türban meselesi olarak yorumlanması son derece üzücü ve de maksatlı olan olaydır. hiçbir müslümanın ne ferd bazında ne de gurup bazında sahiplenmediği tasvip etmediği olaydır. kimse bir tarafını zorlamasın. bugun herkes bu memlekette devlet görevlilerine kurşun sıkacak zihniyetin kimlerde olduğunu iyi bilir.
akıllara, neden ülkemiz * tam düzeliyor derken oluyor tüm bu olaylar? sorusunu getirmiş bir eylemdir ayrıca. ülke olarak tam bir düzlüğe çıkarken, çıkmaya çalışırken daha doğru bir ifade ile neden bu tür eylemler oluyor ve neden bu eylemler hep bir taraflara bir yerlere bir mercilere yıkılmaya çalışılıyor. ve neden her defasında ülkede birileri ölürken, öldürülürken, başka birileri perde arkasında gülüp halk huzurunda timsah gözyaşları döküyor. ve neden piyonlar öne sürülürken, atlar neden gaza gelip saldırırken sağa sola vezirler neden çıkmıyor kalelerinden.
daha üzerinden yarım gün bile geçmeden, olayın faali hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan, emniyetin, baroların, meclisin, yargının bile "avukat" sıfatı taşıyan bi kişinin niçin böyle aptalca bir davranışta bulunduğuna anlam veremezken, herşey hakkında bilgi sahibi olan uuserların çözüp, yargıladığı olaydır.
kendini allah'ın askeri zanneden bir sahsiyetin, gerceklestirdigi olaydır, ama sorulması gereken bu sahsiyet nasıl bu sekilde bu eylemi gerceklestirecek hakkı kendinde bulmustur. bu insanları kim bu sahsiyete hedef olarak gostermiştir, yargının kararlarını tartısarak tabanına hoş gözüken, hala oy cıgırtkanlıgı içinde olanlar mı? yoksa zaten amacları belli bazı kesimler mi? yapılan münferit bir olay mıdır?
yapılan da ozgurluktur aslında, aynen bir baska ozgurluk olan din cıgırtkanlıgının simgesi olan turban gibi... savcılar yaralanmıs, hatta biri ölmüş ne farkederdir, adam piskopattır yapar böyle işler, hatta aklına esip gidip vurmuştur, planlamamıştır kesin.
asıl önemli olanın da bu ülkenin aydın, elit olması gereken okumuş kesiminden insan kılıgına girmiş bir yaratıgın bu işlemi gercekleştirmesidir, ne kadar yazıktır ki bu ülkenin universiteleri hala boyle bagnaz zihniyetler barındırmaktadır, ne kadar yazıktır ki bu insan benimle aynı ulkeyi paylaşmaktadır, ne kadar yazıktır ki bu ülke bir avukatını egitememiştir, ne kadar yazıktır ki olay hala bir insanın piskopatlıgına baglanmaktadır...
olayların başlangıcıdır diye düşündüğüm saldırı . Bu saldırı cumhuriyete yonelik bir saldırıdır , sayın Tayyip Erdoğan ın olayı lanetlemeside hiç inandırıcı gelmedi bana , zaten bu tur olaylar AKP iktidara geldikten sonra daha sık olmaya başladı.
dahada ilginci bazı vatandaşlarımız bu saldırıyı haklı bile gorebiliyor , cezasını bulmuşlar diyebiliyor.
Görüyorsunuz ki Türkiye AKP iktidarı ile buyuk bir yozalşmaya dogru adım adım ilerlemekte. Cumhurbaşkanımız AHMET NECDET SEZER vatan haini olarak , komünist olarak , halkımıza empoze edilmekte , işbirlikçi medya ise günden güne AKP iktidarını yüceltmektedir , AKP nin türlü oyunları kadrolaşmalarındanda bellidir , onemli mevkilere kendi adamlarını koymaktadırlar , coğu belediyedelerde ise AKMASA adı altında gruplar kurulmuştur.
Danıştayda yaşanan bu olay , tamamen radikal dincilerin önünü açmaktan kaynaklanmaktadır. Cumhuriyete , ATATÜRK devrimlerine yapılan bu saldrıya biraz daha seyirci kalırsa bizim koyun milletimiz , yarın cok gec olabilir.
