aslında çocuk fuardaki en pahalı tekneyi istemiş ancak ailenin maddi imkanları en ucuzuna yetmiş, haliyle çocuk da yaşadığı çaresizlik için ağlamıştır. kıyamam.
Oğlum fakir fakir başlıklar açmayın be. Fakirsiniz, eyvallah ona lafım yok, ama bu çok olağan bir durum hacılar, söylseneze hangimizin 15 yasında BMW' si olmadı ki.
Asıl sorun çocukta değil ailededir. Ülkemizin içinde bulunduğu durumla adeta alay edercesine gerçekleşmiştir. nitekim çocuğu ilerleyen süreçte psikolojik sorunlar beklemektedir.
problemin tekne fiyatında, ailenin ekonomik durumunda vs. olmadığı olay. hangimiz o durumda olsak böyle şeyleri kendimiz için veya çocuğumuza hediye etmek için almayız ki sanki? zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış.
problem, bunu ana haber bültenlerine taşıyan iki yüzlü kanallardır.
aynı ekranlarda birkaç hafta önce kar nedeniyle yol kapalı olduğu için hasta çocuğu ölen vanlı aileyi de gösterdiler ya da soğuktan donup ölen konyalı çocuğu da.
ülkemizde trajikomik birşekilde gerçekleşen olaydır. çocuk bide ağlıyor arkadaş peki doğu türkistandaki uygur çocuğuda ağlıyor haber yapmadılar, afrikadaki açlıktan kırılan çocukta ağlıyor haber yapılmadı, suriyede kafasına kimyasal düşen çocukta ağlıyor onların sevinci kuru ekmek ama bu zengin piçinin tekne vede tekneye ağlıyor işte şerefide olmayacak bu küçüğün büyüdüğünde ve şunuda belirteyim benim babam bana tekne alsa o tekneyi satar bağış yaparım garibana yoksula sana tekne alan babanı siksin ibneler.
haber olmasını yadırgadığım olay. çocuğa suç bulmuyorum, nihayetinde eldeki imkanlar ölçüsünde elemanın bir isteği var ve bunun yerine getirilmesini istemiş yıllarca. anne babaya da doğrudan suç bulmuyorum, adamlarda para var, bastırıp çocuklarına bir hediye almışlar.
ben bu olayı haberleştirenlere kızıyorum, az sorumlu davranın amk davaroları. ambulans gelmediği için çocuğu ölen ve bu cesedi çuvalın içine atıp sırtında taşıyan babaların olduğu bir ülke burası. milyonlarca insan kıt kanaat geçiniyor. siz haberci olarak az sorumlu olun ve varlıklı bu insanların pahalı mutluluk tablolarını sokmayın milletin gözüne.
Allah olmayana da nasip etsin oturduğumuz ev bizim. Babam "yarın öbür gün evlenirsin dur sana bi ev alalım" diyerek 80 bin kredi çekip, 120 bin olarak ödemeye başladı kredi. Kendisi hayattaki idolüm ve esnaf. 2 ay önce kanser olduğunu öğrendik ve şu anda kemoterapi görüyor. Kendimi kötü hissediyorum beni düşünerek adım attı, sıkıştı. Stres yaptı, boğazından kıstı evi aldı ama hasta düştü. Allah düşmanıma vermesin böyle bir şey. Bir şeyler çabalıyorum kendi çapımda.
10 dakikadır düşünüyorum başlığı, böyle bir lüks, yaşam tarzı. Nereden geliyor? Ama eğer benim hakkım varsa helal etmiyorum. Mart 2 de ankaraya gidecez hala konaklama belli değil, para tedarik edilmedi. Hakkım varsa haram olsun. hele ki böyle işlere...
devrim habercisi bir vakıadır.
fransız ihtilalcilere, ekmek yoksa niye pasta yemiyorlar diyen kraliçenin günümüz versiyonudur.
küresel kapitalizm vahşetinin soktuğu bunalımının lokal bir örneğidir.
anne-babası klinik bir vakıa olmaktan öte bir durumdadır. çocuklarına bu denli acımasız davrandıkları için bir kliniğe kapatılmalı ve ağır bir tedavi sürecinden geçirilmeleri gerekir.
çocuğa ise aşırı dozda manevi duygular verilmeli, arkadaşlık vesaire, aksi takdirde hayatı boyunca kendini tatmin edememenin bunalımıyla kendi sonunu hazırlar.
5-6 yaşlarındaydım, eski vakitler tabi, böyle bakkal dükkanları gibi oyuncakçılar vardı. o zamanlar şu majorette tarzı minik arabala pek bir modaydı. e küçük çocuğuz tabi, oyuncakçının önünden geçerken arkadaşlarımın vın vın sürdüğü o minik arabalardan gördüm ve "baba baba bi tane küçük araba alsana nooolur" dedim. o an bulunduğumuz yer Bursanın merkezi, bilen bilir, osmangazi alt geçidinin Heykel ve inönü caddesine doğru çıkan tarafı değil, diğer tarafı, hani otopark vardı eskiden orada, ahmet vefik paşa tiyatrosunun arkası, böyle yere basınca su fışkırtan bir çeşme vardı garip, şimdi ne var bilemem. işte tam orada babam afedersiniz götüme bi tekme salladı, " yürü lan itoğlu senin yaşında aile geçindiren adamlar var " diye, artık kime neye kızdıysa... yaş otuzu geçti hala babamdan birşey isteyemedim, nasıl gaza geldiysem ortaokul, lise, üniversite falan hep özel okullarda parasız - burslu okudum, ama yinede kendime bir küçük araba alamadım.
sağolsun eşim bu hikayemi anlatınca çok üzülmüş, bana ufak bir araba almış, ilk ufak arabam o oldu. inşallah ilerde çoluk çocuk olunca ona vercem.
niye mi bu hikayeyi anlattım, acitasyon olsun diye mi? valla o ana baba ben olsam, çocuğuma imkanım varsa istesin yüzbini geçtim, milyonluk tekne alırım, sonra oturur onunla beraber ağlarım.
ha imkanım yoksa götüne tekmeyi basarım, babadan böyle gördük...
bana o kadar da batmayan durum. parasını ota boka çar çur eden zenginlerden daha fazla göze batması da şaşırtmıştır beni açıkçası. birisinin yüz bin euro'ya tekne alması nasıl batmıyorsa bu tekneyi 13 yaşındaki oğluna alması da batmamalı bence. o çocugun altın kalpli bir insan olmadıgını nereden biliyorsunuz? 13 yaşındaki bir çocuk zaten 13 yaşında o tekneye tam anlamıyla sahip çıkamayacağı için tekne çocugun ailesine ait saylır, bunu da akıl edin yahu.
zavallı, cahil, öküz insanlara buna da şükür dedirten olaydır. anlamaz, anlayamaz beyinsiz insan o teknede kendisininde payı, hakkı olduğunu, susar garibim..
züğürdün zenginin malında payı vardır o yüzden çenesini yorması normal olan davranıştır. hem inanç sistemlerinde hem de sosyal devlet anlayışında zenginler züğürtlere devlet eliyle yada inanç noktasında kişisel olarak kazandıklarından vermek zorundadır. o yüzden zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış lafını papağan gibi tekrarlayıp durmayın, size ne lan yorulan çene size mi girdi mk.
