öncelikle her iki siyasi partinin adayına her ne olursa olsun bize demokrasinin kısmen de olsa ne olduğunu hatırlatacakları için teşekkür ederiz. ancak bir grup var ki şaşkınlık içerisinde okuyorum. uzun yıllardır iktidara sahip olanlar için maçası yiyorsa televizyon ekranlarına çıksın ama çıkamazlar yolsuzlukları gün yüzüne çıkacak rezil rüsva olacaklar gibi ipe sapa gelmez sözler sarf edip, an itibariyle ise yıllardır çıkmıyorlar şimdi acaba neden çıkıyorlar bir oyun mu oynanacak gibi mesnetsiz ifadeler kullanıyorlar. arkadaşlar Dürüstlük kişi, aile ve toplumlar için hava, su ve gıda kadar önemli ve gereklidir. Bu erdemi kaybeden fert ve toplumlar fesada uğrarlar. sıkı bir cumhur ittifakı seçmeni olarak 23 haziranda millet ittifakının adayına oy vermeyi düşünüyoruz lakin bu tür karalamalar insanların kafalarında acabalar oluşmasına sebebiyet verebilir.
Kesinlikle ismail Küçükkaya çok üstünkörü ve sığ sorularla, ne şiş yansın ne de kebap misali ılımlı bir bir tartışma yaratmaya çalışacaktır! ki yapmalı da böyle; çünkü eğer çok derine inerse vali meselesi ve pkk'nın imamoğlu'na destek verme meselesi(!) ispark'taki yolsuzluk olayı belediyecilik yarışından siyasi bir boyuta taşıyacak tartışmayı!
"ben buraya niye geldim. niçin geldim. bunu izaha gerek yok. görüyorsunuz yürüdüm geldim. buraya geldik de gelmedik mi dedik. bunlar hep bir takım uydurmalar."
imamoğlu’nun bir an önce 31 mart kısmını geçmesi gerek. Binali bey zaten o kısımdan çakmış durumda. Binali bey olayı şahsileştirme olayına girişip mazlum edebiyatından yürüyecek. imamoğlu bey ise haklı iken haksız duruma geçmemek adına sakin kalabilmelidir. Küçükkaya bu gece tek falsoda stüdyoya gömülebilir.
imamoğlu ulti açmış, öyle böyle bozmuyor.
Adam anlattıkça karşıdakinin şirazesi kaydı, cevaplama yeteneği titreşime geçti.
Alakasız şeyler söyleyip kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Ekrem imamoğlu’nun cahile anlatır gibi anlattığı programdır. Binali yıldırım biraz soluk kalmıştır. Binali yıldırım girişte ilk soruya cevap olarak çaldılar demiştir ki ysk gerekçeli kararında böyle bir şey yoktur. Binali yıldırım anadolu ajansını kabul etmiyor fakat anadolu ajansı başkanının erdoğan şapkalı fotoğrafı vardır. Binali yıldırım 1994 yılından bu zamana yapılanları anlatıyor ki bana göre yapılanları ne binali yıldırım, ne rte ne kadir topbaş kendi cebinden yapmıştır ve 1994 ile 2019’u kıyaslamaları ise bambaşka bir dünya. Biraz ilginç bir program oluyor.