17 mayis 2006 tarihinde alparslan arslan isimli hizbullahci ya da ulkucu oldugu soylenen avukat tarafindan gerceklestirilen hain ve arkasinda derin guclerin oldugunu dusundugum saldiridir.
arkasinda kimin oldugu konusunda binlerce teori ortaya konacaktir ve yuksek ihtimalle sanigin akli dengesinden dolayi birkac aydin insani daha oldurmek adina sokaga salinmasiyla sonuclanacaktir.
her sey nasil basladi? diye sordu televizyonda izledigim butun ceketli adamlar ve ciddi gorunmeye calisan kadinlar. danistay'in laikligi delmeye calisan bir bayanla ilgili karari sonucu baslamis olaylar. tabii ki halkimiz icin bu iyi bir yemdir. bu bey mutlaka bu olaydan iclenmis ve ulkenin egitimli,aydin beyinlerinin kafalarina sikmak istemistir degil mi? uyanalim beyler bayanlar! unutmayalim ki danistay'in her kararindan sonra basbakan ve meclis baskani basta olmak uzere hukumet adamlari (her ne kadar hukum edemeseler de) cikip bu insanlari dolayli yoldan hedef gostermisler ismi lazim olmayan tutucu gazetelerde bu insanlarin fotograflari yayinlanarak utanc verici sekilde hedef gosterilmislerdir. bu organize suc degildir de nedir? kim yaparsa yapsin,ne amacla olursa olsun,demokrasinin en buyuk koruyucu olan adalet sistemine hancer saplanmak istenmistir ve bugun bir sehit verilmistir. demokrasi adina carpisan bir adalet gorevlisi hayata veda etmesine firsat verilmeden temel haklarindan olan yasam hakki elinden alinmistir. islam'la alakasi olmayan biri bunu allah adina yapmistir ve birileri laik duzeni savunan bu entry'mi yine savunduklari serri hukumler tasiyan duzen adina kotuleyeceklerdir.
basbakan henuz bu konuda aciklama yapmamistir. nedense agzini acmamistir.
cumhurbaskanimiz <bkz: ahmet necdet sezer> ise hemen danistayi ziyaret ederek gercekten bu ulkede yoneticiligin nasil bir sey oldugunu gostermistir.
ayrica danistay 2. baskani merhum mustafa birden saldirida hayatini yitirmeden 2 hafta once koruma talebinde bulunmus ve bu istek reddedilmistir. daha kac sehit verecek turkiye cumhuriyeti? biz boyle susacak miyiz?
birileri bunda dis guclerin parmagi oldugunu iddia edebilir. bunu ben de dusundum tabii ki;ancak bu ulkeler islerini daha farkli sekillerde halletmekteler artik
ayrica birakin bu turk'un turkten baska dostu yoktur ayaklarini. oncelikle icimizdeki dusmanlari temizlemeliyiz. ataturk'un kurdugu bariscil duzeni zedelemek isteyenleri silmeliyiz aramizdan,beyinlerdeki orumcekleri temizlemeliyiz. biliyoruz ki isin basinda abd bile olsa kullandigi orgutun amaci bellidir. amac farkli olsa da dis guclere hizmet edilse de icerdeki curuk elmalar toparlanmali ve gerekirse bazi baslar yerlerinden sokulmelidir. bu sert zihniyete sahip degildim ama 5 tane 40 yil adalete emek vermis insanin hayatina dokunan bu saldiri beni cileden cikardi.
ben basbakan ve yamaklari gibi lanetle kinamakla kalmiyorum. sorumlular bulunana dek butun emniyet teskilatina ve bu isi siradan bir olay olarak goren,metal firtinada duydugu dis guc falan filan olaylariyla kendini kandiran insanlara uykusuz geceler diliyorum,cunku o insanlarin aileleri sizin gibi her olayda boku dis guclere atanlar yuzunden bu gece uyuyamayacaklar,gozleri kipkirmizi olacak ve daha iyi bir hukukcu olup daha buyuk isler yapmak uzere bir kismi yemin edecekler. iste o zaman bu saldiriyi gerceklestirenler ve curumus fikirlerini paylasanlar yeryuzunde cehennemi yasayacaklar.
