aşkı öyle sahipleniyoruz ki... bir biz biliyoruz aşkı. bir biz anladık sevdayı. biri aşık olmadan önce bize gelip fetva almalı. hepimiz aynı şeyleri hissediyoruz aslında. en büyük acıyı biz çektiğimiz gibi, aşkı da en iyi biz bildik. oysa aşkı tanımlayamayız ki. öncelikle aşk yaradandan gelir. ilahidir aşk, bu yüzden tanımlayamayız aşkı. hepimiz bambaşka anlamlandırırız. bir kuşun ötüşünde, bir annenin sütünde, baharın gelişinde olabilir aşk, bir katilin kalbinde de... gönlümüzün aşka kapalı olması birilerinin hala bizim bilmediğimiz dillerde aşık olamayacağını göstermez.
*çektikleri acı sonunda facebook profiline * ''arkilerim iyi ki varsınız siz olmasanız ben bu çekilmez dünyada nasıl yaşardım. hepinizi seviyorum. mucukus. xd'' yazarlar.
imkansız yada (son yıllarda) çok uçuk bir durum değildir fakat yazıktır. yapılması gereken daha mühim işler varken, yaşanılması gereken bir çocukluk varken, 13 yaşında birinin böylesine acı duygular ile tanışması.
imkansız yada (son yıllarda) uçuk bir durum değildir fakat yazıktır. yapılması gereken daha mühim işler varken, yaşanılması gereken bir çocukluk varken, 13 yaşında birinin böylesine acı duygular ile tanışması.
kız ise geleceğin vesikasız fahişelerinden biridir. oğlan ise işte o fahişeler için hırgür çıkaran öküzbaşlar familyasından bir birey olarak topluma entegre olacaktır. ulan 13 yaşındaki insan aşık olur mu ? büyük türkçü ismail gaspralı tam o yaşta iken taaa kazan şehrinden kalkıp girit'teki rum isyanınının bastırılmasına yardım için girite gelmiş binbir cefa ile hemde. türk genclerini 13 yaşindayken ulusu için böyle fedakarlıklar yapabilecek şuura eriştirmeli. yoksa daha o yaşta sikinin derdine düşmüş eniklerden ne ulusumuza ne de temiz insanlığa zerre fayda gelmez.
hoşlantıyı, isteği, hevesi kuvvetle muhtemeldir ki aşk zannetmiş, herkesin geçtiği yolların başında olan yumurcaktır. 13 yaşında çektiği aşk acısıdır. 15 yaşında hevestir o yaşadıklarının adı. 20'sinde gülünüp geçilir, hatırlanmaz bile. aah ah. yataklara düştüm aşkından. yoo, heves.