Fenerbahçenin hakederek kazandığı maçtır.
Şampiyonluk yolunda emin adımlarla yürüyoruz.
Gökhan gönülün inanılmaz performansı maça damgasını vurmuştur. Kısa sürede iyileşmesini temenni ediyoruz.
Ayrıca cenabet spikerin maç buyunca volkana top gelmedi, top gelmedi yorumlarından sonra penaltı olması ise kulaklarının bol bol çınlamasına sebep olmuştur. *
(bkz: bekliyoruz demiştik)
(bkz: fenerliysen hayata her zaman 1-0 önde başlarsın)
(bkz: şampiyonluk yarınlara kaldı)
hala isyan edenleri görünce anladım ki bu takımı 10-0 yensekte isyanları bitmeyecek çünkü tek hedefleri bizi yenebilmek.
haklı bir penaltıları verilmedi eyvallah, ama sonra verilen kıytırık penaltı haklımıydı?
ilk yarıda bjk li arkadaşların girdiği entry lere bir bakın, resmen mağlubiyeti sineye çekmişler.
ikinci yarıda ne oldu da hakeme malettiler oyunu.
bükemediğin bileği öpeceksin kardeşim, biz de ilk yarıda size 3-0 yenildik ama ben ağlamadım çünkü o maç sabaha kadar oynansa bjk bizi yenerdi hatta dahada fark atardı.
bu maça gelince;
ben bjk nin bizi yeneceğini düşünüyordum çünkü bize karşı çok şanslılar ama ilk yarıda farkı açabilecek bir fenerbahçe yi görünce şaşırdım çünkü bjk ölü gibiydi top oynayamayacak kadar basiretsizleştirmişlerdi kendilerini.
beraberlik şansıda doğdu ama kullanamadılar.
hakem bizden yana olsa bjk ye penaltı verir mi sizce?
hayır kendimizden biliyoruz neredeyse 30 hafta penaltı vermediler fenere bir dönem.
umarım fenerbahçemiz şampiyon olarak taçlandırır bu zaferleri.
bjk ye teşekkürler, her zaman ki gibi fb-gs derbisinden daha heyecanlıydı.
90 dakika futbol izlettirmesi gereken mac iken herhalde toplasan yaklasik 20 dakikalik futbolun görülebildigi mac olmustur. onun disinda benim kendi adima gördüklerim nefret, hirs, rekabetin gözü karartmasi, günlük hesaplar, kötü futbolculuk, kötü hakemlik ve profesyonel olamamis futbolcular.
bir fb'li olarak hic bir beklentimi karsilayamamais mac. her sey 3 puan degildir benim gördügüm futbol kültüründe. her sezon sampiyon olmak zorunlulugu da yoktur. maclar, sampiyonluklar gelir gider... onur, mücadele, sevinc&gözyasi, rakibe ve hakeme saygi ve en önemlisi futbol sahasinda oynanmasi gereken futbol. sermayeler, projeler, kurumsal büyümeler saydigim bu duygularin önüne gecmeye baslamis ise bana hic bir galibiyet, hic bir kupa ne sevinc ne de cosku yasatamaz..
ben herseyden önce bir futbol taraftariyim ama neyleyim futbolu, futbol sahalarinda artik futbol oynanmiyor olduktan sonra..
bilica ve volkan'ın bir kez daha ne kadar çirkef, ne kadar ahlaksız, ne kadar bir sporcuya yakışmayacak kişiliksiz şahışlar olduğunu gösterdiği maç olmuştur.
bilice ve volkan bundan 30-40 sene evvel bu hareketleri yapsalardı(volkan'ın galatasaray maçında topu kıçıyla durdurması, bilica nın bu maçta penaltı noktasını oyması), ertesi gün klüpten kovulurlardı, o zamanın yöneticileri önce rakibe saygıyı, sevgiyi, centilmenliği ön plana tutarlardı ama günümüz yöneticilerin sadece sonuca bakması, paraya tapması yüzünden bu futbolcuların yaptıklarına göz yumuluyor.
