futboldan anlayan bir adamın paok'un maçı 4-0 alabileceğini ancak fenerin şanslı olduğunu söylemesi gereken maçtır. nitekim deli fenerli acun aynı yorumu yapmış ve 1-0'a razı olduklarını söylemiştir.
alex sormak istiyorum içip de çıktı acaba maça naptı öyle ya?
ilk 11 de çok eksiğimiz vardı yeni oyuncu alıyoruz bi bakıyoruz sakat niang giriyor daha ilk maçı o da hemen bir sakatlık durumu ile karşı karşıya bu kadar da olmaz ki efendim.
paok kırmızı kart görüyor kaç dakika 10 oyuncu ile sürdürdüler maçı biz hala bir gol atamıyoruz.
bu maç böyle bittiyse ben pazartesi fenerbahçe - trabzonspor maçını düşünmek bile istemiyorum.
aykut kocamana söyleyecek bir laf bulamıyorum artık.
dipnot: her ne kadar bana sinir krizi geçirttirsen de yine de seni seviyorum fenerbahçe.
bir türk olarak üzüldüğümüz maçtır.
öyle biz en büyüğüz diyipte 10 kişi kalmış takıma yenildiğinde ''adamımız eksik'' demiceksin çıkıp çatır çatır oynıcaksın arkadaş, sahaya 11 kişi çıkıyosan eksik değilsin.
en azından fenerbahçe'nin tur için avantajlı bir skorla dönmesi bir türk olarak beni ziyadesi ile sevindirmiştir. ne olur young boys faciası gibi olmasın.
fenerbahçe'nin orta alanda 2 defansif oyuncu ve stoch'suz bu kadar oynayabildiği maç, bir de deplasmanda olduğunu düşünürsek sözlükteki paok taraftarının düşüncesinin aksine tabloyu olumulu görüyorum.
disiplin sorununun bir türlü aşılamadığı fenerbahçenin yenilgisi ile sonuçlanan maçtır. paok takımının ilk 11 değeri 30 milyon € iken fenerbahçe ilk 11 değeri 65 milyon € olmasına rağmen sonu 1-0 dır. yönetim de bir türlü anlayamıyor ki para verip oyuncu almakla takım düzlüğe çıkmıyor işte. alınacak adamın takıma sağlayacağı uyum önemli olan. senin değerin 100 milyon € olsa da bu disiplinsiz futbolla anca galatasarayı zükersin birader. onlarda alıştı hiç bir şey yapmadan arkalarını dönüyorlar. ama mevzu o değil işte. fenerbahçenin adı sadece bu takımı yenmekle mi anılacak? nerede zico'nun yönettiği fenerbahçe? deivid denen adamı siktiniz attınız. adam gitti işte. diyecek çok şey var aslında da insanın kendisini tutması lazım bazen.
ikinci yarıda paok (gs-bjk kardeşliği de diyebiliriz)10 kişi kalmadanda fenerbahçe iyi oynamıştır. istanbulda harcayacağız bu paoku. içimizdeki yunanlar söyleyin gerçek yunan kardeşlerinize vazelin getirsinler.
her ne kadar avantaj gibi görünse de sonucu fenerbahçe'ye kadıköy'de çok çektirebilir. sonuçta yenilecek bir gol her şeyi tersine çevirir. temennimiz turu fenerbahçe'nin geçmesinden yana.
formasından mıdır, havasından - suyundan mıdır? bilinmez ama, yeni transferlerin de hemencecik çirkefleştiği maçtır... adamım kaldırdığı ayak, niang ın omuzuna değiyor adam yüzünü tutuyor. anlamadı ben bi şey... ha karar doğrudur ya da yanlıştır bilemem ama en azından dürüst ol be kardeşim.
selçuk şahin - cristian baroni ortasahasıyla ancak bu kadar dedirten maçtır. ulan emre bok vardı sakatlandın di mi, bizi selçuk şahin'in insiyatifine bıraktın ya daha da bir şey demiyorum ben sana. baroni sen de topçu değilsin kusura bakma, bildiğin tek bok yan pas. iyi öğretmiş zamanında kim öğrettiyse. al pası ver yana selçuğa, al pası dön geri volkana. hiç ben topla biraz ilerleyeyim, iki çalım atayım, du bakıyım niang kaçar şuralardan bi ara pası atayım... yok anasını satayım. al gülüm ver gülüm... ne güzel yaa, indir milyon euroları da cebe. sonra fenerbahçeli kanser olsun ekran başında.
öncelikle şurada anlaşalım beyler. bir yunan kulübüyle, türk kulübünün maçıdır. ve ben bu türk kulübünden hiç hazzetmediğim için, yunan ekibinin turu geçmesini isterim. ülke puanı da sikimde olmaz. ülke puanımızın düşmesi beni çok ilgilendirmiyor. fakat "ehueuajhaeha biz gruplara kaldık siz karpaty'yi evinizde yenemediniz, 6-0'ımız var bizim eaushfsfyefa" diyen bir adamın ağzını burnunu kırmam, iki ailenin dengesini bozup sosyal sorunlara yol açabilecek bir olay.
yani o yüzden, çok üzerinde durmamak lazım. işi izmir'e, denize dökmeye falan bağlayacaksanız, tanıdığım çok iyi doktorlar var. ha yok, "abi yine de türksün niye böyle yapıyosun ki..." derseniz, "sana ne" derim, öpüşürüz barışırız.
ha bi' de, sen anandan yine doğardın amma... dur lan, öyle değildi.
içimizdeki bizans soylarını, yunan tohumlarını, aşşağılık yaratıkları görmemizi sağlayan maçtır. telafisi mümkündür mu mağlubiyetin ama içimizdeki üretim hatalı beyinleri telafinin bir çaresi yoktur. üzücü olan durum budur.
bir gün sırp, bir gün belçikalı, diğer gün alman olan, 2000-2001-2002 senelerinde ne tohumu olduğunu analarının babalarının bile karıştırdığı karaktersizlerin çıkıp da ona buna soy sop dersi vermeye çalıştığı maçtır. oynayın oyununuzu oturun kıçınızın üstüne, sanki avrupa'da çok kazanabiliyormuş gibi her yenilgiyi ona buna yıkmaya çalışmak komik oluyor.
işi soya sopa dökecekseniz gidin 19 ağustos 2010 galatasaray fc karpaty lviv maçı başlığındaki ukrayna yalakası itleri görün de ona buna öyle sallayın. kazanınca soyunu yitirip, kaybedince mazlum türk evladı ayaklarına yatmak olmuyor gülüm...