorsunuz; bakın gençlik bayramınız bile var. Başka ülkelerde gençlerin bayramı var mı hiç?'diye soruyorlar.
Gerçek yaşamda ise gençlik; uzun bir zamandan beri; kapitalistler için sadece ucuz emek kitlesidir. Ve daha yeni talepler öne sürdüğü andan itibaren de gençlik; eğitilmesi, sağlıklı bir biçimde yetişmek için istekleri olan ve sürekli yeni bir şeyler isteyen, dolayısıyla kurtulunması gereken bir baş belasıdır. Onun için de; örneğin üniversite gençliği sermaye güçleri için 1960'lardan beri; düzen ve servet düşmanı bir kategoridir. Emekçi gençlik yığınları da; eğer örgütsüz, sendikasız, sigortasız, terinin son damlasına kadar çalışmayı; işsiz kaldığında da yeni iş bulana kadar sokaklarda sürünmeyi kabul etmiyorsa; o da bir baş belası, her tür hastalığa açık, suç işlemeye meyilli bir kesimdir!
Hele şu günlerde; 19 Mayıs 1919'un 90. yılında gençlik; en büyük özelliği işsizlik olan toplumsal kesimdir. Gençleri bayram yapmaya çağıran devletin rakamlarına göre; her yüz gençten 29'u işsizdir!
Kısacası gençliğimiz; giderek büyüyen ve OECD ülkeleri içinde açık ara birici olan bir ülkenin işsizler ordusunun en büyük parçasını oluşturmaktadır.
Doğrusu Türkler gibi, 'ordu millet' olan bir milletin gençliğine yakışan da 'işsizler ordusunun parçası' olmaktır. Söz konusu olan işsizlik bile olsa; onun 'ordu biçimi' en uygundur gençliğe değil mi?
Ve işte gençliğimiz ve gençliğimizi pek sevmeyen ama bayramlarını, bayramlarında hamasi nutuklar atmayı seven yaşlılarımız; bugün gençliğin işsizliğin, yoksulluğun, eğitimsizliğin kucağına atıldığı; gençlerin var olan haklarının bile her gün ortadan kaldırıldığı bir ortamda '19 Mayıs gençlik bayramını' kutluyorlar. Gençlerin çoğunluğu bu bayramı ne kadar içlerine sinerek kutluyorlar bu pek bilinmiyor; umursayan yok zaten!
Ne diyelim; yüzde 38 işsizlik; üniversite kapısında birikmiş milyonu aşan kalabalık; liseye gitmenin bile artık birkaç sınavdan geçerek mümkün olduğu bir Türkiye'de gençlere; 'Eğer kutlaya biliyorsanız kutlu olsun size bayram!' denir.
komik bayram vesselam. bir de okullar 2 gün tatilmiş. e haklı çocuklar tabi. stadyumlarda garip gösteriler yapacaklar, diğerleri de alkışlayacak. dolayısıyla bütün öğrenciler yorulacak. ertesi günde tatil yapacaklar.
o değilde; çalışanlara neden tatil onu anlamadım ben? ossura ossura yatıyor lan bütün memurlar. 3-5 tanesi stadyumlarda oğlunun/kızının garip gösterisini izleyecek diye bütün ülke ekonomisini durdurmak niye yahu...
birçok öğrenciyi 70 dersten alıkoyan ve 19 mayıs sabahı 08:00'de yollara düşmeye iten; coşkuyla kutlandığıyla ilgili hiçbir emareye ulaşamadığım bayramdır. ilk kez katıldığımdan olacak, çok buruk geldi abi bana, ne bileyim televizyonlarda falan hiçbir şey yok. ya da evet, ben şey oldum diye böyle geldi. *
her şeye rağmen çok güzel deneyimler yaşayabileceğiniz, atatürk'ün samsun'a çıkışını 90. kez kutlamamıza olanak veren bayramdır. hiçbir zaman beni bin kişi alkışlamamıştı sözlük, ühühü, çok duygulandım lan.
gençler kule yapıyormuş dedim gideyim çıkayım kuleye. dediler olmaz. ee, ne sikime yapıyorsunuz o zaman? benciller işte. illa kule yapacaklar kendi kendilerine, sen de alkış tutacan alttan. yok hayır yani gençler olarak bunu mu yaptınız? kule yaptınız kullanılamıyor. bir de ponpon kızlar var sanki nba final serisi.
tevrat'ta da tanrı dalga geçmişti bin yıllarca inandılar, hala aynı saçma şey. bunlar bir topluluk oldular, aynı dili konuşurlar ve yaptıkları iş de budur diyordu babil kulesini görünce tanrı. ne o aferin zekisiniz bir araya geldiniz, e napıyorsunuz? işte kule yaptık. e, zevkliymiş.
neyse ki beni hiç göndermediler oraya. millet sevinirdi dersten tüydükleri için. halbuki güneş tepeden vurunca amele yanıkları oluştu hepsinde, diğer yandan güneş çarptı kafa beyin kalmadı hiçbirinde. güneş dinler mi lan kule mule? bi de neymiş güneşe kule yapıyormuş. bak akla bak hele.
salak oğlum işte bu insanlık. hem bişi bilmez hem de saçmalar. neymiş ibrahim demiş ki güneş tanrı olamaz bulut onu durduruyor. nah durduruyor! dünyaya göre bakıp da gece oluyor diye artislik yapıyorsun güneşe karşı ha?
dini - milli tüm bayramların sadece tatil olarak görüldüğü günümüzde okullarda daha bir şevkle kutlanması dilenen bayramımızdır. bu günlere kolay gelinmemiştir.