17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu

entry621 galeri78
    372.
  1. adam on gün oyaladı yargıyı anayasayı ihlal eden bir yönetmelikle oğlunun alınmasını yasama benim diyor.
    delilleri kararta dursunlar birileri yakalayan kim diye savcının emniyetin peşinden koşa dursun çalan çaldığı ile kalmayacak.
    0 ...
  2. 373.
  3. 0 ...
  4. 374.
  5. Aslında bazen rüşvet vermek zorunda da kalınıyor.
    Mutlaka kötü bir şey değildir ki, bazı insanları mutlu etmezsen gerekeni yapmazlar.

    Olay çok karışık, tamamen okumadan, yorum yapılması yanlış. Medyalar bazen reyting çekmek için büyütüyorlar.

    Feto da zaten saçma sapan bir din maskotu. Yarası olmasa gocunmazdı o kesin.
    0 ...
  6. 375.
  7. Hükümet ve yandaş medya tarafından örtbas edilmeye, türk halkı' na unutturulmaya çalışılan operasyon.
    1 ...
  8. 376.
  9. reyhanlı patlaması gibi unutulmak üzeredir.
    1 ...
  10. 377.
  11. 378.
  12. (#22273327)operasyonda kimse neyin ne olduğunu anlamadan ben savcıların pasifize edileceğini olaydan sadece bir kaç saat sonra yazmıştım. (bkz: kahin alert)
    1 ...
  13. 379.
  14. bir abdurrahman Dilipak yazısı çok güzel tespitleri var. "Unutmamak gerekir ki, çınar ağacının işini bitiren yumuşakça bir kurtçuktur." o yüzden partide ve devlet içinde temizlik yapılması şart. özellikle belediye başkan adayları tekrar gözden geçirilmeli adı yolsuzluğa karışmış olanlar tekrar aday yapılmamalı.

    KOCA DAVA ÜÇ BEŞ GERiZEKALININ HIRSINA KURBAN EDiLEMEZ

    Kendi içindeki bir takım yiyici, ahlaksızlara karşı da parti bir arınma hamlesi yapar.. Bana kalırsa bir musibet, bin nasihatten daha iyidir.. Belirledikleri adayları bile, bu olaydan sonra bir daha gözden geçirip, uçkuruna, kesesine düşkün, makam hırsı ile çevresini kırım geçiren bir takım adamları aday listesinden ayıklasa ne iyi eder.. Koca bir dava, üç beş geri zekalının para makam ve kadın ihtirasına kurban edilemez! Unutmamak gerekir ki, çınar ağacının işini bitiren yumuşakça bir kurtçuktur..

    YOLSUZLUK VAR, CEMAATTE KASET DE VAR

    Cemaatin elinde yolsuzluk dosyaları var. Cemaatin elinde kasetler var. Cemaatin elinde üzerinde çalışılmış başka dosyalar da var.. Cemaatin hedefinde iHH, Özgürder var..

    iHH'YI TERÖRLE iLiŞKiLENDiRMEK iSTiYORLAR

    Cemaat AK Parti yi, daha doğrusu Erdoğan'ı Fidan'ı, iHH'yı terörle ilişkilendirmek isteyecek.. Bu iş için çalışan 100'den fazla kişiden oluşan bir ekip var. MOSSAD, CIA, MI5 hepsi işin içinde.. Tabi klonlanan emniyet istihbarat arşivleri de.. işin içinde bizim malum sermaye grubu da var, localar da.. Kemalist ulusalcılar da..

    HABERAL'I DÜŞMAN KARDEŞLERi BARIŞTIR DiYE ÇIKARDILAR

    Haberal çıktı, düşman kardeşlerin arasını buldu.. Bu işin Kızılı, Yeşili yok.. Kemalizm her an kılık değiştirebilir ve bulunduğu ortama uyum sağlayarak kendini yeniden varedebilir..

    40 VEKiLiN SEKS KASEDi
    Planda 50 kadar milletvekilini istifa ettirip, arkasından 40 kadar hakkında kaset bulunan milletvekilini şantajla kendi yanlarına alarak, AK Parti yi iktidardan düşürüp, kendi aralarında bir CHP, MHP, yeni oluşum hükümeti kurup, yerel seçimleri erteleyip, Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte belediye ve milletvekili seçimlerini birlikte yaparak AK Parti yi bitirme planı da masaya konmuştu.Bu iş burada bitmeyecek. Bu topyekûn bir saldırı. Allah korusun, nokta hedeflere yönelik terör olayları da gündeme gelebilir.. Azınlıklar konusuna dikkat etmek gerek..

    DERSHANE NEYiN KILIFI?

    Dersane olayı, geniş kitleleri arkalarına almak için onlara göre iyi bir fırsattı. Bütün dersane öğrencilerini cemaatin adamı gibi göstermeye çalıştılar ama olmadı.. Bu atakları, dersane konusundaki gerçek niyetlerini ortaya koydu..
    Türkiye uluslararası bir komplo ile karşı karşıya.. Bu işin içinde herkes var..
    Tek bir cemaat yok onu da belirteyim..

    SADECE iKTiDAR iÇiN DEĞiL

    Para ve kadın, makam açlığı, bastırılmış ihtiraslar, sadece iktidar için geçerli değil.. Bu ihtiraslar nice davaları içinden çürütmüştür. Cemaat da kendi içine baksın.. Bu kadar, iktidar ve para hırsının yanıbaşında başka zehirli mantarlarda boy vermiş olabilir.. Cemaat topluluklarının para-menfaat ilişkileri de sütten çıkmış ak kaşık değil..

    AMAÇ EURO iSLAM

    işin aslı ne biliyor musunuz, batının islam'ı ve müslümanları dönüştürme çabası.. Bizi Tom amcalaştırmak istiyorlar. Batı değerleri, çıkarları ve güvenliği için risk ve tehdit oluşturmayan bir islam anlayışının misyonerliğini yapmak.. Bunun adı Euro islam.

    PROTESTAN iSLAM PROJESi

    Demokratik bir çeşni.. islam içinde bir protestanlık örgütlenebilir mi? Mesela homoseksüel ve lezbiyenler kendi camilerini, dergahlarını açabilirler mi? Bu tartışmalara kapı aralayacak bir süreç başlatmak istiyorlar. Alameti farikaları yokedilmiş bir islam anlayışı.. Bunu daha önce okulla yapmaya çalıştılar. "Bu din benim denim değildir" diye bir kitabım var, bunu anlatan. imam Hatiplere Menderes döneminde Kırby raporu ile hangi maksatla desteklendiğini biliyor mu idiniz..

    HOŞGÖRÜ DEDiKLERi ŞEY MAKYAJ MALZEMESiYMiŞ

    Bu iddialarından hiç vazgeçmediler.. Refahyol hükümeti de aslında Tansu Çiller'in hidayeti ile ilgili bir proje değildi.. Cemaat de, bu projenin bir parçası bugün.. Cemaat sanki New Age islamic Society gibi bir hareket.. işin içinde bir de Mehdilik var, referansını Sikke-i Gaybiye dayandıran.. Mehdi demokrasisi.. "Hoşgörü" dedikleri şey bu son olaylar gösterdi ki, makyaj malzemesi imiş. Otorite de Erdoğan değil sadece israil mi.. Hani Sisi ye itaat eden, Mursi'ye karşı çıkan Ezher şeyhi gibi..

    DIŞARIDAKi OKULLARIN AMACI

    Niye bu kadar ülkede örgütlenmeye çalıştıkları da şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bu yeni islam anlayışının eğitim merkezlerini açmak için örgütlenmişler.. Bu iş bu Saint Benoit, ya da Saint Joseph, ya da Amerikan Kolejleri gibi bir proje.. Daha çok da Oppus Dei yi hatırlatıyor, bu açıdan bakınca..

    MÜSLÜMAN DÜNYASININ TAMAMEN BÖLÜNMESi

    Bu projenin sahipleri, Suudi Arabistan üzerinden Vehhabilik, iran üzerinden Şiilik planları ile, Sufi, Selefi, Şii kavgası çıkartmaya çalışıyorlar.. Yapmak istedikleri şu: Müslümanları küçük küçük topluluklara bölerek atomize etmek, Burada destekledikleri güçlü bir akımı Türkiye üzerinden islam dünyasına pazarlamak, bu grupları birbirine karşı kışkırtarak, aralarında fıkhi tartışmalar çıkartarak bunları notralize etmek ve dışarıdan bakan insanlar için, islamın hızla yayılmasını önlemek için kitleleri islam konusunda agnostic hale, yani neye inanacağını bilmez hale getirmek..

    MEHDiLiK TARTIŞMALARI YAKIN

    Mehdilik tartışmalarına hazır olun.. Özellikle Sünni ve Şii dünyasını "Hz. isa'nın Hz. Muhammed in oğlu olup olmadığı" gibi fasit tartışmalarla Müslümanların akılları çelinmeye çalışılabilir..
    Olay, sadece AK Parti meselesi değil.. Bütün islam dünyasına yönelik bir komplo ile karşı karşıyayız " CEMAAT BAYKAL I iSTEMiŞTi"
    Bu komplo Türkiye üzerinden yönetileceği için Cemaat iktidarda etkin rol istiyor. Zaten Erdoğan'a iktidar yolu açılırken, Baykal ın Cumhurbaşkanlığı düşünülüyordu. Cemaat da bürokrasiye hakim olacaktı..

    iŞiN iÇiNDE BAYKAL DA VAR, ŞEYH DE, FAHiŞE DE

    Bu işin içinde Baykal da var, Koç da anlayacağınız.. Tekrar söylüyorum, bu ilişkiler içinde tek bir cemaat yok.. Ve bunların kadrosunda Şeyh de var Fahişede.. Proje, madem Kur-an'ı ellerinden alamıyorsunuz, Müslümanların din algısını değiştirin ve değişimi kabul edenleri destekleyin, ötekileri atomize edin, dışlayın, birbirine karşı kışkırtın ve nötralize edin. Suriye'deki muhalefetin dağınıklığı da aslında bunun bir yansımasından başka bir şey değil.. Notralizasyon kadrosunda yer alacak farklı dini grupların eğitim kampına döndü Suriye..
    Yani bu olay Türkiye de başlayıp biten bir olay değil.. Bunu bilelim. Dikkatli olalım. Dikkat: "Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı". "Şeytan sizi Kur-an la aldatmasın"
    Selam ve dua ile..
    Abdurrahman Dilipak
    https://www.facebook.com/...68087959966306&type=1
    0 ...
  15. 380.
  16. Başbakanın kendi seçtiği vekilleri bile inanmayıp istifa ediyorsa durup düşünülmelidir.
    1 ...
  17. 381.
  18. bu olaylardan önce Süleyman demirel, rahmi koç ve mustafa Sarıgül neden buluştular?

    https://www.facebook.com/...62&type=1&theater
    0 ...
  19. 382.
  20. istanbul ve ankara için 16 aralık itibariyle akp-chp birbirine yakın ama akp önde bir durum beklenmekteyken bu operasyonun etkisi chp'ye artı akp'ye eksi seklinde olur. 60-40 akp iken 50-50 olmustur diyebiliriz.

    sasirtici gelebilecek kısmı ise ilk günlerdeki inanılmaz tepki bir yana zaman gectikce izmir'den bir kısım orta yol yolcusu secmen cemaate karsı pozisyon almak icin akp'ye oy verecektir ki yine de bu akp nin secilmesini saglamaz. sadece %10 olan sansi %15 olacaktır o kadar.
    0 ...
  21. 383.
  22. 384.
  23. cemaat tarafından başlatılan operasyondur. operasyonda görev alan polis ve savcılar amirinden değil cemaat abisinden emir almıştır. yolsuzluk akp hükumetine karşı atılmış bir iftiradır. cemaatin devlet içindeki kurumları kadrolaşmış kadrosu operasyon için gerekli bilgileri temin etmiştir. kutu kutu paralar. imam hatip liselerine giden yardımdır. talihsiz olan olay ise bu parayı cemaatin yakalatması. onlar bu durumun açıklanamayacağının farkındaydı ama geri çekilip bakıldığında durum gayet iyi anlaşılmaktadır ki parayı bağışlayan kişi açıklama yapmıştır. cemaat sayın baykal'a kurduğu tuzağı şimdi de bakan çocuklarına kurmuş ve kaset şantajı ile bakana bir takım cümleler söylettiler. ikinci operasyonda ki hedefler başbakanın oğlu ve mega projelerin başındaki insanlar (3. köprü 3. hava limanı müteahhitleri). bu insanlar seçilmiş kişiler. amaç darbe girişiminde bulunmaktı. emniyette ülkücü polislerle cemaatçiler kavga etti. ülkücüler engel oldular. başbakan derhal görevden aldı bu insanları. halk ne kadar yargıya müdahale dese de devlet içinde kadrolaşan bu insanların emir aldığı tek yer pensilvenya.

    fatih tezcan adlı gazeteci yazısında bir takım iddialarda bulundu. cemaat devlet sırlarını mossad ve cıa'ya servis ediyordu. durumun farkına varan cemaatten bir abi ismi kemalettin özdemir, durumu fark ediyor fethullah beyin yanına geliyor. diyor ki durum bu bizim elemanlar böyle böyle yapıyor. aldığı cevap onu yıkıyor "sen işine bak". kemallettin bey doğruca durumu akp hükumetine bildiriyor. bunu önlemenin tek amacı var cemaatin beslendiği kaynakları kapatmak.

    cemaat devrim yapsaydı yurt dışında ve ülkede neler alacaktı? özellikle orta doğu ve amerika da bir çok yatırım yapmalarına izin verilecekti.
    1 ...
  24. 385.
  25. at izi it izine karışmış operasyon.

    http://www.ilkehaber.com/...yuncak-demokrasi-9403.htm

    ek.
    artık her aklıma estikçe sözlükte yazmama kararı aldım ama yaşananları gördükçe arada bir
    olsa da kendimi yazmak zorunda hissediyorum.

    Ben tarafsız bir insanım bence akp bilerek veya bilmeyerek bir halt yedi. öyle ya da böyle bunun
    bir bedeli olacak. hem yargıda hem de halkta (seçim) bunların karşılığı görecek.

    yalnız bu chp ve ulusalcı kesim de milleti salak yerine koymayı bıraksın. kılıçdaroğlu
    yolsuzluğun 247 milyar olduğunu bununla işte şu kadar marmaray, şu kadar gap vb. yapılacağını söylemiş.
    yani kendi mantığına göre 247 milyarın tamamı çalınmış. oysa şüpheli görülüp dava açılan projelerin toplam
    bedeli 40 milyar liraymış. şimdi yolsuzluğa konu olan para 40 milyar senin dediğin 247 milyar.

    40 milyar liralık ihalenin yolsuzluk kısmı 40 milyar olamaz. sen tüccar olsan 40 milyarlık bir iş
    alsan burda yapacağın yolsuzluk, rüşvet vb. % 5 in % 10 undan fazla olamaz. mesela senin tamamen yolsuzluk
    sınıfına soktuğun 3. boğaz köprüsü şimdi yapılıyor. eğer hepsi yolsuzluksa peki bu adam köprüyü hangi parayla yapıyor?

    bize muhtemelen kıçınızdan uydurduğunuz şeyleri söylemeyin, belge gösterin ya da bizim gibi iddianameyi bekleyin.

    chp ve ulusalcı kanat kendi paronoid, şizofrenik akıllarınca akp ile mücadele ediyorlar ama akp yi
    kendi elleriyle madur konumuna sokuyorlar. bu aşamadan sonra akp ne yaparsa meşru görülecektir.
    chp kadar olmasada akp de de paranoya (uluslararası komplo, geziciler vb.) az değil...

    medyaya güvenmeyin, şöyle geçmişe bir bakın. bütün basın, iş dünyası, asker vb. akp ye karşıydı şimdi ne oldu!

    operasyon başladığında ben de oluşan ilk kanaat yolsuzluk olduğuydu. şimdi ise ne olduğu konusunda tarafsız konuma geldim,
    sizin gazetelerinizi okumayan, tv kanallarınızın (halk, ulusal) adını bile bilmeyen sadece kendi veya yandaş dediğiniz tv kanallarını
    izleyen halkı (büyük kesim) siz düşünün...

    http://www.internethaber....sabini-yapti-626610h.htm#
    0 ...
  26. 386.
  27. ali ağaoğlu'nun "Büyük patron (yani Başbakan) ile konuştum… O da bakana emir verdi... Şehir planında 60 metreyi geçmeyecek o binayı ben 70 metre yüksek dikme iznini aldım..."

    dediği ses kaydı varmış diyolla!
    http://www.ilk-kursun.com/haber/166267

    rant lobisinin işidir! sikir edin!
    1 ...
  28. 387.
  29. canlı canlı gömülmek istenen operasyondur.

    kime ucu dokunuyorsa o feryat ediyor ...

    (bkz: allah ını seven üstüme toprak atsın)
    1 ...
  30. 388.
  31. bunun uzeride kapananir..

    tir'i durduran savci'ya
    ; eyyy savciii sen kimsinki tiri durduruyorsun?

    bu adam adalete resmen darba yapti.
    0 ...
  32. 389.
  33. cemaatin , hükümete '' allah allah '' taktiğiyle önde basmasının bir yansıması olan ama saha ve seyirci avantajını elinde bulunduran ak parti'nin kontratakla golü bulduğu operasyondur.

    cemaat belki ak parti'nin oylarını yüzde 6-7 düşürdü ama kemik ak parti seçmenini daha da keskinleştirdi ve uzun yıllardır elde etmek için mücadele verdiği polis teşkilatında büyük bir erimeye yol açtı. ayrıca beddua ile feto da oldukça gülünç ve zor bir duruma düştü dindar insanların gözünde. bakalım maç daha bitmedi olacakları dikkatle izleyeceğiz.
    1 ...
  34. 390.
  35. üzerinden yaklaşık 1 ay geçen ve yollsuzluk ve rüşvetin konuşulmadığı operasyondur.
    1 ...
  36. 391.
  37. tmk savcısını yetkisizlik gerekçesi ile görevden alıp yerine yine tmk savcısı atayan bir yargı sistemini gözler önüne sermiştir.
    4 ...
  38. 392.
  39. bu konuda ak parti taraftarı bazı sevgili yazarlarımızın bunlar komplo, cemaatin polis ve yargıdaki kadroları yaptı demesini anlarım.
    fakat bir şeyin anlaşılmamasını anlayamıyorum. bu kadroları oluşturmalarını sağlayan ve ne istediniz de vermedik diyen kimdi? bu kadroların daha evvel yaptığı, askerlerimize yönelik soruşturmalara komplo diyen ak partili oldu mu?
    3 ...
  40. 393.
  41. buz gibi gol olup akigoların hala çizgiyi geçmedi ki banane diyerek mızıkladıkları hadisedir.
    2 ...
  42. 394.
  43. Dershane kapatma olayları üstüne patlak vermesi manidardır.
    1 ...
  44. 395.
  45. sorun yoktur.
    zira siz 27 mayıslarla 12 martlarla 12eylüllerle 28 şubatlarla 24 nisanlarla 17 aralıklarla gelin,
    biz size 29 ekimlerle 23 nisanlarla 3 kasımlarla, 7 temmuzlarla 11 haziranlarla 30 martlarla koymaya devam edeceğiz.
    2 ...
  46. 396.
  47. zamanında hakkında bunları (#22267579) söylediğim operasyon. tabi şimdi baktım da o zamanlar derdimi anlatamamışım. bir de şimdi anlatmayı deneyeyim.

    öncelikle bu operasyonun iki tane ana teması var. birincisi yapılmış olduğu iddia edilen yolsuzluk meselesi. ikincisi ise bunun bir operasyon olması.

    yolsuzluk meselesinde şimdiye kadar ciddi bir ilerleme kaydedilemedi. yani şöyle ki, ortada iddia halinde duran pek çok dosya var. irandan alınan doğalgazın külçe altın olarak ödenmesi ve ambargonun bir nevi delinmesinden tutun, bu olay sırasında alınan rüşvetler var ve bunun haricinde de daha pek çok dosya var. bunlara ayrıntılarıyla girebilmem için kaynaklar vermem lazım, ama o kadar zamanım yok şu an sevgili sözlük. o yüzden sadece çoğunuzun bildiği şeyleri kısaca özetliyorum şimdilik. (tabi yine de uzun bir entri olacak, kusura kalma)

    bu iddialara karşılık akpnin takındığı tutum ise daha büyük bir sorun. başbakan daha ilk etapta iddialarda ismi geçen kişilere sahip çıktı. normal bir ülkede olsaydık eğer, başbakan bunu yapamazdı. neden? çünkü bu halk nezdinde "suçun üzerine yatmak" olarak görülürdü de ondan. kimse bu kadar ağır iddiaların olduğu bir ortamda gündemin değiştirilmesine göz yummazdı da ondan. başbakan da bunların bilincinde olarak, "bunlar henüz ispatlanmamış iddialardır. biz masumiyet karinesini esas alarak, yargı kararını verene kadar bu arkadaşlarımızın masumiyetine inanacağız. ve yine inanıyoruz ki yargılamalar neticesinde de arkadaşlarımızın masumiyeti bir kez daha tescil edilmiş olacaktır." tarzında bir açıklama yapmak durumunda kalırdı. ama dediğim gibi, tüm bunlar demokratik bir hukuk devletinde olması gerekenler olarak kaldı.

    şimdi hiç kimse kusura bakmasın, sırf tarafsız görünmek adına kendim de şahit olduğum, büyük bir kesimin de farkında olduğu şeyleri görmezlikten gelemeyeceğim. akp döneminde alenen yolsuzluklar ve adam kayırmacılıklar yapıldı. bu yüzdendir ki, yolsuzluk operasyonu yapıldığında ülkedeki şok dalgası "akp yolsuzluk yapmış" şeklinde değil "akpli bakan çocuklarına yolsuzluk operasyonu yapılmış" şeklinde yayıldı. yok pahasına yandaş şirketlere peşkeş çekilen ihaleler, cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş kredilerle alınan medya yayın organları, aklın mantığın almayacağı yerlerde verilen inşaat izinleri, peşkeş çekilen araziler vs... tüm bunlar artık sadece bir iddia olmaktan çıkmıştı. peki neden o zaman yapılamadı bu operasyonlar da 17 aralık 2013 gibi zamanlaması oldukça manidar bir tarihte yapıldı? işte o da ikinci kısmın konusu.

    ikinci mesele bunun bir operasyon olması dedik. şunu kastediyorum. bu tam anlamıyla takır takır çalışan bir hukuk sisteminin ortaya çıkardığı bir dava değil. aslında büyük bir çoğunluk da bunun farkında. işte asıl sıkıntı da bu noktada yatıyor. belli bir kesim diyor ki "bu operasyonun kimler tarafından yapıldığı konusu, neden böyle bir zamanda ortaya çıkarıldığı konusu, konu hakkında üretilen komplo teorileri önemsizdir. önemli olan şu: bu yolsuzluk yapıldı mı yapılmadı mı? rahat bırakın yargıyı da sizi yargılasınlar. gerçek ortaya çıksın" diğer kesim de diyor ki "hayır efendim, bu yolsuzluk dosyası birincil derecede önemli değildir. asıl önemli olan bunu yapanların adeta bir çete, bir "paralel devlet" gibi davranması ve türkiyedeki siyasete bir çeşit darbe yapmak istemeleridir." her iki tarafın da hakkını teslim etmekle birlikte diyorum ki her iki taraf da haksızdır genel olarak.

    çünkü her şeyden önce, yolsuzluk ve yargı meselesi birbirleriyle kaynaşmış meselelerdir. eğer yargı kendisini haklının ve haksızın ortaya çıkarılacağı yüce bir organ olarak görmüyorsa, onun yerine siyasi bir takım emeller içerisine giriyorsa; o yargının görevini yerine getirmesi düşünülemez. ülkede adaleti tesis etmesi düşünülemez. ama aynı şekilde, siyasi bir hareket de eğer adaleti ve hukuku kendisinden üstte görmüyorsa, "yargıyı yargılamak" işini kendi görevi olarak görüyorsa, kendisini "milli iradeyle" işbaşına gelmiş bir hükümet olarak, yargının da iktidarı olarak görüyorsa, o siyasi hareketin de yolsuzluğa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe başvurmayacağını düşünmek polyannacılık olur.

    mesele öyle bir mesele ki, akp döneminde büyük bir ihtimalle hakkaniyete aykırı olarak önemli mevkilere yerleştirilmiş kişiler, şimdi aralarındaki husumete binaen kendilerini o mevkilere yerleştirmiş olan iktidarı sorguya çekiyor. buna karşılık da onları o pozisyona oturtan kişiler, yine aynı husumetten dolayı bunları tasfiye ederek yerlerini kendilerine daha sadık kadrolarla doldurmak ve yargıyı iktidar tarafından denetlenebilir bir yapı haline getirmekle meşguller. yani tam bir "körler, sağırlar; birbirini yargılar" durumu. (evet ufak bir değişiklik yaptım sözde) peki nerede kaldı hukuk? nerede kaldı adalet?

    peki neden umutsuzsun arkadaş, ver işte oyunu mhpye, chpye ya da başka bir partiye kurtul? işte o iş o kadar basit olsa keşke. şimdi bugün başbakan dış mihraklar, paralel devlet falan deyip duruyor ya, muhalefet de "manyak mısın oğlum sen, yok öyle bir şey. bunlar senin paranoyaların" deyip geçiştiriyor ya. işte benim asıl sıkıntım burada. akp iktidarı döneminde hep bu "dış ve iç mihraklardan" güç aldı. paralel devletten güç aldı. birlikte ülkeyi mutlu mesut yönettiler. ihale üstüne ihale aldılar. şimdi ise akp bir nevi itirafta bulunuyor, bu adamlar buralara haksız bir biçimde geldiler, çünkü onları oraya biz getirdik, oradan biliyoruz diyorlar. muhalefet ise akpnin yollarını ayırdığı yıldız oyuncuları bonservis bedeli ödemeden kapma uğraşı içerisinde. ülkedeki haksızlık, hukuksuzluk umurunda değil. sadece bundan kendime nasıl bir pay çıkarabilirimin derdindeler. öyle olmasaydı eğer, yukarıda bahsettiğim üzere bütün gündemi yolsuzluk iddialarına yoğunlaştırmaya çalışmazlardı. yolsuzluğun miktarını, irana yapılan ödeme miktarlarıyla ölçmeye kalkıp dezenformasyon yapmazlardı. ne diyor lan bu değişik, diyorsanız eğer, açın da ekşi sözlükteki şu tarz başlıklara bir bakın derim https://eksisozluk.com/80...a-unutulmasi--4178797?p=4
    https://eksisozluk.com/10...k--4166715?day=2013-12-26

    bu adamların ellerini attıkları her şey çürüyor. oradaki asıl başlığı bulamadım orada "araklanan paranın" 270 milyar dolar olduğu söyleniyordu. yani başbakan ve etrafındakilerin bu meblağda bir parayı indiragandi ettiklerine inanmamız bekleniyordu. ardından da bu parayla bazı ülkelerin gayri safi milli hasılaları kıyaslanarak geyik üstüne geyik yapılıyordu.

    işte türkiyedeki muhalefet partilerinin ve onların tabanlarının da hali budur. açık konuşayım, bunlarla kıyaslayacaksak eğer, hülooğ diyen teyzeye kurban olurum ben! zaten dikkat edin, gezi eylemlerinde de bu adamlar işin içine dahil olur olmaz eylemlerin b.ku çıktı. chpnin kovulduğu günlerdi gezi eylemlerinin asıl masum olduğu günler. ne zamanki chp zihniyeti ağırlığını artırdı, ne zamanki ulusalcılar daha şiddetli bir biçimde olaya müdahil oldular, o andan itibaren masumiyetini kaybetti eylemler. chpli bir kadının "imam eşini oynadığı" bir tiyatro videosu sarstı gündemi. sonrasında da yalan haberlere, fotoğraflara, tivitırdan paylaşılan akla zarar yalanlara dolanlara şahit olduk. dediğim gibi, diğer büyük siyasi partiler de gerek gezi olaylarında gerekse de yolsuzluk davasında en az akp kadar yanlış yerlerde durmuşlardır.

    peki tüm bu olanlardan bir vatandaş olarak anlamam gereken nedir? görmem gerekenler nelerdir?

    1- hukuk ve adalet hepimize lazım. dindarına da, dinsizine de; akplisine de, muhalifine de; aleviye de, sünniye de; haklıya da, haksıza da... herkese lazım adalet. ve bir devlet hukuk devleti olamamışsa, o ülkede adalet birilerinin elinde bir oyuncağa dönüşmüşse o ülkede ne demokrasiden bahsedilebilir, ne milli iradeden ne de başka bir şeyden. o ülke tüm zerrelerine kadar, gayrimeşru bir devlet olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

    2- siyaset partilerin oyuncağı değildir. siyaset kahvede* akp ile mhpyi, mhp ile chpyi, chp ile akpyi kıyaslayan insanların aklının mantığının alamayacağı, çok daha önemli ve çok daha karmaşık bir şeydir. taa, eflatunun devletini okuyarak başlanacak, çok ciddi bir araştırmayı ve okumalar yapmayı, analizler yapmayı ve yapılmış olanları incelemeyi gerektiren bir ilgi alanı, bir disiplindir.

    3- bir ülkede demokrasinin var olabilmesi için, önce demokrasiyi tesis edecek olan kurumların, örgütlerin ve sosyal yapının kurulması gerekir. aksi takdirde yapılan demokratik seçimler, o ülkenin demokratik liderini değil; 5 yıllık diktatörlerini belirler sadece.

    4- aynı anda hem yolsuzluk yapanlardan, hem de hukuku bir silah haline getirenlerden hesabın sorulamadığı, hem milli iradeyle başa gelenlerin denetlenmesinin, hem de bu denetimin milli iradeyi hiçe sayarak görevin kötüye kullanılmasının engellenmesinin mümkün olmadığı, hem iktidarın hem de muhalefetin doğrular ve gerçekler üzerinden değil de kandırmacalar ve komplolar üzerinden siyaset yaptığı, tüm bu olan bitenlere ses çıkararak siyasi partilerden tamamen bağımsız bir şekilde kamuoyu oluşturacak sivil toplum kuruluşlarının ve örgütlerin bulunmadığı bir ülkede değil attığınız bir oy, milyonlarca oy dahi hiç bir şey değiştirmez. sadece adaletsizliğin, kanunsuzluğun ve ahlaksızlığın kimler tarafından yapacağını belirlemiş olursunuz. bu noktada tek kurtuluş devrimdir. ama hemen yanlış anlamayın. bu devrim bir sosyalist ya da anarşist devrim değil, halkın sazı eline aldığı, demokratik bir devrimdir,sivil devrimdir, demokrasi devrimidir. ancak tarihin hiç bir döneminde böyle bir devrime şahit olunmamıştır. işte bu yüzden bu kadar ümitsizim.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük