fenerbahçe, bobo'nun kendini yere atmasıyla geçen yılki sözde penaltı skandalının diyetini ödemiştir. *
ayrıca bu başarılı skordan dolayı beşiktaş jimnastik kulübü'nü tebrik eder, taraftarının maçın bitişiyle birlikte başlayan kutlamalarına içtenlikle katılırız.
beşiktaş'ın %61 topla oynama yüzdesiyle oynadığı,
350'den fazlan isabetli pas yaptığı (fb'ninki ise 190 li birşeydi)
maçın hakimi olduğu ve üç puanı elinden kaçırdığı maçtır.
beşiktaş'ın her baskı kurduğu dakikalarda yere yatıp sakatlanan(!) volkan demirel'e ve çirkeflik yapan tüm fb'li topçulara gelsin bu gol, allah'ın adaleti olarak gelsin.
1-1 deplasmanda güzel sonuç,
istediğimizi aldık,
kadıköy'ü beşiktaş diye inlettik.
bazı arkadaşlardan penaltı pozisyonunun aslında penaltı olmadığı fikrini içeren şeyler duydum.sözlükte de böyle düşünenler varsa gözünüze niang'ın kamaşullahı girsin inşallah.
aykut kocaman'ın fenerbahçe'yi taşıyamayacağının bir kez daha ispatlandığı maçtır.
takım, ruhsuz, tatsız, tuzsuz,neşesiz, pasif bir futbol oynamaktadır.
ayrıca alex gibi bir adam kaybedilmektedir.
bu takıma yazık edilmektedir.
aykut kocaman hata yaptığı, beşiktaş takımının 2 nci yarı mükemmel top oynadığı, guti'nin sonucu belirlediği bjk taraftarının son dakikalarda yaptığı şov ile tarihe geçen maç.
mac boyu fener'in kaçırdığı yüzde yüzlük 4-5 pozisyonu görmeyen ama hakem hakem diye ağlayan beşiktaşlıların maç sonu hakemin penaltısına sevindikleri maç.
ben bu maçtan üç şey anladım:
1) atamayana hakketen atarlar, sen o kadar pozisyonu atamazsan kazanamazsın.
2) aykut kişisel egolarını tatmin ederken fener'i bitiriyor. sen tek kale oynayan takımdan, işleyen sistemden emre'yi çıkararak ne ümit ettin?
o ilk yarı tek kale oynayan takım emre'nın çıkması ıle savunmaya geçti.. maça müdahale böyle olmaz, büyük teknik adamlık ta böyle olmaz. egolarını tatmin için, maça müdahale edeceğim diye beşiktaş en çaresizken böyle akıl dışı şeyler yapamazsın.
3) beşiktaş'ın maçını ilk kez izledim. hani şu çok abartılan beşiktaş'ı. hakikaten tarafsız söylüyorum ki, tek kelime ile balon bu takım. bu defans ile şampiyon falan olamazlar. zaten fener öndeyken taraftarının hakem hakem diye ağlaması da bunu kanıtlıyor, takımlarına inançları yok.
yazarın subjektif kişisel notu: ama büyüyecekler çok süt içerlerse, bir gün büyük takım olacaklar o ayrı.
beşiktaş taraftarının resmen kadıköy'ü inlettiği maç.
adamlar 90 dakika beşiktaş seninle ölmeye geldik diye yıktı ortalığı. bir an acaba fb'liler bunu uygun tezahürat mı yaptı falan diye düşündüm o derece. hatta onuda geçtim 90.dakikada gündoğdu ile yıkılıyordu stad.
güzel maç oldu. ilk yarı fener, ikinci yarı beşiktaş rakiplerine üstünlük kurdular. fenerli futbolcular biraz becerikli olsa daha ilk yarıdan tarihi fark olacaktı. korkuyordum "inşallah bu kaçan pozisyonları aramayız" diye ama korktuğum başıma geldi.
emre-özer değişikliğinde eğer emre'nin bir sakatlığı yokta aykut hoca çıkardıysa, büyük hata. ki o değişiklikten sonra ikinci yarı beşiktaş'ın kontrolünde geçti oyun.
