lan bu quaresma ne biçim bağladıysa beni kendine, nasıl bir hayran bıraktıysa artık, onun olmadığı maçları izlerken eksik hissediyorum kendimi ekran başında. sahanın her yerinde onu görür gibi oluyorum. şimdi olsa ne yardırırdı diyorum. iyi ki ibrahim üzülmez var da allah ne verdiyse yardırıyor. ama beşiktaşım her halükarda alacak bu maçı. şöyle gollü bir şeyler olsun ki neşemizi bulalım.
roberto hilbert in gerçekten futbolcu olup olmadığı kuşkusunu doğuran maç. ayrıca holosko bu haliyle muhtemelen o formayı bir daha rüyasında bile giyemez, giydirmez şuster abi. giydirmesin de zaten. ibram üzülmez de emekli olsun gari.
hilbert, holosko ve tabata'nın feci aksadığı ve beşiktaşımızın sonraki maçlar için avantaj sağlaması adına mutlaka kazanması gereken maç.
lige verilen arayı değerlendiremeyip o kadar değerli futbolcuları bu patates tarlasında koşturmak resmen cinayet be demirören. yok zaman sıkıntısı varsa lig başlamadan aklınız nerdeydi? takır takır oynayacak futbolcuların var ama bu sefer de saha kötü.
not: adanalıyım, bekarım, 24 yaşındayım... bu ne len!
ilk yarısı golsüz berabere biten maçtır. gol pozisyonu bile yoktur. cska oyunu orta alanda iyi hapsediyor. oyuncu değişiklikleri gelmezse bu maç 0-0 biter. gözler necip'i arıyor.
