ilk yarı fenerbahçenin ikinci yarı beşiktaşın iyi oynadığı maç.ama şu farkı atlamamak lazım ilk yarı fenerbahçe 5-0 yapabilecekken beşiktaş ikinci yarı 1 pozisyona girebilmiştir.golde de 40 metre pastan sonra ne boboyu ne topu kesebilen bilica'nın siktirip gitmesini istiyorum.ayrıca maça gitmiş biri olarak söylüyorum çarşı falan hikaye golden sonra 5 dakika bağırdılar gerisi traş.
beşiktaş oyununun genelinde daha üstün bir görüntü çizmiş fakat fenerbahçe'nin daha net ve fazla pozisyonu vardır.
maç başlangıcında yanlış nihat-nobre seçimi fenerbahçe için avantaj oluşturmuş fakat aykut'un 70'den sonra yapamadığı alex-stoch değişikliği beşiktaş'ın bir puan çıkarmasına olanak sağlamıştır.
acıdığım noktanın beraberlik olmadığı karşılaşama.
acıyorum; beşiktaş baskıyı kurdugunda sağlık görevlilerini sahaya davet eden volkan a.
acıyorum; 55000 kişilik fenerbahçe taraftarına. kendileri 2512 kişilik koroyu sustramamışlardır.
ayrıca bu üstte söylediğim şey;
"G"üven,
"Ö"zveri ve,
"T"ecrübe ister. o yüzden beşiktaş taraftarını susturamazsınız.
hakeme küfreden başkana, rakip takım futbolcusuna ana avrat küfür eden kalecilerine, (orda mehmet aurelio kırmızı görmeliydi o ayrı)
bizi nihat a mahkum eden yönetime, umre çağı gelmiş delinho kadar yüreği olmayan bütün beşiktaşlı futbolculara; acıyorum.
son sözüm de büyük fenerbahçe taraftarına; biraz taraftar olun. seyirci ve taraftar arasındaki farkı anlayın. ıslıkla bi yere gelinmez. verdiğiniz paraya yazık. üzülüyorum...
maçı izlemeyip de buradan takip etseydim beşiktaş'ın iyi oynadığına, hakemin maçı kötü yönettiğine ve de volkan demirel'in maçı beşiktaş'a hedaye etmemiş olduğuna inanabilirdim ama izledim.
kısacası izlenmesi sözlükten takip edilmesinden daha yerinde olan maç.
zira ne beşiktaş iyi top oynamıştır ne hakem kötü maç yönetmiştir. maç boyu beşiktaş'ın bir adet gollük pozisyonu var. fener'in de var bi kaç tane..
netice itibariyle enerbahçe'nin kadrosundaki işe yaramazları deflemesi gerektiğini bir kere daha göstermiş maçtır.
lugano, bilica, santos, cristian, topuz, bekir, selçuk, emre belözoğlu ve en önemlisi volkan demirel..
berabere bitti diye fenevliler niye sevinmedi anlayamadım daha doğrusu geçen sezon ne güzel saha içinde saha dışında beşiktaş berabere kaldı zannedip beşiktaş diye bağırıp seviniyorlardı...
bu da böyle bir anımdır.
volkan demirel'in ilk dakikalarda ciddi halde sakatlanmasına rağmen oyundan çıkmayıp, fedakar oyuncu ayaklarında 15'er dakikalık
periyodlarda yere oturup tedavi olduğu maç. yemediler volkancım.
shuster in aurelio yu oyundan alıp yerine bobo yu sokmasına, dolayısıyla tek ön liberoya dönmesine karşılık aykut kocamanın hamlesinin alex in yerine üçüncü ön libero olarak cristian ı oyuna almak olduğunu görmeme ve fenerbahce nin geleceği adına dehşete kapılmama sebep olan maçtır.
hiç haddim olmayarak subjektif derbi değerlendirmesi yaparsam;
ilk olarak, kadıköy'ün ayrı bir havası var ki korkak her hakemin karar dengesini anında bozabilecek düzeyde. yani nedendir bilmiyorum her hakemin şirazesi kayıyor kadıköy'de ki derbilerde. olmayacak durumlarda fener lehine de karar verebiliyolar alehine de. bugün de onu gördük. hakem bazı pozisyonlarda saçmaladı.
maçın ilk 20 dakikasında beşiktaş'ın ataklarından biri gol olsaydı maç erken bitmişti.
fenerbahçe'nin son 5 yıldır en büyük ismi olan alex yine sahneye çıktı ve fener takımını canlandıran isim oldu görüşümce.
ilk golden sonra volkan'ın çirkefçe yerlerde yatmasına değinmek bile istemiyorum. her maç böyle yapıyor bu adam. sadece rakip takım taraftarları değil, kendi taraftarları da bu ali kıran baş kesen tavırlarına sinir oluyor. demek ki güvendiği merciler, makamlar var, aynı emre belözoğlu gibi.
