sözlükten arkadaşlarla katıldığımız, sözlükten katılım az gözüksede sözlük olarak binlerle beraber olduğumuz yürüyüş.
emeği geçen herkese helal olsun. gayet yerinde bir yürüyüştü.
bakıyorumda katılanlara ponocu diyen arkadaşlar var. sizede teşekkürler. kendinizi bu kadar güzel
ifade edemezdiniz. gerçekten çok protest adamlarsınız.
iki üç tane kendini bilmez hükümet muhalifinin bağrıştığı son zamanların en anlamsız yürüyüşü.
bence yürüyüşün adı pornoya özgürlük olmalıydı. daha anlamlı ve içten olurdu çünkü.
bu arada ellerinde liseliye özgürlük pankartı taşıyan kişileri görünce ülkenin ne kadar geriye gittiğini bir kez daha anladım. bence beyinine özgürlük ver biraz. paslanmış çalışmadığından.
cumhuriyet mitinglerini hatılartıyor;şeriat,irtica gelecek denilip binlerce insan toplandı. siyasi partilerde bunu kullandı.
şimdide aynı tarz tepkiler verilmekte gene bir takım partiler ve sivil toplum örgütleri ''korku'' üretmeye başladı. bu onlar için bir fırsattır belkide ama tek kelime ile abartıyorlar.
hem eğlendiren hem de düşündüren bir yürüyüş oldu. öncelikle yürüyüş sırasında kendi arkadaşlarını kaybetme riskine karşın benimle ilgilenen ve insanların çok dikkatini çeken güzel anlar yaşamımızı sağlayan ve sadece bir tane olan pankartı bize verdiği için salcaya teşekkür ederim. daha sonra şunu söylemeliyim ki bu tarz ortamlar beni çok mutlu ediyor zira türkiye'de bu kadar aydın, düşünen, düşüncelerini eyleme dönüştüren ve bunu yaparken kalitesini bir gram düşürmüyen insanları görünce "yalnız değiliz ve yalnız kalmayacağız" diyorum. kendi adıma arkadaşlarımla eğlendiğim bir taksim turu olmaktan öte şeyler yaşadım bunlardan bazıları;fotoğraf çekerken insanların gösterdiği saygı, yine fotoğraf çekerken milyon tane insanla çarpışıp düşmeler kalkmalar ve bir taksicinin "abi bu hangi parti böyle ya ?" sorusuna "parti değil abi internette sansüre karşı tepki yürüyüşü" dediğimde şaşkın gözlerle bakması oldu. eve dönerken aklımda kalan şey o oldu "demek ki bir partinin oluşturabilceği kadar büyük ve etkili bir topluluk oluşturmuşuz" dedim. ne haddine diyebilirsiniz ama ben gururlandım. sosyal medyanın vurucu etkisini bir daha gördüğümüz bu güzel günde o yürüşte olup tepkisini gösteren herkese ve örgütlenmemizde yardımı olan modaretör ve yazarlara teşekkür ederim.
sansürcü ve yasakçı zihniyete karşı inadına;
internetime dokunma !
yürüyüşte insanların dikkatini çeken ve çokça fotoğraf'ı çekilen salca patentli afiş için;
uzun zamandır görülmeyen bir gençlik tepkisine sebep olmuş yürüyüştür.
gerçi sadece istanbul ayağı çoşkulu geçmiş, olsun.
80'den sonra apolitize edildiği bas bas bağrılan ve yıllar yılı ''aman gitmeyin..'', ''aman bulaşmayın'' denerek meydanlardan uzak tutulan veya bilinçli olarak uzak kalan gençlerin bugün taksim'de ''internetimizi vermeyiz uleyyyn'' temalı yürüyüşleri pek hoş, pek güzeldi.
bu gençlerin bir kısmı seçimde götünü kaldırıp oy vermeyecek biliyoruz. üzüldüğümüz tarafsa budur.
bozbaykuşların pankartını taşıyanlardan biri olarak epey eğlendiğim yürüyüş olmuştur.
internetsiz modemi al götüne sok, porno yoksa üç çocuk da yok gibi sloganlarla tüm taksimi inlettik, camlardan sarkan dedelere el sallattırdık ve inci tatlıcısına tapındık. cidden eğlendik lan.
öncelikle biradetbeyfendi'ye teşekkürü, borç bilirim. gerçekten de uludağ sözlük'ün, organize olabilmesi için kendini parçaladı deyim yerindeyse. sonra baştan alalım.
saat bir gibi taksim meydanı'ndaydım ve eylemin başlamasına yaklaşık bir saat vardı. iş yeri orada olan bir arkadaşımın yanına geçtim, birer çay içtik ve çay içtiğimiz esnada "sözlüklerden bağımsız iki genç eylemci" ile muhabbet edip, sonra da bu iki genç adam ile meydana yürüdük. saat, bir buçuk olmuş ve meydandaki tramvay durağının orada insanlar toplanmaya başlamışlardı. itü sözlük, ekşi sözlük, kötü sözlük ve inci sözlük pankartları çekti dikkatimi ve bütün taramalarıma karşın uludağ sözlük pankartı göremedim. işin kötüsü, eyleme katılacak olanlarla sağlıklı bir iletişim de kurmamıştım öncesinde. derken kalabalığın çevresinde turumu tamamladım ve kızılkayalar'ın, menzilinde konuşlanarak tekrar göz gezdirmeye başladım. o sırada elemanın birisi, elime "uludağ sözlük" yazan çıtalı kartonetten(evet, o şeyin bana göre adı buydu ya da bu olmalıydı) tutuşturdu. biraz konuştuk ve "ekşi sözlük yazarı" olduğunu öğrendim. "pankart yapılacağı" söylenmişti ve illa ki açılırdı da yapılmış bir pankart bana göre. yani mantıklı olanı buydu.
derken yarı mekanik bir ses ilişti kulağıma "uludağ sözlük buraya" şeklinde. hani şu filmlerde olduğu gibi "sese gittim". harbiden de olan buydu. akabinde saipsiz'i görmüş ve belki de epeydir görüşemediğimiz içindir mutlu hissetmiştim kendimi. sonra öğrendim ki megafondan bağıran sesin sahibi de biradetbeyfendi imiş. derken zall ve salca göründüler birara ve malum pankartı, yürüyüşe birkaç dakika kala yetiştirmişlerdi bereket. pankartı açtık ve pankart ile beraber birkaç yazar daha katıldı kafileye(10-15 kişi olduk). hemen yanımdaki zall'ın, "tayyip, elini internetten çek" sloganı karşısında "siyasete bulaşmayaydık" dediğini hatırlıyorum bütün samimiyetiyle, sonra zall'ı göremedik. salca'yı da en son pek kıymetli pankartı toplarken gördüm.
gene aynı şey takıldı aklıma ekşi sözlük ve itü sözlük, günler öncesinden yürüyüş başlığını sol frame'in tepesine çivilerken, uludağ sözlük neden yapmadı bunu? veya ekşi sözlük ve itü sözlük yetkilileri, buluşmayı organize ederken uludağ sözlükteki organizasyon hadisesi neden biradetbeyfendi(ismini çok zikrettim ama çok da çabaladı açıkçası) ve bir kaç yazarın, şahsi çabalarına bırakıldı.
her şey bir yana yerine göre kalabalığı şahlandıran, yerine göre ilgilerini çekip de yüzlerini güldürebilen küçük sloganlarımızla-ve sayısal anlamdaki noksanlığa, organizasyon eksikliklerine rağmen- epeyce eğlendiğimiz kanısındayım.
yürüyüşün sona ermesi ile salavatlayamadığım, uzun yolculuk yazarları ve yürüyüşün arasında ekipten kaybolan yazarlara da selam ederim buradan.
yürüyüşte hala 'burayı da siyasallaştırmaya çalışıyorlar' şeklinde yorumların yapıldığını duymak çok üzücüydü. çoğunluğu gençlerden oluşan ve akp' nin sansürüne tepkili böyle bir toplamın yarattığı hareket siyasallaşmadan nasıl bir sonuç alabilir. zaten karşı olduğumuz şey gerici politikaların ürünü, tepkimiz de siyasi doğrultuda verilmeli ki hareket bir grup genç yürüdüler ve bittinin dışına çıksın.
güzel sözlüğümü ve sözlük yazarlarını göremesem de daha doğrusu denk gelemesem de -ki çok yoğun bi katılım vardı normaldir- +1'imle katıldığım anlamlı ve amacına ulaşmasını dilediğim yürüyüştür. inciye denk geldik sürekli, sıradışı sloganlarıyla güldük, eğlendik.
not: internetten destekleyenleri meydanlarda da görmek isteriz.
"kahve sigara" ile taksimde aranıp aranıp en sonunda uludağ sözlük pankartını görünce çok mutlu olmuşuzdur.
sonra aralardan bir adam çıkıp gelir ve "ben biradetbeyfinde" deyince köyden amca oğlunu görmüş kadar olmuşumdur.
gerçektende beyfendidir orası ayrı konu. "poisonx" ile de tanışmış olduk bu arada pankart tutma sırasında.
nicklerini soramadığım yazarlar içinde buradan hepsine selam ederim. nefeslerine, pankart taşıyan ellerine sağlık.
açıkçası biradetbeyfendi nin gerçektende kendisini parçaladığı yürüyüş olmuştur. pankart sırasını birbirine devreden arkadaşlarda o sıcakta internette sansüre karşı hep beraber terlerini dökmüş, nefeslerini harcamışlardır.
sesimizin çıktığı kadar sözlük ekibi olarak taksimde yürüyüşümüzü gerçekleştirdik.
keşke herkesler orada olsaydıda daha kalabalık bir uludağ sözlük görünümünde olsaydık ancak entrylerden görüldüğü üzere bir çok bireysel katılan yazar
arkadaşımızda olmuş. sonuçta önemli olanda bu saçma sansüre karşı tepkiyi nerede olursa olsun belirtmekti.
tekrar yürüyüşteki tüm yazar arkadaşlara selam ederiz.
seslerimizi kesmek isteyen bu adi zihniyete karşı hep beraber nicelerinde buluşacağımıza eminim.
ne kadar gerizekalı ve ne kadar abaza varsa kendilerini belli etmişler..
yahu şu sözlükte olmaktan utandım resmen. porno sevdalısı tipler gibi, bu kadar mı düştünüz, bu kadar mı yerlerdesiniz lan?
kızlar porno pankartı tutmuş be!.. komediye bak..
yok saçma sapan bir eylemdi. öyle de kalacak..
tamam sansüre karşısın da birader, bokunu çıkarmışsın bariz..
afferim size..
bi iş becerdiğini sanan amele sürüsü..
yürüyüşün istanbul ayağında olduğum protestodur. süper, eğitim seviyesi yüksek, orda olma amacını belli eden gençler vardı. seviyeli ve amacına uygun bir yürüyüştü. camından bakan bir dedeye karşı atılan dedelere özgürlük sloganı beni yarmıştır. * umarım amacına ulaşır ve özgürlük için attığımız naralar sahiplerine iletilir. geç geldiğim için uludağ sözlük grubunu göremedim. birlikten güç doğar misali birlikte yürümek isterdim fakat çok kalabalıktı ve bir ucundan bende protesto için alkışımı tuttum.
çok güzel ve güneşli bir istanbul havasında katıldığım yürüyüştür.
maceramız taksim meydanında "mustafa kemal'in askerleri" ile başladı. ben de tam bundan korkuyordum. mitingin "cumhuriyet mitingi"ne dönüşmesinden. ama korktuğum gibi olmadı ve kısa sürede miting olması gereken havasına döndü.
kortejle beraber yürümeye başladık. daha sonra inci sözlük grubuna dahil olup "inci siker" "kaç yapar - 40 yapar" "internetsiz modemi al götüne sok" "sansüre karşı bacak omuza", demirören iş merkezinin önünden geçerken de "yeter yıldırım demirören yeter" "ucube burada tayyip nerede" "emeğe uzanan eller kırılsın" sloganlarını ağzımı doldura doldura nefesimin son raddesine kadar bağıra bağıra attım.
beklediğimden de kalabalık olan bu eylem umarım bir ses getirir.
bu arada türbanlı arkadaşlarda vardı aralarda ki saygılarımı ve özgür düşüncenin yanında olup körü körüne bir şeyleri savunmadıkları için saygı ve sevgilerimi yolluyorum.
istanbul ayağındaki 200 kişiden biriydim bende ve şuan onun haklı yorgunluğuyla oturuyorum evimde... "sansüre karşı bacak omuza" sloganı beni yerlere yatırmıştır. beklediğimden çok daha fazla kişiyi orda görmek, istesek ses çıkarabiliriz ama neden çıkartmıyoruz da susuyoruz başka konularda da düşüncemi daha da güçlendirmiştir. güzel bir pazardı gerçekten de, muhteşem bir kalabalıkla çekinmeden güzel sloganlar attık...