Bugünün yine 17 ağustos olması vesilesiyle 1999 yılın o sıcak gecesine tekrar gittik ve yaşadık felaketi. Gölcükteyim ve burada da anma etkinleri düzenliyor belediye.
Enkazdan çıkmalarına yardımcı olduğumuz o aile şimdi nerede ne yapıyor acaba çok merak ediyorum.
o gün babamın kucağında uyuyordum.O gün ateşim vardı ama biraz iyileşmiştim.Gözlerimi açtığımda dışarıda olduğumu fark ettim.Sola baktığımda çoğu apartmanın yıkıldığını görmüştüm.Şansımıza bizim apartman sağ kaldı.
Apartmanın 5.katında iki tane sarhoş adam "Hop ne oluyor,niye dışarıdasınız" diye bağırıyordu.Herhalde kafaları güzel olduğundan depremi hissetmemişlerdi.insanların yüzüne bakınca gördüğüm tek şey korkuydu.Bazıları olayın şokundan dolayı ağlıyordu.
Annem endişeli,babam ise klostrofobisinden dolayı şoktaydı.Deprem enkazında kalmaktan o kadar korkuyordu ki bu korkuyu halen üstünden atamamıştı.Ben ise neler olduğunu anlamamıştım.Hastalığımdan dolayı yine bitkin düşmüş,uyuya kalmıştım.Deprem olduğunu ertesi gün öğrenmiştim.
Şu anda bunları yazabilecek kadar hatırlıyor olabilirim.Belki ne yaşadığımı zaman içerisinde unutacağım.Lakin 17 ağustos dendiğinde o gün ile ilgili hatırlayacağım tek şey oradaki insanların korkusudur.O korkuyu hiç unutamayacağım.
Doğu'da olduğum halde büyüklerimizin deprem günü farklı bir havanın olduğunu toz bulutu gibi bişey,bir felaketin olduğu havadan rahat anlaşılıyordu,o zamanlar 8 yaşındayım,Allah bir daha böyle acılarını yaşatmamasını dilediğim ağlanası bir olaydır.
Mudanyadaydım yazlıkta. Yaş 13, play station alınmış yeni deli gibi fifa 98 oynanmaktadır hala oğluyla.
Gece saat 01:30... net hatırlıyorum. Aleti kapattık uyku moduna geçtik ranzada. Bende uyku yok tabi, kuzeni lafa tutuyorum. Sebepsiz bir şey geliyor aklıma "lan olm, bir deprem olsa ranzanın altındakine ne olur" dediğimi hatırlıyorum..el-cevap "pestil olur amk"...
Gülüşüyoruz..uyuyoruz..
Sonra kıyamete uyanıyoruz. Ben ranzanın üzerinde öyle bir atlıyorum ki çizik olmasın diye gözünün içine baktığım playstation'u tuz buz ediyorum can havliyle.
Güzelyalı kumsalı insan kaynıyor...yıldızlar o kadar yakın ki, elimi uzatsam tutacak gibiyim...
Üniversitede öğrenciydim ve o yıl havalar çok sıcak geçiyordu. Bir kaç gün önce tam güneş tutulmasına şahit olmuştuk. Çevremde hep böyle durumlarda bir felaket olacağı söylentisi dolaşıyordu. 17 ağustos sabahı uyandığımızda deprem haberini duyduk. içimiz cayır cayır yandı. Depremden çok uzak bir coğrafyada yaşamamıza rağmen tanıdıklardan ölenler olduğunu duyduk. Sesimi duyan var mı haykırışı hala kulaklarımda. Veli göçer ismi ise kıyamete kadar lanetle anılacak isimler arasına girdi.
Allah bir daha o günleri yaşatmasın. o günleri dün gibi hatırlayan ben ve benim gibi olan bir çok insan için acı ve hüzünden başka bir şey kalmamıştır geriye. meydana gelebilecek olası bir daha ki depremde can ve mal kaybını düşünmek bile ürkütücü.ve ayrıca, Bir şehir düşünün 16 senedir en ufak bir önlem bile almamış Allah'a emanet yaşıyor 20 milyona yakın insan.
bu gece 16. yılını dolduracak olan depremdir. allah bi daha o günleri yaşatmasın, 13 yaşındaydım ve de hayatımda yaşadığım ilk depremdi. kıyamet kopuyor falan sandım hey gidi günler hey ne çabuk geçmiş 16 sene.
1939 Erzincan, 1967 Adapazarı depremi gibi facialara yol açan lanet Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bir başka güç gösterisi olan deprem.
1939'da da mı ABD vardı? 1967'de de mi? Binlerce yıldır bu fay hattında ölü sayısı çok yüksek yüzlerce deprem oldu. Bitmek bilmeyen 1509 istanbul Depremi de bunların arasındadır. Bunu da o zaman olmayan ABDliler zamanda geriye gidip mi başardılar?
Şu saçma sapan, her şeyin altında ABD'nin, israil'in parmağı vardır tarzındaki aptalca paranoyalarınızdan vazgeçin artık, işin kolayına kaçmayın. Gerçeklerle yüzleşin. bu depremin sebebi neymiş, neden olmuş, tedbir için neler gerekli öğrenin. Hem de bi tanesi daha burnumuzun dibindeyken.
ister inanın ister inanmayın ama gerçekten amerika'nın parmağının olduğu depremdir. allah'ın işi, zaten olacağı vardı, doğal afet falan demeyin gidin araştırın.