ben olsam bu 2 futbolcuyu bir gün bile tutmam kovarım, böyle futbolculrla milyonlar, kupalar kazanmak yerine, dürüst, ahlaklı, zeki futbolcularla küme düşmeyi yeğlerim...
netice itibariyle fenerbahçe'nin 1-0 galibiyetiyle sonlanmış maçtır. bu nedenle kendilerini tebrik ediyorum şahsen.
lakin beşiktaş taraftarı olmamı bir kenara bıraktığımda değinmem gereken 3-5 nokta var paylaşmak isterim.
-mustafa denizli'nin kafasında maç başlamadan bitmiş.
-ibrahim kaş denilen adamın böyle bir maçta kadroda ne işi vardı. kırmızı kart yemeden nasıl maçı tamamladı.
-maçın sonlarında köşe bayrağı dibinde semih'e beşiktaşlı futbolcuların yaptığı neden es geçildi.
-mehmet topuz, selçuk şahin, emre belözoğlu ve ikinci yarı sonrasında fabio bilica bu maçı nasıl kırmızı kart yemeden tamamladı?
-guiza, yaralı parmağa işeyemeyen adam maç içerisinde rakibe niye gider yapar?
-gökhan gönül elle oynadı diye oyun durdu. ee lugano kucaklayarak aldı topu yattığı yerde hacı nassı iş?
hepsini geçtim,
2 takıma ve dahilinde taraftarlarına da sormak istiyorum:
maçın başında atılan gol ve fenerbahçe adına kaçan 2 pozisyon dışında 1 penaltı pozisyonu var. görülen 3 kırmızı kart.
bunların hepsi toplamda 5 dakika içerisinde olup biten olaylar.
lan bu maçın 85 dakikası boyunca ne yaptınız siz?
işiniz neydi? futbol oynamak mı? bi siktirin gidin güldürmeyin adamı.
mehmet topuz, selçuk şahin, emre belözoğlu. tüm antifenerliliğimi bir kenara bırakarak söylüyorum ki bu adamlar sahaya çıkarken futbol oynamak adına değil, futbol oynattırmamak adına ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ve sonrasında hiç bir şey olmamış gibi arkalarını dönüyorlar. yazık açıkçası aldıkları paraya, giydikleri formaya yazık.
ha bizim ibrahim kaş'ın onlardan bir farkı var mı? yok aburakoyyim yok. o da aynı şekilde top oynamaya değil rakip biçmeye çıkıyor.
dön epl'ye en azından kafan yorulmaz böyle. keyif alırsın diyorum kendime ve tsl ile olan ilişiğimi sezon sonuna kadar kesiyorum.
kimse ağladığımı düşünmesin, zira dedim ya denizli tarafından maç daha sahaya çıkmadan kaybedilmiş bir maçtı. haliyle beşiktaş sahada doğru dürüst bir varlık gösteremedi. fenerbahçe de bulduğu tek fırsatı iyi değerlendirdi ve maçı galip tamamladı.
kendilerini tebrik ediyor, bursaspor'a şampiyonluk yolunda başarılar diliyorum. bunu çirkeflik amacıyla değil, sadece bursaspor'un lig içerisinde 17 takımdan daha iyi, göze hoş gelen futbol oynamasından ötürü söylüyorum. beşiktaşlıyım, ama öncesinde futbol izleyicisiyim.
eğer ki futbol seyretmek için vakit ayırıyorsam, keyif almam gerekir. malesef ne kendi takımım ne rakip bana bunu yaşattırmıyor.
