Başbakan söz konusu operasyon ile ortaya çıkan yolsuzlukları sandık, milli irade gibi kendisi tarafından içi boşaltılan kavramların arkasına sığınarak geçiştirmeye çalışmakta. Sen yolsuzluk yap, hesabını sandıkta alın de, yüzsüzlüğün kitabı yazılmakta şu günlerde.
sadece izliyoruz, ibretle. niye mi? hedef saptırma da olabilir, gündem değiştirme bahanesi de, iktidar partisine müttefiği cemaatin bir güç gösterisi de olabilir.
kanımca burada olanlara daha tepeden bakmak lazım, işin seyrine kapılmak hepimizi yanıltabilir. aynı, darbeler yargılanıyor diye inananların gözü önünde türk ordusunun biçimlendirilmesi gibi. merak ediyorum, koro halinde gazeteciler tutuklananları suçlu ilan edecekler mi? günler aylar hatta yıllar boyunca program yaparak tutuklananları yolsuzluk yapmayla etiketleyecekler mi?
1:-- eğer operasyonun arkasından tahmin edildiği gibi bazı cemaatlar çıkarsa, eski dosyalar yeniden açılır ve kpss, polislik vs gibi sınav sorularının çalınması iddiaları yeniden gündeme gelebilir.
hatta bir sürü polis, öğretmen ve memur bu soruşturmalardan sonra görevden ihraç edilir.
çalıntı sorularla memurluk yapan insanlara; devletimizi dolandıranlara, yolsuzluk yapanlara hakkımı da asla helal etmiyorum.
2:--eğer gözaltına alınan insanlar gerçekten yolsuzluk yapmışsa ne olacak;
akp hükümeti; yolsuzluk yapan bu insanları çok kötü harcayarak, adaleti yerine getiren; gerektiğinde adalet için kolunu veren durumunda oldukça kazançlı çıkacaktır.
eğer gözaltılardan her hangi bir şey çıkmazsa; akp hükümeti cemaatle arasındaki meseleye daha bodoslama dalabilecek; çünkü halk opresyondan cemaati sorumlu tutacak ve intikam isteyecek.
3:--eğer operasyon sonunda gözaltına alınan kişilerin suçlu olduğu ortaya çıkarsa; muhtemelen hükümet bundan büyük zarar görecektir. bazı bakanlar istifa ettirilecektir.
başbakan ise bundan ancak şöyle kurtulabilir. pislik içinde hala ışıldayan pırlanta psikolojisi.
fakat gözaltına alınan kişilerin masum olduğu ortaya çıkacak olursa; hükümet ve akp eskisinden kat be kat güçlü hale gelecektir.
çocuklar bir hata yaptı diye kos koca bakanları yedirmeyiz. söyledim kulaklarını çekecekler. bu operasyonların ardında fayizzo lobissi adında bir provokatorün olduğu bilgisini aldık. camiye ayakkabıyla giren zihniyet, bize zarar vermek için çocuklarımızın yaptığı önemsiz yaramazlıkları bile kullanacak kadar aciz durumdadır. ışte tek partili sistemin mirascisi cehape, bugün bu oyunlardan nemalanmak istemektedir. saldırı bizim şahsımızda, büyüyen ülke ekonomisine yapılmak istenmekte. barış sürecinden rahatsız olan iç ve dış mihraklar, çocuklarımız üzerinden bu kirli siyaseti sürdürüyor. yargiya müdahale etmeyi aklımızdan bile geçirmiyoruz ancak savcılar akıllı olsun.
türkiye'de gündem ne kadar çabuk değişiyor. bakalım bu gündem altından neler çevrilecek, merakla bekleniyor. muhtemelen en fazla gözaltına alınırlar ve serbest bırakılırlar. adalet yine yerini bulmayacak ve olan bu operasyonu yürüten polislere olacak malesef.
alıntı :
"Gelişmeleri AKP-Cemaat arasaındaki kavganın kontrolden çıkmasına bağlamak büyük yanlış olur. Doğru, daha önce de vurguladığımız gibi, siyasette bazen 'akıl tutulması' yaşanır ve duygular öne çıkar. Ancak AKPnin nasıl bir proje olduğunu ve nerede tıkandığını hiç unutmamak gerekiyor.
AKP Türkiyeyi dönüştürdü, bir noktaya getirdi. Kimin adına? Emperyalizm adına, sermaye adına, gerici koalisyon adına. Ve kendi adına... Bu arada Türkiye toplumu gelinen noktayı kabullenmeyeceğini gösterdi. AKP bu gerçeği kabul etmiyor. Oysa arkasındaki güçler, bu gerçeğe göre yeniden pozisyon alma ihtiyacında. Cemaatle AKP gerilimi buraya denk düşüyor.
