ispanya'nın iyi oynayamadığı, girdiği pozisyonları da değerlendiremediği maçtır.
şu kadro kalitesini ve isviçre'yi göz önüne alırsak, ispanyolların çok daha etkili olmaları gerekirdi. topun ispanya'da kalmasının tek sebebi isviçreli futbolcuların katı savunma anlayışları ve "topu uzaklaştıralım, kaleye girmesin de nereye giderse gitsin" düşünceleridir. topla ispanya oynamamıştır, isviçre oynatmıştır fakat buna rağmen ispanyollar, girdikleri pozisyonları da değerlendirememişlerdir.
ve dediğim gibi, şu kadroyla bu oyun ispanya için hiç mi hiç iç açıcı değildir. son vuruşlardaki beceriksizlikler de gözden kaçmadı tabi. isviçre kendi yarı sahasından çıkmazken yenen gol de ispanya'yı tamamen "ııı bok" takımı yapıyor şu noktada. olmaz böyle.
ispanyol taraftarların günah keçisi olarak ilker casillas'ın güzel gazeteci sevgilisini seçtiği maçtır. futbolun içinde herşey var arkadaş, futbolu güzel yapanda bu değil mi zaten.
barceolna inter milan şampiyonlar ligi yarı final eşleşmesinde inter çanakkale geçilmez yapıp, barcelona'yı yendiğinde gerek internet ortamında, gerekse başka yerlerde "oohhh yeeaaah işte mourinho" diye kendinden geçen birçoklarının isviçre'nin kazandığı maçta anti-futbol'a demediklerini bırakmadıkları maç olmuştur.
lanet olsun isviçre'ye de, oynadıkları futbola da...
adam değilsin sepp blatter.
isviçre'nin skora, ispanya'nın futbola oynadığı maç. hayatım boyunca fırsat buldukça maç izledim, aşırı bir fanatikliğim yoktur ve hiçbir zaman defans yapan takımların oynadığı oyunu sevmedim. bunu sadece bizim milli takım yaptığında hoşgörebilirim onun haricinde defansif futbol kalsın. yok mücadeleymiş, istenilen neticenin alınmasıymış, etten duvar örmekmiş falan. dün mesela kuzey kore kalesi 25 tane şut görmüş, kuzey kore'nin buna cevabı bir elin parmaklarını geçmez. az kalsın berabere kalıyorlardı. şimdi adalet mi bu? bugün ispanya da kazanmak için elinden geleni yaptı ama isviçre öyle bir kapandı ki, kore'yi bile solda sıfır bıraktı. etten duvar örmek fiilinin tam karşılığını gördük sahada bugün. sonuç olarak futbol değil iyi defans yapan kazandı. ispanya gruptan çıkar mı? çıkar ama toparlanması lazım. isviçre ile şili ile biz futboldan sadece nefret ederiz.
bu maçla anlamış bulunuyoruz ki xavi ile iniesta her türlü yan yana oynayacak. arkalarına da alonso'yu alacaklar. iniesta gibi bi adam sol kanatta harcanmamalı. pedro falan oynasın orada.
kupanın kaderini değiştirmeyecek olan maç. ispanya yine rakipleri ipe dizecek, finalde de çok büyük bir ihtimalle brezilya onu bekliyor olacaktır. *
ispanya'ya yenilgiyi getiren faktörler ise;
- david villa'nın gününde olmaması. **
- fernando torres'in geçirmiş olduğu sakatlığı henüz atlatamamış olması.
- pek rastlamadığımız, xavi'nin iniesta'yı yalnız bırakması.
son olarak; vuvuzela'nın etkisi yadsınamaz.
edit: iki takım fikstürden dolayı finalde karşılamazlar. *
yine kotu futbolun kazandigi mac olmustur. tamam ispanya gibi bir ekibe karsi cok ofansif bir oyun ortaya koymasi beklenemez hicbir takimin. ama canakkale gecilmez ve belki bir kontrayla maci alirim mantalitesi de artik canimiza tak etmistir. futbol yalnizca kazanmaya dayali bir olgu degildir ki. oyle olsa adina oyun denmezdi. kazanmak icin keyifle mucadele edilen seydir oyun denen sey. futbol oynamak isteyen ve istemeyen takimlar olarak ikiye ayrilsin ulkeler. kupalar da buna gore organize edilsin. isvicre de yunanistanla oynasin habire. gorsun bakalim nasil oluyor oyle futbol.
milli takimlar seviyesinde futboldan boyle boyle soguyor insanlar.yazik oluyor dunya futboluna. dunya kupasi gibi harikulade bir eglence firsati sikintiya donusuyor.
david villa ve david silva'nın muazzam derecede kötü oynamaları neticesinde barcelona'nın(!) pardon, ispanya'nın golü bulamadığı maç olmuştur. sonradan giren fernando torres'te de bocalamalar vardı. ilk maçın etkisidir deyip önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
sergio busquets gibi bir kalasa david silva'nın kötü oyunu da eklenince ispanya'nın kaybettiği maç olmuştur. ama tabi ki ispanya maçın tek hakimi olmuştur ve şampiyonluk için en büyük adaylardan biridir.
isviçre'nin ite kaka bir gol atıp sonra da üstüne yattığı maçtır.o değil de busquets oynarken fabregas ve torres'in kenarda oturmasına anlam veremedim.
ispanyanin kupayi alma ihtimalini ortadan kaldiran mactir. aha buraya yaziyorum.
(dunya kupasi istatistiklerine gore ilk maci kaybeden hicbir ulke kupayi alamadi.)
barcelona'da top koşturan ispanyol milli takımı futbolcuları 28 nisan 2010 fc barcelona inter milan maçının bir benzeriyle karşı karşıya kaldılar ve yeniden aynı hayal kırıklığına uğrayarak bu acıyı farklı takımlardan gelip ''milli takım''larını oluşturan diğer ispanyol futbolculara da tattırdılar.
maçın ikinci yarısında iker casillas dışındaki bütün ispanyol futbolcular xavi hernandez ve jesus navas' ın açacağı ortalar ve araya atacağı toplarla gol bulmaya çalıştı; lakin bu toplar ortalanıp, paslar atılırken de ceza sahasında yalnızca iki oyuncu -david villa & fernando torres- çakılı olarak top bekliyor, gerard pique ise ara sıra içeriye doğru hareketleniyordu o kadar... nkufo hariç ceza sahası ve çevresinde bulunan 10 isviçreli futbolcunun arasından golü bulmak da kolay değildi hani; zira istediği sonucu elde edemedi ispanya, kalesinde gördüğü bir gole karşılık veremeyince tek farkla mağlup oldu ve bu maça 2-3 gol bahsi oynayan bana, hatırı sayılı bir miktarda para* kazanmayı çok gördü ispanya...
Ahh be eren, o vurduğun top direkten dönmeseydi, gol olsaydı keşke...*
durun tanım geldi: normal süre ve uzatmalarla birlikte toplam doksan altı dakika oynanan maçtır.
2010 dünya kupasına katıldığımızın resmi gibi maç olmuştur. vuran türk,koşan türk aynı anda oyuna giren ve oyundan alınan oyuncular türk.
(bkz: isviçre yenince biz de şok olmuş sayıldık)
günümüz futbolunda artık ofansın değil defansın moda olduğunu gösteren maç olmuştur. artık peleler, messiler, maradonalar değil ferdinandlar,terryler, puyollar şöhret olacaktır.