ikinci yarıya gelirsek, aykut kocaman'ın yaptığı değişikliği görünce gözlerime inanamadım. bu özer'den ne beklediğini de hala anlamış değilim. emre yerine özer değişikliği, fenerbahçe'nin maçı kazanamayacağının deliliydi bence. yedek klübesinde hem ileride top tutabilen, hem ara pas atabilen, hem de iyi şutlar çeken stoch isimli bir oyuncu dururken, özer değişikliği yapıyorsun. burada kendisinin fenerbahçe'ye getirdiği, her zaman arkasında durduğu, hala bekleneni verememiş özer değişikliğiyle duygusal davrandığı görüşündeyim.
ikinci yarıya gelirsek, beşiktaş ikinci yarı kendi oyununu oynadı. oyunu rakip sahaya yıktı, iyi paslaştı, defansının arkasına atılan toplarla tehlike yaşadı. 5 haftadır gördüğümüz beşiktaş.
maçın kırılma noktası 80. dakikaydı. fenerbahçe'li siyahi oyuncu beşiktaş kalecisi ile karşı karşıya pozisyonu dışarı atınca atamayana atarlar kuralı yine işledi.
zaten guti gibi bir adamın varsa maçın her dakikasında hücum olarak her türlü aksiyona hazır olmalısın. 82. dakikada guti ince gördü, penaltı oldu.
yeri gelmişken belirtmek gerekirse, bernd schuster'in nobre ile başlama tercihi yanlıştı. kesinlikle ama kesinlikle bu takımın en formda santraforu bobo'dur. ve ilk tercih bobo olmalıdır.
penaltı olur olmaz bana geçen seneki maçı anımsattı. yine kaçıracak kesin dedim ama bu sefer topun başında bobo yerine guti vardı. aynı köşeye gönderdi, gol olmadı sandım ama gol oldu, ve maç orada bitti.
bana göre maçın adamı: ibrahim üzülmez. maç sonu roportajında söylediği üzere hayatında ilk defa sağ bek oynamış. helal olsun, 36 yaşındaki bir futbolcu bu performansla, ilk defa olnadığı bir mevki de kusursuz oynasın. vallahi helal olsun.
maç öncesi metrobüs camlarını indiren çapsızlardan eğer o paraları almazlarsa bizden çıkacak. haram zıkkım olsun! edit: eksileyen mal arkadaşım senden de çıkacak o, tüyü btmemiş sabi yetimden de haberin olsun!
beşiktaş'ın bu sezon ve tüm takımlar içerisinde en iyi futbolu sahaya koyduğu maçtır. adamlar çatır çatır top oynamışlardır. feci derecede kalitesiz olan ligi bir nebze daha katlanır hale getirmişlerdir iç açıcı ve yapıcı oyunlarıyla.
edit: feci galatasaraylıyım ve takımımın oynadığı futboldan hiç hoşnut değilim.
bir şeyi anlamak istemiyorlar. adam gibi maç yönetildiği takdirde biz her türlü kadıköy'den çıkıyoruz. sergen'in 90'da attığı dillere destan golün olduğu maçtan başlayarak bu istisnasız böyledir. bunu anlamak bu kadar zor değil.
rıdvan dilmen'in "beşiktaş hakkında" gıyabında şu yorumları yaptığı maç.
"beşiktaş ilk 20 dakika inönü'de oynuyormuş gibiydi."
"ama olayın gerçeğine bakarsak beşiktaş türkiye'nin fiziki kalitesi en yüksek takımı. cska sofya ve bu maç ne kadar dirençli ve istekli olduklarını gösterdi. fenerbahçe 'pırpır' oyuncularla sonuca gitmeye çalıştı" dedi."
bir tarafta bütün umudunu dia ve niang'a atılacak uzun toplara bağlayan fenerbahçe, bir tarafta takım halinde sahaya iyi yayılan,
sakin, kendine güvenli bir şekilde panik yapmadan pas yapan ve sonuca gitmeye çalışan beşiktaş vardı. sonuç olarak beraberlik
çıktı. beraberlik iki takımı da çok sevindirmese de beşiktaşa bir nebze daha yaramıştır, fenere oranla. çünkü ikinci maç
inönüde olacak. fenerliler kızacak hatta eksileyecek ama ortada bir gerçek var ki beşiktaşın kaliteli ayakları ve geniş kadrosu
maçı domine etmiştir. kimse fener golü attıktan sonra taktik olarak geri çekildi demesin. fenerin hücüm edecek mecali kalmadı
özellikle ikinci yarı. çünkü beşiktaş çok az top gösterdi. dia ve niang'ın temposu düşünce ibre tamamen beşiktaşa döndü.
son olarak guti'ye ayrı bir paragraf: bu sarı saçlı maestro tam bir inceci. bilardo oynar gibi futbol oynuyor. penaltı
pozisyonu öncesi bobo'ya attığı pasta radarlar yine açıktı ölçtü, biçti, araya bıraktı. ayrıca penaltı pozisyonunda bilica'nın
çukur kazmaması ilginçti, kazma küreği evde unuttu galiba.