şunuda söylemek istiyorum, bir fenerli olarak ibrahim üzülmez'in ilerleyen yaşına rağmen gösterdiği performans ve mücadele takdire şayandı. gerçekten saygı duyuyorum kendisine.
beşiktaşlı futbolcuların maç sonunda beraberlik kutlaması yaptığı maçtır.
maçtan önce beşiktaş'ın fark atacağını söyleyen taraftarların, futbolcularının bu içler acısı halini görünce ne düşündüklerini merak etmekteyim. ezeli rakibimiz dediğimiz takımın bu halde olması beni bile üzmüştür. *
beşiktaş'ın elinde 1 oyuncu değişikliği hakkı daha olsaydı beşiktaş lehine herşey daha farklı olabilirdi. yinede beşiktaş'lı futbolcuları mücadelelerinden dolayı kutluyorum.
nihat ve ismailin tüm topları piç ettiği,
bobonun çok geç oyuna girdiği,
galatasarayın karlı çıktığı,
fenerlilerin durmadan hakeme*oynadığı,
beşiktaşın çok ileride oynadığı,
beşiktaş taraftarının görevini her zamanki gibi yaptığı maç olmuştur.
geçen seneki fenerbahçe-beşiktaş karşılaşmasından tek farkı bilica'nın penaltı noktasını kazmaması ve penaltının gole çevirlmesi olan karşılaşmadır.
fenerbahçe maçı ilk yarı alabilirdi. hatta maç rahat 2-0, 3-0'a gelebilirdi. tabi bunun birçok nedeni var. misal, beşiktaş'ın türk oldukların için nihat kahveci ve mert nobre'ye mahkum olması bunun en temel nedenlerinden biri. öte yandan, issiar dia ve mamadou niang arasındaki harika uyum da bu dominasyonda etkili oldu.
ikinci yarı ise, aykut kocaman'ın ,eğer sakat değilse, hiçbir şekilde anlayamadığım şekilde emre belözoğlu'nu oyundan alıp özer hurmacı'yı sokması ile maçın seyri tamamen değişti. tabi bu noktada, schuster de aurelio'yu tamamen geride bırakarak fabian ernst'e "yürü koçum" dedi. böylelikle, koskoca ikinci yarı tamamen beşiktaş'ın dominasyonu ile geçti. ardarda pozisyonlar falan derken, bariz bir penaltı ile gol geldi. ve maç berabere bitti.
maçın yaklaşık 65-70 dakikasında beşiktaş oyunun bariz hakimi idi. ve açıkça görüldü ki, 25-45. dakikalar haricinde sahada futbol oynayan, oynamaya çalışan takım beşiktaş idi. fenerbahçe'nin beceriksizliği ile de birleşince, beşiktaş istediğini aldı kadıköy'den. hatta, belki maçın başında da aynı tempoyu yapabilse idi maçı rahat da alabilirdi.
issiar dia, fenerbahçe'de en iyi oyuncuydu. beşiktaş'ta ise guti ve ernst yine en iyilerdi. aurelio'yu da çok beğendim.
genel olarak maçın hakkı beraberlikti diyebiliriz. zira, beşiktaş top oynadı ama pozisyonları fenerbahçe buldu. atabilselerdi maç çok daha farklı olabilirdi de.
son olarak, bir beşiktaş'lı olarak, hakan arıkan'ın her maç bir yan topta aynı zaafiyeti göstermesinden, nihat kahveci denen hayaletin sahada 90 dakika gezerek yıllık 3.5 milyon eur para kazanmasından ve takımın her bölgesinde kaliteli oyuncu bolluğu yaşanırken sağ ve sol kanatta direkt oynayacak sağlam oyuncular olmamasından nefret etmekteyim. bunları da belirteyim.
yoluna devam kartalım. böyle oynadıkça yoluna devam. zafer illa ki bizim olacaktır.
edit : penaltı için hakemin penaltısı diyen malların gözüne cüneyt çakır girsin. daha da birşey demem. noldu, bu sefer kazamadı mı sizin dazlak ? komiksiniz vesselam.