yanılmıyorsam ahmet hamdi abimiz, saatleri ayarlama enstitüsü'nde bahsediyordu "hürriyet" ve bu ilkenin, yitip giden anlamından. ve gene yanlış hatırlamıyorsam diyordu ki;
"madem ki hürriyet öyle önemli, ehemmiyet sahibi bir şey... neden bulduğumuz zaman yeniden kaybetmeyi göze alıyoruz? neden elimize geçtiğinde, sıkı sıkıya tutup da elimizden kaçmasını engellemiyoruz? yoksa ki hürriyet dediğimiz şey o kadar ehemmiyet sahibi bir şey değil mi?"
özetle durum budur bu konuda da. eğer ki hürriyet, gerçekten de önemli bir hadiseyse elimizdeyken tutabilmek, kaçtıktan sonra yakalamaktan daha kolay olacaktır. ilgili tarihlerde şehir dışında olma ihtimalim var. ve fakat eğer ki bir şekilde 15 mayıs 2011 tarihinde istanbul'da olursam kesinlikle katılacağım. gerekirse pembelisinden askerlikten muaf tutulanlarca coplanacak, tekmelenecek, burnumu tekrar ve belki aynı yerinden kıracağım. belki sevgilimi üzecek ve valide sultanı tedirgin edeceğim. ama sırf ahmet hamdi abiye "hürriyet bu kadar ehemmiyet sahibi" diyebilmek için dahi orada olacağım.
"otsbir siteleri kapanıyor" şekilndeki düz mantık sahipleri, zaten kör bir bağlılığı kabul ettikleri için kendilerine tek bir kelâmım olmaz. ve fakat öte yandan başlatılacak uygulama ile sansüre uğrayacak tek yerin otsbir siteleri olmayacağını da görebilmeleri, bana göre insan olmanın bir gereğidir. aksi hâlde zaten erişimin, engellenmesi mümkündür.
son olarak, hep savunduğum ve kendime düstur edindiğim bir görüşüm var "baskı, suç oranını arttırmak" türünden bir etkiye sahiptir. baskının arttığı neresi ve tarihin hangi dönemi varsa emin olabilirsiniz ki suç oranı da aynı paralelde artmıştır.
klasik porno severlerin yürüyüşüdür. aaa yok çocuk pornosuna karşıdırlar elbette. keşke o filmlerde anneleri ve bacıları da oynasa diye içimden geçirir dururum hep. acaba o zaman da bu şekilde ağzı salyalı şekilde savunurlar mı diye düşünürüm.
ha unutmadan yürüyüşte likit sabun ve kağıt havlu dağıtılması kararlaştırılmıştır.
adam diyor ki; mevcut durum devam edecek, sadece çocuk, aile gibi profiller oluşturulacak, isteyen bunlara abone olabilecek. sorun ne o zaman? standart profilde devam edersin.
Atatürk türkiyesi'nin sonuna geldiğimiz şu günlerde bu tür düşük desibelli çığlıkların çok da işe yarayacağını düşünmüyorum.
mustafa kemal atatürk'ün mücadelesini dinleyerek büyüdük, yetişkin olduk. binlerce kez, cumhuriyetin bize emanet edildiği o ünlü hitabeyi okuduk.
Tarihi masal tadında dinledik büyüklerimizden, bu sebepledir ki, o ünlü hitabede bahsi geçen iç ve dış düşmanlar, ancak masallardaki kötü adamlar kadar gerçek oldular yüreklerimizde.
Asla karşılaşmayacağımızı zannettik. Neticede o kötü adamlar masalsı tarihimizin birer parçasıydılar ve geçmişte kalmışlardı.
Birgün gelip karşımıza dikildiklerinde ise ne olduğunu anlayamamanın şaşkınlığı içinde kilitlendik, kıpırdayamaz olduk.
Üstüne üstlük yaşadığımız toplumun içinde, çevremizde, bunları destekleyenlerin çokluğunu görüp ürperdik. Masalsı tarihimizde kötü adamlara karşı mücadele eden bir osmanlı paşasının peşinden giderek kutsal özgürlük mücadelesini kazanan sözde kahraman halkın gerçekte varolmadığını, sadece tarihi yazanlar tarafından uydurulduğunu öğrendiğimizde ise zaten artık psikolojik olarak çökmüştük.
Bu korkaklığımızla, bu kişiliksizliğimizle onlara karşı hiçbir şansımız yok... saha da, rüzgar da, hakem de onlardan yana çünkü...
Kutuplaşmanın en sert şekilde toplumumuzu böldüğü şu günler, zamanla özgürlüğümüzde elimizden olacak.
Bir tarafta sayılmak, kendi fikirleri sebebi ile değil öbür tarafa düşman olmak yüzünden olacak.
iktidar hegemonyası farklı olan hiç bir şeye karşı tahammülü olamayacak. Tahammül sınırları daraldıkça özgürlükler sıkışacak, özgürlükler gittikçe birbirinin aynı insanlar, fikirler olacak. Tek tip... Ne komik ve ironiktir ki sosyalizm den korkan muhafazakar kesim şimdi o zaman karşı durdukları sistem araçlarını kullanarak kendi meşrutiyetlerini sağlamaktalar.
insanın en önemli hüvviyetlerinden biri olan özgürlüğü alınmasın. Birey özgür ise makuldür.
Neyse efendiler bu kısa cümlelerden sonra demem o ki biraz fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür iseniz katılın, tepkinizi en demokratik şekilde ortaya koyun.
ankara'da mı istanbul'da mı katılacağıma karar vermediğim yürüyüştür. katılacak olan arkadaşlar bence iletişime geçmeli. bu yüzden önümüzdeki günlerde nerede katılacağı kesin olan arkadaşların organizasyon konusundaki çalışmalarını bekliyorum.
kısıtlanan, sansürlenen sadece pornografik nitelikli siteler değildir. dünkü ekşisözlük olayını duymayanlar var sanırım aramızda. ekşisözlükten ve televizyonlardan bu kadar tepki verilmeseydi, ekşisözlüğün kapatılma kararının "sehlen" olduğuyla ilgili bir açıklama duyurulur muydu sizce? ekşisözlük gibi "sehlen" kapatılacak olan 60 bin siteden söz ediliyor ve bunların en fazla 10 bini pornografik nitelikte.
insanların özgürce fikir tartışmaları yapabileceği, muhalif olabileceği önemli alanlar olan forumlar nereye gidecek size? kalacak mı sanıyorsunuz?
ve ayrıca konu sadece pornografi olsa bile, yasaklar asla bir şeyi çözmez. bu ülkede porno izleniyorsa, bir takım insanın bunu izleme talebi ya da ihtiyacı var demektir. sen pornoyu ellerinden aldığında bu ihtiyacını gidermek için başka yollar buulacaktır. (sapık da olsa bırak kendi evinde odasında yapsın sapıklığını)
kapatılacağı duyurulan sitelerin arasında kaosgl de var, yani gay ve lezbiyenlerin toplum içinde kendilerini hastalıklı ve eksik görmemeleri için, homofobiye karşı dayanışmaları için kurulan site. ne diyeceksiniz? "aman bırak şu topları" mı diyeceksiniz?
demokrasi insanların renk, dil, cinsiyet, ırk, inanç, ideoloji ayrımı olmadan özgürce kendilerini var etmelerine izin vermektir, desteklemektir. sansür, asla demokratik değildir.
bu yüzden 15 mayıs'ta ulusözlükle alanda olacağım.
not: porno siteleri kapatılıyor bırakın kapansın diyen arkadaşların benden daha çok porno izlediklerini düşündüm az önce nedense.