Bütün bunlar, AKPnin tarihsel misyonu ve bu halkın neye itiraz ettiği, yani Haziranda ne olduğu iyi okunursa daha iyi anlaşılır.
Şimdi, AKPnin dönüştürdüğü Türkiyeyi kabullenecek ama AKP kadar kontrolsüz gitmeyecek bir iktidar alternatifi yaratmaya çalışıyorlar. Burada CHPye ihtiyaç var. CHP de bu ihtiyacı gördü, 'Ben hazırım' diyor.
Dolayısıyla cemaat ile AKP arasındaki kavga, Türkiye siyasetine bir müdahaledir. 'Yesinler birbirini' bir tavır değildir. 'Aman ne güzel AKP gidiyor' ise siyaset değil!
Burada AKP sonrası tartışılıyor. Cemaat AKP sonrasında etkili olmak için kendini ortaya atıyor. Ya sol? Kürt sorunundan kafayı kaldırıp bütüne bakmak, Kürt halkına yapılacak en büyük iyiliktir. Kürt sorunu merkezli düşünme solu kıpırdayamaz hale getiriyor. Öte yandan 'AKPye karşı büyük koalisyon' filan, emekçi halka ihanettir. AKPye karşı büyük koalisyon zaten kuruldu. içinde kimlerin olduğunu biz saymayalım, belki Erdoğan yarın açıklar!
AKP karşıtlığı sola aittir. Ama sol için AKP karşıtlığı ABD yalakalığı, sermaye dalkavukluğu ve cemaat güzellemesi olamaz!"
cemaat operasyonu gibi görünmekte olandır. yalnız rte önümüzdeki seçimlerden, cemaate rağmen darbe almadan çıkarsa... işte o zaman seyirlik olaylar izleyeceğiz asıl.
iran işlemlerini ağırlıklı olarak yürüten halk bankası'nı hedef alan operasyonlardır. diğer kısımları kamuflaj gibi. zira kasım sonunda barzani ile yapılan görüşmede yıllık 16 miyar dolarlık petrol parasının dağıtımı halk bank üzerinden gerçekleşecekti. ancak bu durum elbette parayı daha önce kontrol eden fed'i rahatsız etmişti. şu haberler bir araya getirilince bu sonuca ulaşmak elbette zor değil.
ali ağaoğlu ve onun gibi bakan çocuklarının nasıl bir isnan olduğu ortada, ortam götüren götürene olmuş yoksa bundan 10 sene önce ali ağaoğlunu bilen varmıydı.
erdoğan'ın meydan okuyarak partisini bir arada tutmak amaçlı sert çıkışlar yapmasına ve "bağımsız yargıya müdahale" etmesine yol açan sarsıcı operasyon.
Bir dönem mhp, bu ülke pensilvanya dan yönetiliyor demiş ve ardından seks kasetleri ortaya çıkmıştı. Şimdi hükümetle cemaatin arası açıldı ve direk bakanlardan vurgun yediler. Ne oluyor kardeşim bu ülkede kim çıkarabiliyor bu olayları bu nasıl bir güçtür anlamak mümkün değil. Ortada yolsuzluk varsa herkes cezasını çekmesi lazım. Tabi çok zor olsa da bizim ülkemizde. Eğer bunu gerçekten cemaat yaptıysa bu ülkede ikinci bir devlet gibiler.
göz altına alınanların sayısına ve kim olduklarına bakılırsa, oldukça büyük bir operasyondur. bir bakıma da artık diş gıcırdatma evresinin aşıldığının kesin kanıtıdır.
yalnız şu süreçten bir vatandaş olarak bizim payımıza düşen şey kesinlikle ümitsizlik ve çaresizliktir. zira bu olaylarla birlikte artık kesin olarak ispat olunmuştur ki seçimler bu ülkede sadece demokrasi algısını inşa etmek için milletin eline tutuşturulmuş bir oyuncaktır. zira demokrasinin en temel unsurları olan güçler ayrılığı ilkesinin yıllardır es geçildiği, demokrasilerde altın bir değere sahip olan medyanın bir "watchdog" gibi değil de "toydog" gibi davrandığı da tescil edilmiş oldu.
bu durumda sıradan bir vatandaş için sevinmeyi gerektirecek bir durum yoktur. şahsım adına şu olaylardan sonra bir kez daha kesin olarak anlamış bulunmaktayım ki bu ülkede demokrasi sadece lafta var. ve ben oy kullanarak ülke demokrasisine değil, sadece ve sadece demokrasi yanılgısına hizmet etmiş oluyormuşum.