yok birileri düğmeye basmış , yok bunlar fevri tavırlarmış ! kurtlar vadisinin koplo kur çok zevkli abi gazını almış yurdum insanının gerçeği görmesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekecek dediğim bir olaydır ? hiç kimsenin iştahı kabarmasın mümkünse !
bu ülke üç beş sarıklı örümcek kafalının eline kalmadı , kalmayacakta !
anamı da alıp gidesim geldi dediğim bir olaydır ayrıca .
öncelikle bu saldırıyla ilgili kimsenin müslümanlarla alıp veremediği yoktur. ayrıca %98'i * müslüman olan bir ülkenin müslümanlarla nasıl bir sorunu olabilir. sorun her yaptığı eylemi dine mal eden aciz insanlarladır. bu sorunları tetikleuyen insan bizzat rte'nin kendisidir, danıştayın verdiği karardan sonra bunları ulemalara sormak gerek diyen gene kendisi değil midir. yani hukuğu çiğnememiş midir? bunun üzerinden az bir zaman geçtikten sonra başbakan yardımcısı abdullah gül'ün karısı avrupa insan hakları mahkemesine gitmemiş midir? kendi ülkesinin yargısına güvenmeyen bir başbakan ortamı germemiş midir? halk bu durumu kabullenmişken başörtü sorunu diye diye her gittiği mitingte bağırmamış mıdır? insanları asıl bölmeye çalışan kendisidir. vakit gazetesinin bu yargı insanlarını hedef göstermelerine en ufak bir tepki vermemiştir. acaba bu gün hangi gazate sayın rte'nin haberi olmadan çıkmaktadır. sorumluları uzakta aramamak lazım aslında onlar çok yakınımızda hatta başımızda. öyle ve ya böyle bu saldırı olmuştur elbette tayyip erdoğan git yap dememiştir ama bu saldırı dışardan da gelse içerden de olsa bu saldırının olmasına fazlasıyla çanak tutmuştır ve zemin hazırlamıştır.
bu saldırının adalet bakanına karşı girişilen intihar saldırısı(!) ile uzaktan yakından alakası yoktur. danıştay üyeleri bugün anıtkabir'î ziyaret edecektir bu saldırı nedeniyle.
Devrim yasası, eldeki yasaların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır. :1923
Bu olay birilerin eline çok güzel "siyasi malzeme" vermiştir.
Ne de olsa ülke;yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve erken seçim konularıyla çalkalanırken böyle bir olay siyasi menfaatçilerin ekmeğine yağ sürmüştür.
Abdullah Güldanıştayın aldığı türban kararı hakkında şunları söyledi..
Bu anlayış diktatör rejimlerin felsefesidir. Kaygıyla karşılıyorum. Hayretler içinde kaldık. Bunlar (bu mahkeme kararı) çok yanlış ve tehlikeli şeylerdir. Beyefendinin hangi sıfatıyla, hangi hukuk bilgisiyle konuştuğunu anlamak elbette mümkün olmadı!
Çırakları konuşur da Recep Tayyip Erdoğandurur mu! O da -bilinen üslubuyla- açtı ağzını, yumdu gözünü:
Bu kararı kınıyorum. Bu hiçbir hukuk anlayışı içinde tanımlanamaz. (Kendisi herhalde .hukukçu. (!) olduğu için bu konuları iyi biliyor. Hukukçuluğu, tahmin ediyorum ki bildiği ingilizce kadardır. Meclis albümüne kendisinin .ingilizce bildiğini. yazdırmış da!..)
Recep Tayyip Erdoğandaha sonra Danıştay.a hitaben sözlerini şöyle sürdürdü: .Efendi, bu (türban) senin işin değil, Diyanetin işi. `Birileri bunun üzerine kendisine şöyle seslenmeliydi: Efendi, hele sen bu konulardan hiç anlamazsın. Bunlar senin değil, yargının işidir
Bir başbakan düşünün, yargıya, hem de ülkenin idari yargıdaki en üst düzey mahkemesine efendi diye hitap ediyor. Aklınca Danıştayı aşağılamaya kalkışıyor.