''bizim sesimiz çok çıktı kendimizi yırttık susmayız'' vb. söylemler var. harbiden öyle adamlar car car car konuşuyor üstelik berabere kaldıkları maçtan sonra sevinen taraftar grubu konuşuyor. bir büyük(aslında küçük) takım derbi maçta beraberliğe seviniyorsa konuşulacak pek fazla birşey yoktur. bu arada q7 nihat nobre ultravasküler topçu guti falan toplam yarım pozisyonla mı bitirdi maçı sanki?
beşiktaş'ın avrupa defteri fazla uzun sürmez. bu maç bana bunu gösterdi. fenerin ölüsüyle anca berabere kalabilen ve bu beraberliğe çılgınca sevinen büyük(!) takım değil avrupayı düşünmeyi ligi bile unutsa iyi olur.
balonlar patlamak içindir ve her zaman patlamışlardır.
fblilerin nasıl bir komplekse sahip olduklarını gördüğümüz maç.
adamlar sahada istatistiki olarak her şekilde ezilmiş, rakibi gelmiş deplasmanda senden puan almış, hala biki biki biki, aman da seviniyorlar amanda ciki ciki ciki.
lan futbol cahilleri. bir takım için derbi deplasmanında beraberlik kötü sonuç mudur? bu bir,
onu geçtim siz kendinizi bu kadar mı küçük görüyorsunuz arkadaş? rakibinizin sizin sahanızdan puan almış olmasını olumlu görmesi sizi rahatsız değil, mutlu etmeli. e o zaman nedir bu eziklik? belli ki var bunun ardında birşeyler.
onu da geçtim beşiktaş taraftarı takımından memnun. çünkü her geçen gün üstüne koyarak giden ve çok daha iyi olacağına inandığı bir ekip var ortada. sezon başından bu yana her maçta üstüne koyan, pozitiv oynayan, iyi niyetli olan, futbolu güzelleştirmek için oynayan, insanın gözüne hoş gelen bir futbol oynayan bir takım var ortada. memnunmuyuz, gayet tabi.
peki sizin neyiniz var?
bilmem kaç bin kişiyiz deyip 2500 taraftar tarafından susturulan taraftarınız mı?
rakibiniz 354 pas yaparken sizin 100'lü rakamlarda kalmanız mı?
kendi evinde derbide rakibe karşı %60'a %40 ezilmiş bir top oynama yüzdesi mi?
vay be şu adam ne top oynadı dediğiniz tek bir oyuncunuz mu?
gelecekte şunu yapacak dediğiniz bir adam mı?
bizim ise görünen bir köyümüz var,
kılavuzu buyurun sizin olsun.
herkesin niye bu kadar gerildiğini anlamadığım maçtır. hakem yönetimi açısından sorun olmayan maçtır. son zamanlarda izlenilebilecek en garip derbilerden biridir. Beşiktaş genelde üstün oynasa da Fenerbahçe'nin daha fazla pozisyona girdiği bir maç olmuştur. Beşiktaş ilk yarıda zorunlu 2 değişiklik yaptı ve stratejik açıdan etkiledi bu Beşiktaşı. Ama maçın geneline bakarsak bir beşiktaşlı olarak Aykut Kocaman'ın hamlelerini sevmedim. Elbetteki fenerbahçeli arkadaşlar da isyan etmişlerdir. 70dk.da Alex diye bir adamı çıkarmak,Stoch deyu bir adamı sokmamak, garip bir yöntemdi. Keza Beşiktaşa sövdüm her ne kadar zorunlu oynasalar da. Sonucta ibrahim Üzülmez diye bir adam (bkz: deli ibo) sağ açık oynamıştır şaka gibidir. Enteresan maçtı keza her skora açıktı 1-1 bitti..artık buna bok atmak saçma ki lig uzun. Neyin ne olacağı belli olmaz herkes önüne baksın..Zaten böyle büyük takımlar olmasa ligimizin zevki kalmazdı ki..Hoş bu gece herkes nötr kaldı skor itibariyle de*
zar zor penaltıdan beraberliği sağlayan beşiktaşlıların gaza geldiği müsabaka.2.yarı beşiktaş ezdi yıktı diyosunuz kaç tane pozisyonunuz var bakalım gencolar.ilk yarıdan bahsetmiyorum bile.2.yarı inönüye de gelicez her yere de gideriz inönü ne anelkalar gördü unutmazsınız siz.beşiktaş taraftarının daha çok sesi çıktı diyenler kesinlikle ya yalancıdır ya da hayatından tribün görmemiş insanlardır.stada gidenler için söylüyorum fenerin golünden sonraki pınarbaşı yaptık ya hee o ...
Schuster'in resmen çekingen kadrosuyla Beşiktaş'ın frenine bastığı maçtır. Aurelio ile başlayıp Necip'siz oynamak, kalede Cenk'ten formayı alıp Hakan'a vermek. Nobre'yi tek başına defansın içine yollamak. inanılır gibi değil. Neden Bobo'yla başlamıyorsun. Neden adam gibi cesur top oynatmıyorsun? Schuster çok başarılı ve zeki bir adam ama resmen çalıştırdığı takımı, Beşiktaş'ı geri çekti. Çok ama çok kaçırılmış bir üç puan var ortada. Hiçbir şekilde 1 puana sevinemiyorum. Fenerbahçe'ye de Beşiktaş'a da tebrikleri sunmaktan başka yapacak bir şey yok.