17 ağustos 1999 marmara depremi

entry569 galeri67
    365.
  1. küçücük çocuk zihinlerimize etraftaki ölü kokusunu kazımış deprem. ne çok ölmüştük o gece ve tutunmuştuk mucizelere. sokakta kalınan gecelerde arkadaşlarımla bir tane yıldıza odaklanıp sabahlara kadar seyrettiğimizi çok net hatırlıyorum. muhtemelen umudu o yıldızda arıyorduk.
    3 ...
  2. 364.
  3. ... ta ki o zamana dek deprem nedir bilmeyen benim de dahil olduğum jenerasyona bu gerçeği oldukça sağlam yaşatarak anlatan ve öğreten, yüzlerce canın yitip gitmesine neden olan deprem.

    keşke olmasaydı, keşke yüzlerce masum insanın hayatı bitmeseydi diye iç geçirmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. ama bir yerden de bunun doğal bir afet olduğunu unutmamamız, tekrar olmasının da kaçılnılmaz bir gerçek olduğunu bilerek hatalarımızdan ders çıkartmamız gerekiyor. çıkartıyor muyuz işte o kısmı biraz şüpheli... devlet babamız kentsel dönüşüm adı altında sözde vatandaşını düşünerek binaları yeniliyor! yersen...

    üzerinden tam olarak 15 sene geçmiş ve şöyle bir geriye dönüp baktığımda hala ortada hiç bir şeyin olmadığını görüyorum. arkadaşlar üzülerek söylüyorum ama malesef avrupa'da insanlar tesadüfen ölürken biz türkiye'de tesadüfen yaşıyoruz...
    0 ...
  4. 363.
  5. gelişmemişliğin, insan hayatını önemsemediğimiz gerçeğinin, acizliğin yüzümüze bir osmanlı tokadı gibi indiği sıradışı afet. tüm iletişim ağı felç olmuş, binalar kağıt gibi dümdüz olmuş, cesetler toplu mezarlara gömülmüş, enkaz altındaki cesetler yüzünden salgın hastalık tehlikesi baş göstermiş, kısacası 3. dünya ülkesine dönmüştü türkiye bir gecede.

    bugün olsa farklı mı olur peki? "allah bir daha böyle bir afet göstermesin" demekle engelleyemeyeceğimizi ne zaman öğreneceğiz? ben söyleyeyim mi? hiçbir zaman...
    0 ...
  6. 362.
  7. van depremiyle birlikte türkiyenin en buyuk depremidir. kac bin can gitti, hepsinin ruhuna bir el fatiha. allah gani gani rahmet eylesin.
    0 ...
  8. 361.
  9. 360.
  10. en yakın arkadaşımın ailesini kaybettiği, bizim evimizi, yakınlarımızı kaybettiğimiz o korkunç gece. Allah bir daha yaşatmasın inşallah.
    1 ...
  11. 359.
  12. 15 yılda pek de ders almadığımız büyük faciadır.
    0 ...
  13. 358.
  14. o zamana kadar deprem nedir bilmeyen bir nesli çok acı sınamıştır yaradan.
    0 ...
  15. 357.
  16. dünya geneline göre çok yüksek olmadığı halde türkiyedeki gerzek yapılaşma yüzünden türk milletinde çok derin yaralar bırakmış, tarihi afet.
    Doğal olmadığını, amerikanın haarp projesi kapsamında gerçekleştirildiğine dair ciddi iddialar dolaşıyor internette. Sadece bu değil akabinde olan 12 kasım depremi, japonyada olan tsunami ve birçok deprem ve deprem kaynaklı afetleri bu projeye bağlıyorlar. Internette bi araştırırsanız fena etmezsiniz.
    Neyse, türk milletinin başı sağolsun. Rabbim hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Arkalarında bıraktıklarının acılarını hafifletsin. Bir daha böyle afetler yaşatmasın başta bu millete ve tüm dünyaya. Ve akıllanmak nasib eylesin bu millete. Zira deprem hattının kralının üzerinde oturup halen deprem olmayacakmış gibi yapılaşıyoruz. Sadece ev bağlamında değil, yolu, köprüsü, viyadüğü her konuda halen akıllanmadığımızı ispatlama derdindeyiz sanki.
    1 ...
  17. 356.
  18. 355.
  19. 354.
  20. günah keçisi veli göçer'di ama asıl suçlu tabi ki kontrolü yapmayan yetkililerdir.
    0 ...
  21. 353.
  22. her gün en az 1 kere "deprem mi oluyo?!" travmasını yaşamama sebep kara gün. en ufak bi sarsıntı, anlam veremediğim uğultuda yaşadığım felç durumu. allah bir daha göstermesin. birilerinin cebine girecek üç kuruş için insanlar kumdan evlerinin altında kalmasın. 17 ağustos dün gibi geliyor, inşallah hiç unutulmasın da deprem için her an hazır ve tedbirli olunsun.
    0 ...
  23. 352.
  24. 5 yaşında olmama rağmen neredeyse tamamen hatırladığımdır.

