ucu bize de dokunabilir diye bir gürüh türeten olay. ekonomimizi etkilermiş, öyle çok eğlenmeyelimmiş. bırakalım ülkeyi doldırmaya devam etsinler yani? adamlar 87 milyar euro çalıyor, bu kekelerde bırakalım çalsınlar aman bizim ekonomimize bir şey olmasın diyorlar. maşallah.
başbakan'ın, bakanların, başbakan yardımcılarının ve tüm akp'li milletvekillerinin tüm devlet işini gücünü bırakıp kıçlarını kurtarmak için bir araya toplandığı operasyondur.
bakın bu farklı bir bakış açışıdır.
bunca devlet görevlisi devletinin işini bir kenara atıp iktidarlarını kurtarmak için çabalayabilirler mi?
zaten bu bile tek başına onların suçlu olduğunu göstermez mi?
ne bekliyorduk ki , bunlara göre adalet başkalarına yapılmış veya yapılmakta olandır. suçsuz yatan üniversite öğrencilerinden tutunda elektrik faturasını ödeyemeyipte hapise giren insalara kadar acımasızca adalet terazileri hassas oluyorsa kendi canları söz konusu olduğunda terazi maalesef gözü kapalı oluyor.
sonuçta bu adamlar bu adamlar loto'dan çıkmadı ki yıllardır gözümüzün önünde olan insanlardı şimdi mi maymun gözünü açtı yoksa fişlerimi çekildi desek. sonuçta hem bakan olsun hem evlatları olsun pastadan büyük ölçüde payını ne güzel alıyorlardı.
Şahsımı ürküten bir karışıklık yaratan operasyondur.
Ürküyorum, çünkü bir sabah kalktığımda ülkenin bi ucundan cemaat, diğer ucundan akp çekerken yepisyeni ülkeyi ortadan koparacaklarını, benim denizin içinde uyanacağımı düşünmeye başladım.
bu daha gözdağı beyler, diyor ki hoca: "AKILLI OLACAKSIN, GÖTÜN BAŞIN OYNAMAYACAK, Bi DAHAKi SEFER ACIMAM iNDiRiRiM" asıl kozu saklı tutuyo bence. zira ellerinde mutlaka daha öldürücü bi koz var bence ve onu son darbeye saklıyolar ama gerekirse seçimden önce onu da salacaklar, gözü karartmışlar.
Cemaatin özgül ağırlığını devletin ensesinde, hatta tam kalbinde hissettirdiği operasyondur. sevgili iç işleri bakanımız " benim de bundan haberim vardı" diyerek, mutlakiyetinden emin olduğumuz gerçeği, bir kez daha altyazı şeklinde bakış açımıza itelemiştir. bir zamanlar seçim sonrası merkez binadan "okyanusun ötesine selam olsun" diyerek el sallayan başbakana cevap biraz gecikmeli olarak gelmiş, taaa ötelerden afilli bir selam çakmıştır gülen.
yemin ediyorum 15 yaşındaki aslan gibi oğluma bu durumu izah edemiyorum.
yok akıllıdır da kerata az buçuk, bildiğin zehir yani ama çocuğun bütün şakülü kayacak ondan korkuyorum.
detaya sonra inicem çünkü akıl birimiyle epey bir birim lazım olayların ne boyutta olduğunu kestirebilmek adına.
memleketi yemişler, doymamışlar yetim, dul, gazi, ne varsa ona da dadanmışlar operasyonu. gemiler, tokiler, inşaatlar, kasalar ve daha neler neler...
bizim inandığımız allah büyük, çünkü sizin inandığınız bizim inandığımız ile bir olamaz!
vatandaş olarak 1 allah kuruşum var ise orada benim ve çocuklarımın zerresini helal etmiyorum, haram olsun lan size!
Bakan çalmasa oğlu çalıyor. oğlu bulaşmasa damadı malı götürüyor. değişmeyen tek şey çalınanların hepsi bizim paramız. Bende ak partiyi destekliyorum. ama eğer bir yanlış varsa doğruyu söylemektende çekinmeyiz. Ve eğer bu hükümete rağmen hala bi eğri varsa bunun çözümü yargı değil. çünkü bu hükumetle cemaat arasındaki bi psikolojik savaş.
Deveye diken insana ...iken yaranır mış.
Bunca şeye rağmen akp nin oyları düşmeyecek.
Sadece bunlar 100 milyar euroluk vurgun yapmış.
Birde bizim bilmedikleri miz olanlar da işin içine koyulursa trilyon euro lar fakir halktan çalınmıştır.
suçlu kim olursa olsun işlenen suç cezasız kalmamalı.
ancak büyük resme de bakmak gerek.
Halk Bankası Genel Müdürü ile Rıza Sarraf'ın (Reza Zerrab)da gözaltına alındığı operasyonunun arkasında kimler var? Operasyonun düğmesine kim, neden bastı?
Herkes gündemi sarsan operasyonun perde arkasında ne olduğunu ve operasyonun asıl amacını merak ediyor.
Bu sorulara cevap bulmak için biraz gerilere, 11 ay öncesine gitmek gerekiyor. Bakan çocukları ve işadamlarının da gözaltına alındığı operasyonda asıl dikkatleri iki isim çekiyor. Bunlardan biri Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, diğeri de Ebru Gündeş'in eşi yeni adıyla Rıza Sarraf, eski adıyla Reza Zerrab.
ilk bakışta birbiriyle alakasız gibi görünen bu iki ismi aynı operasyonda yanyana düşüren ne olabilir?
Bu sorunun cevabına geçmeden önce geçtiğimiz aylarda yaşanan birkaç önemli gelişmeyi hatırlayalım.
iran'a uygulanan uluslararası ambargo nedeniyle bu ülkeye uzunca bir süre petrol paralarının Türkiye üzerinden altın olarak gönderildiği biliniyor. Halk Bankası ise bu süreçte aktif rol oynuyordu.
Bu durum israil lobisi AIPAC'in, Türkiye aleyhine kampanya başlatmasına neden olmuş ve 47 milletvekili, iran’la ticarete aracılık ettiği gerekçesiyle Halkbank’ı suçlamıştı. Yaklaşık 8 ay önce yaşanan bu durum medyada da yer almıştı.
Tabi iran ile Türkiye arasında yaşanan bu alışveriş sadece israil'i değil, ABD'yi de rahatsız etmişti. Amerikan Kongresi’nin Temsilciler Meclisi kanadında, Türkiye’nin Halkbank üzerinden iran’la ticareti artırdığı iddiasıyla, aleyhte bir imza kampanyası bile başlatılmıştı.
Bu ayrıntıları verdikten bugünkü operasyona ışık tutan asıl olaya gelelim.
Tarih 7 Ocak 2013.
Ajanslar öğle saatlerinde Atatürk Havalimanı'nda altın dolu bir uçağın kalkışa hazırlandığı sırada operasyon yapıldığı bilgisini geçiyor. Saatler sonra uçaktaki altınların Ebru Gündeş ile evli Azeri asıllı iranlı iş adamı Reza Zarrab’a ait olduğu ortaya çıkıyor.
Söz konusu uçaktaki altınlar da iran'a malum ticari ilişkiler çerçevesinde gönderiliyordu. O günlerde, uçağa düzenlenen operasyonun nedeni bir türlü anlaşılamadı. Günler sonra, iran ile Türkiye arasındaki söz konusu alışverişten rahatsız olan israil ve ABD'nin olayda etkisinin olduğu yönünde medyada bazı haberler yer aldı.
Ankara'nın devreye girmesiyle, günler sonra piyasa değeri 30 milyon dolar olan 320 külçe altın, beyannamesi ve ihraç izni gösterildikten sonra önce Dubai'ye, oradan da deniz yoluyla iran'a gönderildi.
Tekrar bugüne dönersek...
Operasyonda ilk gözaltına alınanlar arasında Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Ebru Gündeş'in eşi Rıza Sarraf'ın bulunması aslında bugünkü operasyonu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarıyor.
Emniyetten yapılan açıklamalarda, operasyonun bir yıldır devam eden fiziki ve teknik takip süreci sonunda başlatıldığı belirtiliyor. Söylenen tarih ise söz konusu altın dolu uçağa düzenlenen baskınla aynı tarihe rastlıyor.
Tüm bu ayrıntılar, bugünkü operasyonun asıl amacını ve operasyonu gerçekleştirenleri açık ediyor.
Peki bakan çocuklarının göz altına alınması bu operasyonun neresinde?
Bakan çocuklarının başka bir soruşturma kapsamında aynı gün göz altına alınması, Halk Bankası merkezli asıl operasyonu perdelemeye yönelik bir algı operasyonunun izlerini taşıyor.
Operasyonla aslında bir taşla iki kuş birden vuruluyor. Bir yandan AK Parti yaklaşan seçimler öncesinde yolsuzluk ve rüşvet iddialarının merkezine oturtulurken, yapılan perdelemeyle de iran'dan Türkiye'ye akacak milyarlarca doların önü kesiliyor.
Herkesin merak ettiği bir soru daha var. O da "AK Parti ile cemaat kavgası bu operasyonun neresinde?" sorusu.
Bizim Türk insanı nedense cevabını bildiği soruları sormayı çok seviyor...