Başbakan ve bakanları tek tek konuştu, bunlara destek veren şeriatçı medyada -gazete ve televizyonlarda- Danıştaya en ağır hakaretler yağdırıldı ve son olarak dünkü (13 Şubat 2006 tarihli) Vakit Gazetesinde Danıştay 2. Dairesinin Başkan ve üyelerinin fotoğrafları tek tek, birinci sayfadan, manşetten yayınlandı.
Onlar açıkça hedef gösterildi.
Türkiyenin ne durumlara geldiğinin, ne durumlara düşürüldüğünün somut örneklerine bir kez daha tanık olduk."
AKP iktidarı Türkiyenin gündemini sürekli olarak sıkmabaşla gerdi... Çünkü elindeki tek seçim malzemesi o kaldı. Önceki gün TBMMde AKP Grup toplantısına bile 150den fazla üniformalı sıkmabaş getirtip şarkı söylettiler. Böyle bir sahneye Meclisi alet etmekten utanmadılar.
Danıştay bunların hedefi olmuştu. En başta Tayyip Erdoğan, hemen hepsi -her karardan sonra- Danıştayı eleştiriyordu. Abdullah Gül en sevdiği gazeteninVakit` olduğunu birkaç gün önce ilan etti.
Danıştayın o kararı neydi? Başbakan, hükümet üyeleri ve şeriatçı basın o kararı diline niçin dolamıştı?
Ankarada devletin bir anaokulu müdürü okula sıkmabaşla gidip geliyor. Ankara Valiliği bu öğretmene uyarıda bulunuyor. iki kez disiplin cezası veriliyor. Sonunda Valilik, bu kişiyi görevden alıyor. Gerekçe: Anaokulu öğrencileri her türde yönlendirmeye açıktır, bu öğretmen kötü örnektir ve görevde kalamaz. Öğretmeni görevden alıp başka bir yere atayan idare, yani Ankara Valiliği idi. Öğretmen Danıştayda dava açtı, davası reddedildi. Gerekçe: "Okulun niteliği nedeniyle Valilik işlemi doğrudur." Çığırtkanlık yapıp saptırdıkları karar işte bu.
Bu karar bugüne kadar Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa insan Hakları Mahkemesi tarafından verilen tüm sıkmabaş kararlarıyla örtüşüyordu.
En başta Başbakan ve bazı hükümet üyeleri ve onları izleyen şeriatçı basın, kararı çarpıttı. Topluma "Danıştay sokakta bile türbanı yasakladı" biçiminde sundu... Ve Danıştay üç aydan beri sürekli hedef gösterildi.
Başbakan 5 Nisan günü "Açık konuşuyorum, Danıştayda birçok engelle karşı karşıyayız"dedi.
Dün Danıştay basıldı. Cumhuriyet tarihinde böylesine yüz kızartıcı bir olay ilk kez yaşandı. Peki bundan sonra ne olacak?
Hiçbir şey! Dün saldırıyı hep birlikte kınadılar, lanetlediler!
Bizi yönetenler istifa etmeyip yerlerinde kalacak, yine pişkince demeçler verilecek, Vakit gazetesi ve benzerleri yayınlarını aynen sürdürecek. Bakalım bundan sonra sıra kime, kimlere gelecek.
Gözleri aydın! Ektiklerini biçiyorlar. Şimdi kına yaksınlar.
düğmeye kimlerin bastığı açık değilmi..
bütün ülkenin tek yürek olarak lanetlemesi gereken çok vahim,cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçecek bir olaydır.şimdi küçük hesapların zamanı değildir!!malesef cenazeye yuhalanmaktan korktuğu için katılamayan bir başbaka sahip bir ülkeyiz,her fırsatta bu insanların kadrolaştığı bir ülkeyiz.ve bu yuhalanmaktan korkan başbakanın mustafa kemal atatürk ün koltuğuna oturması gündemde,ne kadar acı değil mi?..silkelenip mustafa kemal atatürk ün biz gençlere bıraktığı bu cumhuriyeti ne kadar sahiplenebiliyoruz,bunu düşünmeliyiz...
bugün yapılan cenaze töreninde onbinler ülkesini bayraklarıyla temsil etti, hükümeti istifaya çağırdı, gelen politikacıları yuhaladı. kimse korkmasın ülkemiz elden gitmiyor, amerikanın imamı ülkeyi satamayacak ve de türkiye laiktir laik kalacak.
bunu yapan insan olamaz. ne gibi saçma neden kendine bulmuş bile olsa . insan olmayı bilmek bir başka insanı öldürerek olamaz . nasıl ve ne yüzle bu şekilde bir cana kıyılarak sokakta gezilebilir (bkz: katil)
bağımsız yargıya yapılan bu saldırı,tüm haklarımızı bir şekilde ufak ufak gaspetmeye çalışan bir takım mütecavizlerin ortamı hazırlamasından dolayı,kendini,soyunu,sopunu,eğer türkiye cumhuriyeti varolmasaydı şimdi nerelerde olacaklarını analarını kimlerin koynunda uyurken bulacaklarını ve babalarının kimler olacaklarını bilmeyen şahsi menfaatleri uğruna dini ve milliyetçilik düşüncesini siyasi sembol haline getiren kendini bilmez,eyyamcı müptezeller tarafından gerçekleştirilmiş ve sadece o insanlara değil,bir millete bir milletin özgürlüğüne,hürriyetine yapılmıştır.
ve uludag sözlükün sözlükten soğuma nedenleri,mini mini faşolarımız,teşkilattan küçük berkaylarımız,bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan madımak katliamıuğur mumcu gibi başlıklar altına yazılanlara seri ekşi oy veren kendini bilmez,ileriyi görmez,ufku küçük fikri küçük sığ suların beyni güneşten ambale olmuş kaya balıkları,düşünceme göre kınalar yakmışlar keyfe gelerek izlemişlerdir tv başından olayları.oysa bilmemektedirler ki,hilafet gelse,laik devlet yıkılıp binbeşyüz yıl öncenin cahiliye devri araplarına uygulanan kanunlarla yaşamaya kalksak,aramızdan kimseye pastadan bir pay düşmez,mukaddes vatanımızı,her toprağında bizlerin hürriyeti için can vermiş şehitlerin kanıyla sulanmış mukaddes toprakların her bir parçasını parça parça parselleyip paylaşacaklar medeni(!) avrupa, özgürlüklerin koruyucusu(!) ulu amerika,örümcek kafalılara astıkları astık kestikleri kestik yaşamaları için bir avuç toprak verecekler,hepimiz manda altında yaşayacağız,500 yıldır ezan sesleriyle güzelleşen akşamları istanbul'un bitecek,yerine sadece çan sesleri gelecek..oysa en güzeli iki sesin birbirine karışması değil midir?oysa n güzeli bağımsız yaşamak değil midir?bırakırlar mı bizans imparatorluğunun başkentini siz gerikafalılara,bırakırlar mı megali ideanın hayal şehrini ezanlara.1500 yıl öncenin cahil arapları gibi yaşamak istemeyen bizler,sizin gibilerden daha iyi biliriz,ezan sesinin kıymetini de sakalı-ı şerif'in haysiyetini de,bayrağımızın renginin nerden geldiğini,ay yıldızın göklerde dalgalanmasının mecburiyetini de.bizler sizlerden daha iyi biliriz,ve heryerdeyiz.
saldirinin kinanmasindan çok farklı mecralara çekilen olay. başkalarının böyle kötü bir olaydan bile prim yapmaya çalıştığının göstergesi
(bkz: yazik)
(bkz: ayip)
(bkz: günah)
bu saldırıyı müslümanların üzerine atmak yanlıştır. çümkü bunu yapan müslüman değildir. eğer müslüman olsaydı, islamiyetin ne demek olduğunu bilseydi bir başkasının canına kıyamazdı. bu saldırı ülkeyi bir iç çatışmaya götürmek yapılan bir oyundur. Türk milleti daha önce buna benzer olayları görmüştür (bkz: sivas katliamı). bize düşen geçmişten ders çıkarıp bu oyunlara gelmemektir.