    normalde beşiktaş'ta oturuyorduk o zamanlar ama iki haftada bir barkıköy'de ki evde kalmaya gidiyorduk. tam da o güne denk gelmişti, babam da normalde bizle kalmıyordu ama yine tam o gün kalacağı tutmuştu.

    zangır zangır sallanırken annemin sarıldığını hatırlıyorum, ben anlamaz, uykulu gözlerle bakınıyodum etrafa mal mal. sonra babam girmişti bizim odaya "hazırlanın gidiyoruz" diye. 1 dk'da giyinip aynen beşiktaş'a yani asıl eve. o gece dayımlar teyzemler ve daha nice akraba ile beraber dışarıda dünya barış parkında kalmıştık. hiç unutmuyorum dayımın bir tipo'su vardı o zamanlar ben orada uyumuştum. yaklaşık 3 saat sonra falan annem eve girmek için cesaretini toplamış evden yastık yorgan toplayıp gelmişti, "bende geleyim" dedim ben ama tabi ki izin verilmedi. çok şükür ki çok büyük bir zarara uğramadan atlatmıştık depremi,o günün en büyük şansı normalde ayrı yaşadığımız babamın bizim evde kalmasıydı.

    tabi 5 yaşındaki akılla anlamıyor insan durumun ciddiyetini. daha büyüdükten sonra koyuyor adama,sonra insanların neler çektiğini, ne acılar yaşadığını.

    hayatını kaybeden herekse allah rahmet eylesin.
    1 ...
  25. 351.
  26. Çocuktum lan. Depremi coğrafya derslerinden bilirdim. Dünya sallanınca biz de eğleniriz sanırdım.

    Ne kadar ciddi olabilirdi ki?

    Ta ki o güne kadar.

    O gün televizyonda gördüklerimin tarifi yok. Yaşadığım acının tarifi yok. Çaresizliğimin tarifi yok. Çaresizliklerine çare olamamamın tarifi yok.

    Hatırladıkça boğazım düğümleniyor. Allah öyle bir acıyı bir daha yaşatmasın.
    0 ...
  27. 350.
  28. Depremi küçük deolsa hatırlayanlardanim. Dogma büyüme Sakaryaliyim sakarya da yaşadık depremi.

    O gece den hatırladığım bir kaç şey var

    Dayımla benim üzerime4 köşeli kolonlar yıkıldı yani etrafımız üstümüz her yerimiz kapalı zifiri karanlık, sadece dayımın -Dur oğlum dayan oğlum ben burdayım, deden cikaricak şimdi bizi dur canım oğlum dediğini hatırlıyorum, gözlerimize sürekli tozlar düşüyodu, dayıma sarılıp bekliyodum,

    Daha sonra duvarı kirdiklarini hatırlıyorum vebizi ordan çıkarmaya çalışıyolardi, ilk beni almaya calistilar, daha sonra dayımı aldılar.

    Depremde amcalarım, yengelerim, kuzenlerim yigenlerim hepsini kaybettim. Zaten babamı da 5 aylıkken kaybetmisim ya neyse.

    Daha sonra bir çadırımiz vardı 6 kişi orda kalırdık teyzemler dedem dayım, fareler cirit atardı etrafta üzerimizden geçtikleri olurdu. Bahçe de ateş yakıp patates kozlemistik.

    Hatırladıklarim bunlar fakat eksiklerini çektiklerim çok, Allah' tan gelene amenna, Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.