he hakemle kazandık, bilica penaltı noktasını eşelemese o gol olurdu, he biz çirkefiz, sizin 4 tane penaltınız verilmedi -hoş verileni de atamadınız ya-, sonra bi de hakem attı 30 metreden gol u daha 2. dakikada, mac boyunca ezici bi ustunlukle oynadınız(!) biz skora yattık... oldumu sayın beşiktaş jimnastik klubu ne gonul veren arkadaslarım. ama yeter amq bi aglamayın be. döşedik gec
bir bursaspor'lu olarak söylüyorum ki; maç boyunca beşiktaş'ın kazanacağına dair hiç bir ışık görünmedi. penaltı ile beraberlilk ümidi doğdu ancak o da olmadı.
wolsburg beşiktaş maçı sonrası beşiktaşlı futbolcuları eleştirdiğim için, beşiktaşlı yazarlar tarafından eksi yağmuruna tutulmuştum. bu yüzden bir daha hiçbir maç hakkında yazmama kararı almıştım.
ama bu maç sonrası kendimi tutucak değilim hatta tutamıcam.
maçtan önce birkaç şey söylemek isterim; onca sene şu fenerbahçe gibi kişiliksiz insanlarla dolu (hatta insan demeye bir şahit lazım) çirkef sürüsü bir topluluğun içinde nasıl yer aldım hala kendime şaşırıyorum.
ya da bizim zamanımızda böyle değildi.
birincisi; o penaltı noktasını eşeleyen mal oğlu mala bişey demek istiyorum, allah belanı versin lan senin; seni bu ligte oynatanında; senin oynadığın takımı destekleyenin de allah belasını versin.
ikincisi; lan hakem; 4 dakika uzatma verdin, şerefsiz fenerbahçeli futbulcular; oynatmamak için elinden geleni yaptı ama sen ya bir dakika oynattın ya oynatmadın ben sana ne diyim.
vermediğin penaltıyı nasıl vermessin, ikincisi adam sahayı eşeliyor; adamı ne atıyorsun sahadan, ne de böyle bişey yapıldığı için tepki veriyorsun.
mahalle maçınca yapılsa bu kavga çıkan lan!
üçüncüsü; alex seni adam sanıyordum, sivok normal bir haraket yaptı, sırf zaman geçirmek için götünü yırttın ya senin de allah belanı versin.
dördüncüsü; guiza ulan maçın başında sonuna kadar hiç bir şey yapmadın, hırsını gidip ibrahim toraman a çatarak çıkardın, sen de duruma ayak uydurdun afferin.
beşincisi; o bayrağı kaldıran yan hakem, sana öyle küfürler ediyorum ki çoluğundan çocuğundan çıksın.
altıncısı; büyük fenerbahçe taraftarı; daum ile alıcağınız şampiyonluğu kıçınıza sokun; seneye avrupada görürüm ben sizi.
ayrıca bu maçta olanları görmezden gelyorsunuz ya; dünyanın en şerefsiz taraftarısınız...
ilk dakikalarda gelen gol sonucunda beşiktaş'ın bütün oyun sistemi maalesef sekteye uğradı. mustafa Denizli golden sonra anında oyuna müdahale etmeliydi ancak koskoca 45 dakika beklemeyi seçince uzun süre baskı altında oynamak zorunda kaldı beşiktaş...
2. yarı denizli silkindi haliyle takımda kendine geldi ama garanti penaltının verilmemesi, arkasından verilen diğer haklı penaltının gol yapılamaması ve penaltı noktası eşeleyicisi bilica'nın oyundan atılmaması bütün moralleri bozdu haliyle. yukarıda hakem hakkında hakettiği herşey yazıldı zaten ben de yazmayayım birde ama işin en ilginç yanı hem fabian hem de ibrahim'in kırmızı kartlık hiçbir harekette bulunmamaları...
şampiyonluk şansı bizim için an itibariyle imkansız bir hal aldı ve ben artık bir beşiktaşlı olarak aklımın ucundan bile geçmeyecek birşeyi temenni etmeye başladım... bursaspor'un haklı şampiyonluğunu...