Hatırlıyorum o zamanlar beş yaşındaydım. O gece korkmuş uyuyamamıştım. Annem ile beraber uyuyordum. Gece sarsıntı ile beraber annem beni kucakladığı gibi dışarı kaçtık. Ah nasıl bir geceydi.
Bu depremi çıkış üst merkezinde ve en ağır şekilde yaşayan biri olarak O günü unutmak mümkün değil. Öyle çok da büyük değildim ama sizi temin ederim, öyle bir iz bırakıyor ki asla ama asla unutamayacağınız anılar olarak zihninizde yer ediyor. O gün bir dizi vardı aynalı Tahir miydi tam emin değilim, misafirler de vardı bizde. O diziyi izledikten sonra çay sohbet yapmaya balkona çıkmıştık. Tabii biz çocuğuz fark edemiyoruz ama içimizden bir kişi ''bugün yıldızlar çok tuhaf ve çok fazla'' dedi. Gökyüzüne baktığımızda herkes bu durumu fark etti ve onayladı. Muhabbet kuşumuz vardı bir tane bizim. Bazı geceler sürekli ötüp durur rahatsız ederdi. Kafesin Üstüne ince örtü attığımızda susardı. Fakat o gece 3 tane örtü attık yine de susmadı hayvan, tesadüf mü bilemiyorum.
Misafirler olduğu için babamlarla yatıyordum o gün. Depremden 5 10 dakika önce uyanmıştım, su içmeye gidecektim annem uyandı suyu o getirdi. Belki de içtiğim son su olacaktı. Bunun sebebini kısa süre sonra anlayacaktım. Ve hemen ardından büyük bir sarsıntıyla neye uğradığımızı şaşırdık. Bizim ev hafif yan dönmüş, balkonun bir kısmı çökmüş haldeydi. Babamın yüzü kanlar içindeydi, bir şey devrilmiş kafasına. Elektrikler gitmiş, etraf karanlıktı. Bize asıl ecel terlerini döktüren ise depremden dolayı tutukluluk yapmış olan evin kapısıydı. Dışarı baktığımızda koskoca karşı komşu bina toz olmuş ve insanlar çığlık içinde koşuşturuyordu. Tozdan, karanlıktan etraf gözükmüyordu doğru düzgün. Kıyameti en derinden yaşarken bizim kapı hala açılmamıştı. bize 2. Kıyameti yaşatan o kapı oldu. Kabus gibiydi. Daha sonra bir şekilde kapıyı açtı babamlar ve dışarı çıktık. Çırılçıplak olan mı ararsın, bayılan mı ararsın, şoka girmiş mi ararsın insanlar bitkin haldeydi, psikoloji bozacak şekilde. Daha sonra bizim evi de yıktılar zaten çok hasar aldığı için. Yani ölümden şans eseri kurtulduk. ilk defa bu kadar uzun entry yazdım. Sanırım o günü tasavvur edince hala etkileniyorum.
Edit: ölüm bir adım kadar uzağımızda. Bunun bilincede olalım ve sevdiklerimizle birlikte dolu dolu yaşayalım. Sonra her şey çok geç olabilir.
Çok korkunç bir geceydi. Dehşet bir sarsilma ile uyandık. Daha 6 yaşındaydım. Korkudan öylece kaldım odamda babam kardeşim ile kucağına aldı. Sağ salim bişey olmadan çıktık. Rabbim bir daha yaşatmasin inşallah. Ama her yeri delip gectiler inşallah eski yapı binaların korumasını da dusunmuslerdir.
binlerce insanın çığlıkları, korkuları, endişeleri. insanların enkaz altında seslerini çıkarmaya çalışması ve dahası. gerçekten çok
zor günlerdi. Allah bir daha yaşatmasın.
--spoiler--
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. DR. Haluk Özener: " Marmara'da yakın bir gelecekte tarih veremiyoruz ama yedinin üzerinde bir deprem olacak"
--spoiler--
Deprem bölgesinde olup bu kadar hazırlıksız olmamız içler acısı..
Rabbim bir 17 Ağustos daha yaşatmasın, Sevdiklerini kaybedenlere sabır versin..
istanbul için ders almadığımız , alamadığımız felaket.
benzeri istabulda olsa arkana bakmadan kaçmak gerekir, tabi bişeyin altında kalmadıysan.
hatta kaçacak yol bile bulamazsın.
kişisel olarak 4 tekerli bir atv ve benzin depolamak lazım o ana hazırlık için.
ve aile bireyleri ile bir toplanma noktasında anlaşmak lazım.
Ben 3yaşımdaydım hatırlamıyorum ama annem babam için ne kadar korktuğunu anlatıyor. Hayatını kaybedenler evsiz kalanlar ve daha birçok kişi için çok üzücü bir durum.
istanbul'daki yapıların sorunu dayanıksız olması değil çarpık olması. Ha derseniz ki 5 kat imarlı dere yatağına 33 katlı 40 bloklu siteler topluluğu yapıldı ha işte oralar ilk depremde anıt olarak gelecekte ziyarete açılacak toplu mezarlığımız olacaktır.
(bkz: innovia 1-2-3-4-5)
O depremde, Japon firmasının 11 şiddetine kadar dayanıklı olan santralleri kül olmuş hala depremin şiddetinin 7.4 olduğunu söylüyorlar, sigortadan muaf olmak için bize yutturuyorlar.
Yersen.
Bir bölüm sismolog, 11.4 şiddetinde olduğunu söylüyor. Şahsen inanıyorum buna.
Bugün gazetede, depremde ölenlerin anısına Yozgat' ta yapılan anıtlara yazılan yazıları görünce sinirlendim. Nerede aptal, kanıbozuk varsa ülkemizde maalesef.
her yıl sadece 17 ağustos'da akla gelen fakat buna rağmen herkesin ezberlediği "unutmadık, unutmayacağız" nidalarının atıldığı fakat önlem açısından bir bilinçlendirme olmadığı depremdir.