    bu sene o dayım ve dedemi de kaybettim.
    insan alışır mı ki kaybetmelere?
    2 ...
  29. 349.
  30. baya baya ufak olduğum zamandır...hatırlıyorum ev sallandığında ya annem ya babam kafamın üstüne yastık mı ne tutuyorlardı...ne gündü allah bir daha göstermesin kimseye...
    0 ...
  31. 348.
  32. toplumun üzerinde çok büyük yaralar açmış bir felakettir. umarım bir daha yaşanmaz.
    http://www.youtube.com/watch?v=SrG2d7ziRZM
    0 ...
  33. 347.
  34. yasadigim depremdir.Arabada yatmistik ailecek..basimiz sagolsun.
    0 ...
  35. 346.
  36. Annemi, babamı, 1 abimi, 1 kız kardeşimi, anneannemi, dedemi, 2 amcamı kaybettiğim deprem. Hayatın beni yalnız olmaya mecbur ettiği gün. Öylesine zor bir durumdu ki benim için.
    Çınarcık'da oturmaktaydik. Ben dayimin yanina anyalya'ya gezmeye gitmiştim. Güzel bir lise kazandığım için bir tatil ödülüydü güya.
    Sonra bir gün denize götürdü dayım bizi. Çok hoşuma gidiyordu yüzmek. Yengem de mangal yapıyor ne kadar güzel bir gün diye düşünüyordum. Yemegimizi yiyip eve geçtik. Sonra televizyonu açtık. O haber. Ben Ağlıyorum, kuzenlerim ağlıyor, dayım zor tutuyor kendini, yengem de ağlıyor ancak hepsi bana bir şey olmamıştır diyor. Sarıldık telefona. Lakin çalmıyor. Hayat benden sevgiyi aldı o gün. Sonrasında ise dayım baktı büyüttü beni. Kuzenlerimi kardeş gördüm, dayımı baba yengemi anne. Lakin ne annemin cesedi bulundu ne babamın ne de kardeşlerimin. Öyle boktan bir hayat işte. Kolay geliyor ancak henüz 14 yaşında dayım beni aldı karşısına.
    bak dedi. Sen artık koca kız oldun dedi. Uzuleceksin aglayacaksin tabi dedi. Ama harap etme kendini. Bundan sonra biz varız kızım dedi. Elimden gelen her şeyi yapacağım senin için dedi. Sen bana ablamın borcusun dedi. Uzun uzun konuştu. Ikimiz de ağladık. Ama o kadar lafını içerisinde en önemlisi sen artık koca kız oldun lafıydı.
    Insan ancak en sevdiklerink kaybedince büyüyor. Ben o zaman anladım.
    10 ...
  37. 345.
  38. felaketin olduğu yıl Süleyman demirel cumhurbaşkanı, Bülent Ecevit başbakandı. felaketin olduğu bölgeye bu yöneticiler bir kere gitmedi ve ilginçtir kimse bunun hakkında yorum yapmaz onlara laf kondurmaz.

    o dönemde toplanan yardım paraları birilerinin ceplerine indi ve bunların hepsi aklandı. ahlaktan dem vuran bazı siyasetçiler (bkz: devlet bahçeli) partisinde yapılan bu yolsuzluğa sesini dahi çıkaramadı.

    çok şükür günümüzde yardım paralarının başına ne gelir derdi yok. mesela Soma'ya yapılan yardımların hepsi yerine ulaştı.
    1 ...
  39. 344.
  40. 8 yaşımdayken yaklaşık bu saatlerde öncüleri gelmeye başlamış ve 3 gibi de gerçekleşmiş son yılların en büyük depremi.

    hayatımı değiştirdi diyemem ama geceleri korkuyla uyanmama yol açmaya başladı o günden sonra. kaç aile tümden yitti gitti, kaçı parçalandı perişan oldu sayısını bilmiyorum.

    fakat hala unutamıyorum o enkaz çalışmalarını.

    allah bir daha yaşatmasın demekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.
    0 ...
  41. 343.
  42. gidenlerin ardından hiçbir şey yapamadığımız, yapamayacağımız korkudan tek damla yaş dökemediğimiz, kendi canımızın kurtulduğuna sevinip sevinmeyeceğimizi bilemediğimiz, en küçük sarsıntıda o milyonları tekrar kaybettiğimiz, her hüsranımızın artık 7.4 olduğu, her giden canın milyon sayıldığı, hiç birinin artık eskisi gibi olmadığı, 15 yıl.

    17 08 1999 bugün tam 15 yıl oldu. bugün tam 15 yıl öldü..

    o gün yaşamını yitiren binlerce değerli vatandaşımıza bir kez daha allah'tan rahmet, geride bıraktıklarına sabırlar diliyoruz. zor her yıl aynı tarihte yeniden hatırlamak..
    0 ...
  43. 342.
  44. 3 yaşındayken istanbul'da yaşadığım depremdir. Umarım bir daha asla tekrarlanmaz.
    0 ...
  45. 341.
  46. unutulmamalıdır.

