Uyuyordum. Sonik patlama sesi ile uyandım. Ailem bana ' oğlum darbe oluyor sende git köprüye' dedi. Lakin ben 'benim uykumdan dahamı önemli lan' dedim ve vurdum kafayı tekrar uyudum.
biz arkadaşlarla meyhanede yakalanmıştık. şef garsonla aramızdaki dialog şöyle geçti:
-şefim su var mı?
-var.
-rakı var mı?
-e var tabi.
-ekmek var mı?
-var.
-e devam o zaman. en kötü burda sabahı ederiz...
trt'deki kadıncağızın görüntüsünü izledik meyhanedeki televizyonda. neyse masadaki rakı bitti. dedik bir bakalım. sokaklarda durum ne diye. izmir bostanlı'da kimileri bizim gibi içmeye devam ediyordu, kimileri atm'lerde inceden bir kuyruk oluşturmaya başlamıştı ama büyük bir panik yoktu. biz de biraz nakit çektikten sonra, tekelden birkaç paket sigara, bir 35 lik rakı, 4-5 tane de bira alıp eve geçtik. sokağa çıkma yasağı falan olursa, sigarasız kalınmasın hesabı... eve gittik televizyonu açtık ki ne görelim? aaa facetime da bizimki konuşmakta. * dedik ki bir halt olmaz bu darbe girişiminden, demokrasimizde de (!) zeval gelmediğine göre; yatalım uyuyalım bari. budur.
iznik gölü kenarında ailemle kamp yapıyordum. Annemlere köprü kapatılmış dedikten sonra uyuyakalmışım gece bir iki uyanıp iyi misin mesajlarına şaşkın şaşkın bakmıştım. Sabah uyanınca öğrendim her şeyi.
bizim rızayla beştepe taraflarındaydık.
hem içiyor, hem memleketin ahvalini konuşup,
" ne olacak bu cari açık " diye kahırlanıyorduk.
o ara malumların o güne kadar beraber ıslanıp,
beraber aşna fişne, kumpasa teşne yaptıkları arkadaşları,
249 insanımızın canını alıp, darbe yapmış iyi mi ?
1.köprüden geçtim ve tam Bostancıda arkadaşlar ile oturuyordukim ki . Gerçek olduğunu anlayınca eve gittim. Trafik falan zaten felç idi. Ne olduğunu anlamadan engellendi. Sonra bir ara uyuyakalmışım. Şüphesiz balikesirli şaşırmıştı.
bursa-gemlik'te kuzenime seyahate gitmiştim. rakı içiyorduk. o zaman ki sevgilim afyon'da akraba düğünündeydi.
beni aradı istanbulda yollar kapanmış köprüye askerler vs gelmiş acaba darbe falan mı oluyor dedi.
saçma sapan konuşma ben içiyorum sana mı yarıyor kızım, kapa hadi kuzenlere ayıp oluyor dedim telefonu kapadım.
yarım saat sonra öğrendim ki darbe girişimi varmış.
evde wot ismindeki oyunu oynuyordum. ** kafa ve vücüt yekpare tanklarımla o savaş senin bu savaş benim çarpışıyprum. salondan gelen tv sesinde tanklar boğaz köprüsünde, tanklar ateş etti gibi sesler duydukça "ulan bu kadarda oyunun etkisine girme" diye mırıldandım kendi kendime ve gülümsedim. meğersem gerçekmiş.
Sözlükteki akp yi beğenmeyenlerin çoğu bankamatik bankamatik dolaşıp para çekmek ve ondan sonra da market market dolaşıp eve makarna yığmak peşindeydiler.
açıkçası bazı akpli mv, başbakan ve cumhurbaşkanları gibi girecek delik aramadım. evde çekirdek çitleyip, zaten zayıflamış, bitmekte olan akp'ye neden darbe yapıyorlar ya hu diyerek konuyu anlamaya çalışıyordum.
O akşam 9'da işimden çıkmış saat 10:10'da kızılaya gelmiştim. Kızım için gece açılan seyyar satıcılardan oyuncak aldıktan sonra 22:30'da otobüs beklemek üzere colins mağazasının önüne geldim. O sırada havada uçaklar uçuşa başlamıştı. saat 23:00 olmasına rağmen otobüs hala gelmemişti. O sırada sıhhıye tarafından kızılaya doğru koşan insanlar gördüm. ilerleyip baktıktan sonra tankların geldiğini gördüm. Önüne geçen ne varsa ezerek geçiyordu.
ilk darbe olmadığını ve savaş çıktığını düşündüm. Haberlere baktığımda binali yıldırımın açıklamalarını okuduğumda darbe olduğunu anladım.
Tanka yapacak bir şeyimin olmadığını biliyordum. Ancak ak partili olmamama rağmen darbecileri durdurmak adına tankların paletleri arasına uzun saçlı bir arkadaşla kırılan refüj demirini soktuk. Ancak tank durdurmaya yetmedi tabikide.
Yürüyerek dikimevine geçtim. Bir taksiye atlayıp eve gittim. Haberleri izlerken telefon geldi ve göreve çağırdılar. Bu sefer arabama atlayıp burada adını söylemek istemediğim iş yerine gittim ve sınırsız süreli nöbetlere başladım.