Darbe anında dışarda arkadaşlarla pes atmış eve dönüyorduk. Tepemizden geçen f16 lar bizi şüphelendirdi. Ve eve gidince de haberlerde darbe olduğunu öğrendim. Tayyip insanları sokağa davet edince de milli bir görev olarak düşünüp aşağıya indim.
O gün akşam istanbul'a gelmiştim,arkadaşlarımla görüşecektim.Bana dediler ki senin şansını s*keyim. (Tatile gittiğimizde de Bodrum'u sel basmıştı.Artık kimse benle şehir dışına da gelmiyor)
Babam 80 darbesinde 1,5 yil hapis yatmis bir adam. Evde oturmus televizyondaki haberleri beraber izliyorduk. Saat 10 gibi babam "yapacaginiz darbeyi skiyim" dedi ve yatti. Bende on dakika sonra uyudum.
Domates taşımıştım tarladan fabrikaya gerek gece beşte kalkmış olmaktan ötürü gerekse temmuz güneşinin bütün gün şuurumu sikmesinden mütevellit kamyonu park edip eve yürürken kahvede bir sürü adamın toplanmış ayakta tv de dünya kupasında final oynayan türkiye gibi önemli bişey seyrettiğini güçlükle idrak etsem de eve gidip duşa girmekten ve iki lokkma bişey yemekten beni o anda kimse alıkoyamadı. .
Sosyal medyada insanların sokağa çıkmaması konusunda uyarılarda bulunuyordum. Biliyordum da insanlar sokağa çıkmadan da devletimiz bu problemin ustesinden gelebilecek güçtedir.
akşam pazarından bileklik alıyordum. bileklikte balık mı olsa kuş mu derken arkamdan bir teyze 'ay darbe oldu' dedi. bende 'o bol oldu' anlayıp 'yok aslında düşecek kadar bol değil' demiştim. sonra arkadaşım aradı. 'dışarıdaysan hemen eve git darbe oldu. burnunuzu dahi çıkarmayın dışarı' dedi. orada aydınlandım.
tatilimin son birkaç gününde antalya eski otogar civarında sokakları arşınlıyordum. ardından talihsiz bir telefon geldi ve kendimi cumhuriyet meydanında darbeye hayır diye bağırırken buldum. tabi ki ilk yarım saat deli muamelesi gördükten sonra millet de ayıktı duruma.
havalimanı, köprü tutma ve genelkurmay başkanını esir alma saçmalıklarının 3ü bir arada yapılınca bi "yapıcağınız darbeyi sikiym" de benim babamdan geldi. o gidip yattı. ben düzmecede olsa bi darbe izleme heyecanıyla trtdeki bildirgeyi okuyup durdum.
o gece hava çok soğuktu, tiftik hırkamı giymiş (sadece tiftiği ben giyebiliyorum , bana batmıyor) show tivideki çocuk piyeslerini izliyordum. Aslında gözlerim dalıyordu, çünkü çok yorgundum, bütün gün çalışmıştım. benim odamda genelde telefon çekmez ama her ne hikmetse o gece çaldı. arayan angela'ydı, güzeller güzeli rus arkadaşım. sesi heyecanlı geliyordu, haberleri duydun mu dear, dedi. ben şimdi türkçesini yazıyorum anlayın diye, yarı rusça yarı ingilizce konuşuyorduk. her neyse, hemen yukarı gel vaskalaryam dedi. apar topar giyinip yukarı çıktım, holde büyük bir kalabalık televizyon izliyordu ve büyük bir panik havası hakimdi. televizyona baktığım anda neler olup bittiğini anladım, angela kollarını birbirine kavuşturmuş yanıma geldi,üzgün ve endişeliydi. üzülme cancağızım dedim , ona sarıldım.
temmuz ayının ortası yani cumhurbaşkanı'nın kendisi dahil, bir çok vatandaşımız ve yazar arkadaşlar gibi tatildeydim. Bulunduğum yerde limited imkanlarla sosyal medyadan takip ettim, TV filan yoktu. FETÖ infaz listesi top 1000 içinde olduğum için biraz yısıf yısıf bekledim son durumları. tatil yerinde kimsenin darbe olduğunu filan siklemediğini gözlerimle gördüm ama. memleket yıkılıyor, tatilciler flash TV ortamı kurmuş, keyfinde aleminde. Ertesi gün TV'de detayları görünce vay anasını avradını dedim, tatilden döndüm. bir akrabam köprüde şehit edildi, cenazesine katıldım. Hayatımın en acayip dönemiydi.
halı sahada maç yapıyordum ben. maç başlamadan twitterda gördüm ancak birileri trollüyordur diye sallamadım. maç bitince öğrendim ki neler neler olmuş.