    17 Ağustos 1999
    "Öldürülenler, öksüz, yetim, sakat ve evsiz bırakılanların anısına "
    Oradaydım.
    Gecenin sabaha çıkmadığı tek güne şahit oldum. Yeryüzündeki bütün annelerin ağladığını gördüm, bütün çocukların öldüğünü, bütün babaların toprağa gömüldüğünü, bütün aşıkların derin uykuydayken birbirine sarılarak açılan dev mezara düştüğünü gördüm.

    03. 04: Garip bir korkuyla sıçradım yatağımdan. geceden açık olan pencerem kapanmıştı. rahatsız edici bir sessizlik vardı gecede. Ürperdim yavaşça mutfağa gittim. bir bardak su doldurdum musluktan. O ana kadar o kadar sessiz bir geceyi gördüğümü hatırlamıyorum.

    3.05:
    Bardaktaki suyun titrediğini gördüm. Sonra sessizlik büyük bir gürültüyle yırtıldı, duvarlar, pencereler, tavan, taban insanın dokunabildiği görebildiği her şey, her yer büyük bir gürültüyle yırtılıp birbirinden ayrıldı.
    Hareket edemedim. dizlerimin bağı çözülmüştü. sendeledim düştüm. Gürültü dinmiyordu. Koca melek israfil surunu almış karşıma dikilmiş ve son nefesini tüketene kadar suratıma üflüyordu.
    Annemin çığlıklarını, babamın çaresiz sesini duydum. Tam kırk beş saniye sürdü, sonra durdu. O zamanlarda dışarıda olan herkesten ve her şeyden beni koruduğuna inandığım ev, annemin özene bezene dizdiği eşyalar, babamın oturup TV seyrettiği kanepe kardeşlerimin, süslü cicili bicili odası, kitaplarım ve kalemlerimle birlikte benim odam hepsi birbirine girdi.
    3.07:
    Alçaldığımı hissediyorum. sessiz ama sarsıcı bir düşüş bu, çaresizim, donup kaldım. Düşünemiyor, hareket edemiyor, bağıramıyordum. sonra karanlık çöktü. Yukarıdan düşen bir şey sol kolumun üstüne düştü.
    7.00:
    Hala karanlık her çok uzaklardan sesler geliyor, ağlama sesine benzer yardım çığlıkları. Sonra duvarlarda biri geziniyor sanki. Tak tak topuk seslerini duyuyorum.
    Bir adam bağırıyor: " Sesimi duyan vaaaarr mı?
    "Ben varım demek" istiyorum. "Annem var babam var iki kardeşim!"

    Ağzım tuhaf, kupu kuru. Çimento kokusu burnumu sızlatıyor. Tek kelime çıkmıyor ağzımdan. Rüyada çok istenir ama bağırılamaz ya öyle.
    Sonra bir ses daha yüksek perdeden bağırıyor: Sesimi duyan vaaaaar mı?

    Yerimden kalkmaya çalışıyorum. Üzerimde bir ağırlık var. Sadece sağ kolum beni dinliyor, yerdeki bir şeylere çarpıyor. Yokluyorum: çaydanlık.
    "Ne güzel çaylar içmiştik bununla" diyorum. Demli çay kokusu zihnimde dolaşıyor. Annemin yüzü geliyor gözlerime. Gözlerimi açıyorum kimse yok sadece karanlık. Bir anda gözyaşlarım boşalıyor gözlerimden. Sesim açılıyor ,ağlıyorum hüngür hüngür,. Çaydanlığı alıp hırsla vuruyorum beton zemine. Çeliğin yere çarpmasıyla "çınnnnnn! diye bir ses çıkıyor. Bir daha, bir kez daha... Ağlamaktan yorgun düşüyorum. Gözlerim kapanıyor. Her şey tekrar karanlığa düşüp gidiyor.
    11.00 gözlerimi açtığımda gün ışığı doğrudan doğruya içine doluyor. tekrar kapatıp daha temkinli açıyorum. Karşımda turuncu giysili baretli bir adam var. " iyi misin? diyor. iyiyim diyemiyorum.
    11.07 yükseldiğimi hissediyorum. üzerimdeki ağırlık kayboluyor. dört adam bir sedyeye alıyorlar beni. ambulansa biniyorum. yüzüme saydam bir maske takıyorlar. tap taze serin, ıslak hava ciğerlerime doluyor.

    20 Eylül 99: Hastaneden aileme koşuyorum. Uzun zamandır görmedim onları. Bir an önce kavuşmak istiyorum.

    kendimi yan yana dizilmiş dört mezarın başında buluyorum.
    Sol kolum yok.
    Yer yarılıyor tekrar ama beni içine almıyor. yer yüzünde bir başıma kalıyorum...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük